Dişler canlıdır bu canlılık sayesinde sıcak, soğuk , sert, yumuşak gibi farklılıkları algılarız.Diş eti ve diş arasında bulunan bazı özelleşmiş hücreler yediğimiz ve içtiğimiz gıdalardan keyif alabilmemiz için özelleşmiştir . Diş çekimi sonucu bu hücreler etkinliklerini kaybederler. İleriki yaşlarda protez kullanan hastaların ‘bu meyvelerin de eski tadı yok’ gibi hayıflanmalarını duymuşsunuzdur. Aslında meyve aynı tatlılıktadır fakat dişler olmadığı için kişi kendi dişleri ile yerken aldığı hazzı alamaz.
Genellikle insanlar diş kayıplarının asıl nedeninin diş çürükleri olduğunu düşünürler. Araştırmalar göstermiştir ki ilerleyen yaşlarda diş kayıplarının en sık karşılaşılan nedeni dişeti hastalıklarıdır.
Diş eti hastalıkları dişetlerinin çekilmesine neden olurlar. Böylelikle hiç çürük olmayan hatta dolgu dahi yapılmamış sağlıklı dişler hareket etmeye, şiddetli bir şekilde sallamaya başlarlar. Tedavi edilmedikleri taktirde çekilmek zorunda kalırlar.
Dişeti hastalıklarının temel nedeni diş taşlarıdır. Diş aralarında biriken yiyecek kalıntıları ağız içerisinde katılaşır. İki gün içerisinde diş taşları diş fırçası, diş ipi ve benzeri bir materyalle temizlenmeyecek bir duruma gelir.
Diş taşlarının elimine edilmesi ancak diş hekimleri tarafından yapılabilecek profesyonel temizlik ile mümkündür. Bu süre genelde altı ayda bir olarak söylense de sigara içen, ağız hijyenine dikkat etmeyen, genetik diş eti hastalığına yatkınlığı olan veya sistemik bazı hastalıkları bulunan kişiler için daha kısadır. Ancak etkin bir şekilde diş fırçalayan ve diş ipi kullanan kimselerde diş taşı temizleme işlemi daha geniş aralıklarda yapılabilir.
Diş eksiklikleri kesinlikle protez ve implant uygulamaları ile tedavi edilmelidir. Aksi taktirde diş kayıpları sayısı artacaktır. Günümüzde yapılan protez ve implant uygulamaları doğal dişe çok yakın bir duruma gelmiştir. Ancak bu uygulamalar doğal dişlerle elde ettiğimiz canlılık duygusunu geri kazanmamıza yardımcı olamazlar. Yiyeceklerden aldığımız haz duygusu kaybetmek istemiyorsak dişlerimize iyi bakmalıyız.