Birçok insan hala depresyonun bir hastalık olduğundan şüphe duymaktadır. Bu nedenle de bir uzman yardımı almaktansa kendi kendine baş etmeye çalışmaktadır. Yaşamın getirdiği sorunların yarattığı mutsuzluk, üzüntü, keder ile depresyonun temel belirtileri benzeşmektedir. Bu nedenle insanlar bu tür duygularını çoğunlukla yaşadıkları olaylara, içinde bulundukları durumlara bağlarlar.
Peki, yaşadıklarımızın sonucu olarak mutsuz muyuz yoksa depresyonda mıyız? Nasıl ayırt edeceğiz?
Elbette ki insanları evrensel olarak rahatsız eden ilişki sorunları, bir yakınımızın ölümü, iş yeri sorunları, haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüz durumlarda mutsuzluk, üzüntü normal bir duygudur. Bunun depresyondan en önemli farkı hissedilen duygunun yaşanan durumla ne kadar uyumlu olduğu ve ne kadar sürdüğüdür. Eğer bu mutsuzluk birkaç haftadan uzun sürüyor, hayatın diğer alanlarına da yayılıyorsa beraberinde daha önce ilgi duyduğumuz alanlara karşı ilgimiz kaybolduysa, eskiden keyif aldığımız güzel anlardan, olaylardan artık keyif almıyorsak depresyon başlamış olabilir. Depresyon ilerlediğinde günlük aktiviteleri dahi yapacak enerji azalabilir, dikkat dağınıklığı ortaya çıkar. Bu nedenle yetersiz, güçsüz hisseden kişinin özgüveni azalır. Daha tahammülsüz, öfkeli, sinirli olabilir. Bu nedenle çoğu kez insanlardan kaçma ve içe kapanma başlar. Yakınlarının eleştirileri ve yardım önerileri karşısında ‘hiç kimse tarafından anlaşılmadığı’ düşüncesi ile kişi daha gergin ve sinirli olabilir. Bazen o kadar derin bir karamsarlık ve her şeyin kötü gideceğine dair umutsuzluk hissedilir ki tek kurtuluş yolu olarak intihar etme düşünceleri başlar.
Depresyonda hissedilen en belirgin duygu mutsuzluk olsa da önemsenmediği ve tedavi edilmediği zaman kişiyi ölüme dek sürükleyen ciddi bir ruhsal hastalık olduğu unutulmamalıdır. Erken dönemde bir psikiyatri uzmanına başvurmak ve tedavi almak birçok hastalıkta olduğu gibi hayat kurtarıcı olabilir.
Depresyon nasıl tedavi edilir?
Depresyon tedavisi için şiddeti, başlangıç şekli, daha önce depresyon geçirilip geçirilmediği, ailede depresyon geçiren birinin varlığı, depresyonu başlatan bir yaşam olayının olup olmadığı gibi birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır.