Yaz aylarında okulların kapanması ve ısınan havanın etkisiyle çocuklar dışarıda, denizde ve doğada daha çok zaman geçiriyor. Bu da çocuklarda görülen yaz hastalıklarının artmasına zemin hazırlıyor. Çocuklarda sık görülen yaz hastalıkları arasında kusma ve ishal ile seyreden bağırsak enfeksiyonları, deniz ve havuz enfeksiyonları, güneş yanıkları, sıcak çarpması, böcek sokmaları, üst solunum yolu enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları, Hepatit A enfeksiyonu, alerjik reaksiyonlar, deri hastalıkları ve sıvı kayıplarına bağlı çeşitli hastalıklar geliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Canan Bilazer, çocuklarda görülen yaz hastalıkları ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Güneşi seviyoruz ama saatlere dikkat!
Güneşin tam tepede olduğu ve yeryüzüne ışınların dik olarak geldiği öğle saatleri, güneş çarpması için en riskli zaman dilimidir. Özellikle bu saatlerde oyuna dalıp uzun süre güneşte kalınması sıvı kaybına neden olabilmektedir. Güneş çarpması durumunda halsizlik, baş dönmesi, ağızda kuruluk, baş ağrısı gibi belirtilerin yanı sıra ileri güneş çarpmalarında şuur kaybı ve bayılmalara varan sonuçlar olabilmektedir. Aşırı sıcaklar vücutta sıvı ve elektrolitlerin kaybına yol açar. Güneş çarpmasından çocukları korumak için birkaç basit önlem alınmalıdır. Bunların başında; bütün çocukların özellikle 6 aydan küçük bebeklerin saat 10.00- 16.00 arasında güneşe çıkartılmamaları, güneşte kalma süresinin 10 dakika ile başlayıp yavaş yavaş artırılması ve mutlaka yüksek koruyuculuğu olan güneş kremlerinin kullanılması gerekmektedir.
Güneş yanıkları tatilinizin tadını kaçırmasın
Güneş çarpması kadar önemli bir diğer konu da güneş yanıklarıdır. Özellikle sarışın ve açık tenli çocuklarda gelişebilecek cilt lezyonlarının şiddeti hem daha ağır hem de daha kalıcı olabilmektedir. Çocuklarda en az 30 faktörlü (SPF 30) kremler düzenli aralıklarla cilde sürülmeli ve güneşin altında olduğu süre içerisinde çocuğun bol sıvı almasına dikkat edilmelidir. Suyun içinde de güneş ışınlarından etkilenildiği unutulmamalı ve her ne olursa olsun özellikle çocukların en sıcak saatlerde direkt güneş altında olmamalarına özen gösterilmelidir. Güneş yanığı eğer sadece deride kızarıklık ve hafif ağrı hissi ile kendini göstermişse bu birinci dereceden yanıktır ve 48 saate kadar ağrı, deride gerilme, yanma hissi devam etmektedir. Derinin losyon tarzı kremler ile nemli tutulması ve ağrı kesici şuruplar kullanılması çocuklarda birinci derece yanığa karşı uygulanacak yöntemlerdir. Eğer güneş yanıkları çok ağrılı ve kabarcıklıysa, bu duruma yüzde şişme durumu eşlik ediyorsa, ateş ve titreme, baş ağrısı, bayılma, his kaybı, genel durum bozukluğu veya bilinç değişikliği varsa hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
En sık turist ishali görülüyor
Yaz aylarında sıcaklığın artması ile gıdaların bozulması ve bakteri üremesi artmaktadır. Sağlık kuruluşlarına en sık başvurulan vakalar arasında koli basilinin neden olduğu turist ishali gelmektedir. Daha çok kanalizasyon sularının karıştığı kirli sularda yüzmek veya bu suların bulaştığı gıdaların tüketilmesi sonucu oluşmaktadır. Yeşil renk, sulu dışkılama görülmektedir. İshal vakalarında hastalığın şiddetini belirleyen en önemli unsur dışkılama miktarı ve sıklığı yani sıvı kaybının şiddetidir. İshalin en önemli istenmeyen etkisi dehidratasyon adı verilen vücudun sıvı dengesinin bozulması halidir ve bu sıvı kaybına bağlı olarak derecelendirilmektedir. İdrar sıklığının azalması veya idrar çıkışının hiç olmaması, hafif ateş, susuzluk hissi, göz kürelerinin çökmesi, cilt elastik yapısının bozulup daha lastiksi bir kıvama gelmesi, tansiyon düşüklüğü başlıca belirtilerindendir. Eğer uzun süren ve sıvı kaybının çok olduğu bir ishal durumu varsa dehidratasyon riski de artmaktadır. İshallerde esas olan tedavi şekli vücudun kaybettiği sıvıyı ağız yolu ile geri alabilmektir. Çocuğun genel durumuna göre sıvı kaybı fazla ise ağızdan ishal diyeti uygulanmalıdır.
Havuz enfeksiyonlarına dikkat!
Yaz aylarında havuzların kalabalık ve sık tercih edilen yerler olması sebebiyle bulaşıcı hastalıkların yayılma riski çok artmaktadır. Sağlık ve hijyen kurallarına uyulmayan havuzlar çeşitli enfeksiyon hastalıklarının oluşumuna neden olmaktadır. Bununla birlikte fazla klorlanmış havuzlar çocuklarda deri, kulak ve gözde alerjik hastalıklara neden olabilmektedir. Özellikle 4 yaşın altındaki çocukların havuza sokulmaması önerilmektedir. Temizliği iyi yapılmamış havuzlarda bulunan bakteri ve enfeksiyonlar ciltteki küçük bir çizikten girerek iltihaplı yaraların oluşmasına neden olabilmektedir. İdrar yolları ve mantar enfeksiyonlarının yazın daha çok görülmesinin nedeni yine yeteri kadar temizlenmeyen havuzlardır. Havlu ve terlik gibi eşyaların ortak kullanımı da mantar enfeksiyonlarının hızla yayılmasına neden olmaktadır.