Çocuklarda ve Gençlerde Şiddet
Çocuklarda ve gençlerde şiddetin artmasının nedenleri nelerdir?
Oyunlar, sosyal medya, haberler bu oranın artmasında etkili midir?
Şiddet genel anlamda sahip olunan ya da olunduğu sanılan gücün, insanların ruhsal ve fiziksel zarar görmesine neden olacak şekilde kullanılmasıdır. Tabi bu şiddet davranışı bireysel veya topluluk olarak ortaya çıkan bir hareket olabilir.
Şiddet davranışının içine sadece fiziksel içerikli şiddeti değil; sözel ve psikolojik tacizi de içeren davranışlar ile birine bilerek rahatsızlık veya fiziki olarak zarar vermek de girmektedir.
İşin özünde şiddet davranışının birçok nedeni olabilir. Bunlar biyolojik, toplumsal ve kişilerarası ilişkilerden kaynaklı nedenler olabilir. Bununla birlikte çocuklarda şiddet davranışı öğrenme yolu ile de hızla artmaktadır. Aile içinde sözel, duygusal, fiziksel yollarla şiddete maruz kalan çocuklar bu davranışı bir sorun çözme yöntemi olarak gündelik hayatlarında kullanmaktadır. Akran zorbalığını buna en iyi örneklerden birisi olarak ele alabilmekteyiz. Öte yandan özellikle çocuk ve gençler medya yolu ile de şiddeti benimseyebilmektedir. Çocuklar sürekli oynadıkları strateji adı altında normalleştirilen savaş, hırsızlık vs. oyunları ile oradaki bu davranışları güç olarak algılayarak kendi yaşantılarına yansıtmaktadır. Aynı zamanda film, dizi ve haberlerde kontrolsüz şekilde sunulan şiddet sahneleri de öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Bunların yanı sıra çocuklar yaşadıkları çevreden de gördükleri şiddet davranışını bir iletişim aracı olarak benimseyebilmektedir.
Şiddet oranlarıyla ilgili dünyada ve Türkiye’de yapılan araştırmalar
Şiddet oranları ile ilgili aslında büyük epidemiyolojik çalışmalar bulunmamaktadır. Şöyle ki şiddet dediğimiz, kadına şiddet, çocuğa şiddet gibi alt başlıklara ayrılmaktadır. Haliyle geniş kapsamlı araştırmalar değil de daha spesifik araştırmalara bakmak uygun olacaktır. Yapılan çalışmalar daha çok ergen ve çocuklarda görülen şiddetin 15-16 yaşları arasında en yüksek seviyeye ulaştığını ve risk faktörü olduğunu göstermektedir. 17 yaşından sonra bu oranlar düşmeye başlamaktadır. Kızların ise erkeklere göre oranı düşüktür. Erkekler kızlara oranla fiziksel şiddet kullanımına daha fazla başvurmaktadır.
Sonuçlar genel itibariyle suç ve şiddetin okullarda yaygın olduğunu göstermekle birlikte sorunun çözülmesine dönük girişimlere ihtiyaç vardır.
Şiddeti azaltmak için neler yapılmalı?
Baktığımızda birçok suç ve şiddet olayında erken tanıma ve uyarı sinyalleri bulunmaktadır. Bunlar çoğunlukla sosyal olarak içe kapanma, aşırı izolasyon ve yalnızlık duyguları, aşırı reddedilme duyguları, okula ilginin ve akademik başarının düşük olması, şiddeti yazılar ve resimler ile anlatmak ve kontrol edilemeyen öfke olabilmektedir. Çocukları bulundukları ortam içinde gözlemlediğimizde davranışlarındaki bu değişimleri fark edebiliriz. Bazı sinyaller ve gözlemler ciddi problemlerin habercisi olabilir, ancak benzer gözlemler edindiğimiz her çocuğun kendine zarar vereceği ya da arkadaşlarına şiddet uygulayacağı anlamına gelmez. Bunları birer risk faktörü olarak görüp çocuğu etiketlemeden önleyici çalışmalar yapmak için kullanmak gerekir.
Aileler ne yapabilir?
Evdeki şiddeti azaltmalı ve evi güvenli hale getirmeli. Psikolojik rahatsızlık olasılığını düşünmeli ve madde kullanım riskini göz önünde bulundurmalıdır. Buna bağlı olarak ise çevrenin güvenliğini sağlamalıdır.
Sonuç olarak, anne- babaların kendi davranışlarını kontrol etmeleri, medya araçlarının denetlenmesi ve çocukların yaşlarına uygun oyunlar seçilmesi uygun olacaktır.