Deprem Psikolojisi

Depremi yaşamış ya da tanık olmuş her birey için bu durum stresli ve bazen travmatik olabilir. Birçok insan hayati olaylar karşısında benzer tepkileri verir. Deprem ve sonrasında verilen tepkiler, olayın şiddeti, mağdurların kişilik yapıları, toplumsal değerler ve geçmiş deneyimler nedeniyle farklılıklar gösterir. Deprem mağdurlarının, kaygı, korku ve TSSB bulgularını azaltmada yararlı olduğu bilinen psikolojik tedavilerden yararlanması sağlanmalıdır. Bu yaklaşım, mağdurların gelecekte karşılaşabilecekleri depremler için de psikolojik olarak daha hazırlıklı ve dirençli olmalarını sağlayacaktır.

İnsanların büyük bir bölümü birkaç hafta içerisinde yeni duruma alışıp, iç dengelerini kurar ve zorluklarla başa çıkarken, bazı insanlar için sıkıntılı süreç, aylar ve bazen yıllar boyu devam eder. Bu duruma, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) adı verilir

DEPREM SONRASI VE TSSB İLE OLUŞABİLECEK DURUMLAR

Psk. Nazan Sondaç

Tanı için bu bulguların bir aydan daha uzun süre devam ediyor olması, sosyal yaşam, iş yaşamı ve diğer uğraşılarda ciddi bozulmalara yol açması kriterleri aranır.

NELER YAPILMALI?

İnsanların travmayla başa çıkmalarına yardımcı olacak standart bir yöntem yoktur. Bireyin kişiliğine ve yaşam biçimine uygun, yaşama geçirilebilir nitelikte yöntemler gereklidir. 

Deprem sonrası keder ve matem kaçınılmaz olabilir. Olay anına zihinsel geri dönüşler yaşamak ve uykuda kâbuslar görmek sıkça karşılaşılan durumlar olmakla beraber, zamanla bu bulguların azalması beklenir. Yukarıda söz edilen yöntemlere rağmen kişi, iki haftayı geçen bir süreden sonra hâlâ çok yoğun korku ve keder yaşıyorsa, günlük yaşama geri dönmekte zorlanıyorsa, kendisine veya etrafa zarar verme riski taşıyorsa, profesyonel destek sağlanması düşünülmelidir. 

Exit mobile version