Çocuklarda müzikoterapi
Müzikle tedavi ile, otizm’den ve psikolojik çocuk hastalıklarından Geriatri’ye kadar çeşitli psikolojik ve organik temelli hastalıklarda olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlenmektedir. Aslında bebegin müzikle tedavisi doğumdan itibaren başlar. Annenin ninni ile çocuğu uyutmaya ve sakinleştirmeye çalışması da bir nevi tedavidir. Hatta hamile bayanların ney musikisi, pentatonik müzik ya da klasik müzik dinleyerek anne karnında ki bebegin gelişmesini ruhsal ve bedensel olarak olumlu etkileyecekleri kanaatindeyim. Hamile bayanların bebeklerinin olumsuz ruhsal değişimlere uğramaması için, opere, rock ve disco tarzı yüksek sesli müziklerden mümkün mertebe uzak durmaları gerekmektedir. Ayrıca arabesk tarzı müziklerden de kaçınılmalıdır. Arabesk müzik tarzı, çocuğun dengeli gelişimini olumsuz etkileyebilir ve onun duygusal alanda aşırı tepkiler vermesine neden olabilir. Ayrıca onun daha agresif ve hırçın bir yapıya bürünmesine de neden olabilir. Özellikle gebeliğin 5-6 ayından sonra dinlenen hafif- yumuşak müzikler doğumun da rahat olmasını sağlamaktadır.
Dolayısıyla, müzik çocukların kendini ifade etme yeteneklerini geliştirir, estetik, üreticive yapıcı düşünme kapasitelerini artırır. Okul çağındaki çocukların daha hızlı okumaları; yazma, anlama ve düşünmede öğrenme güçlüğü çeken çocukların eğitimleri; stresin ve sıkıntının azaltılması yine müzikle başarılabilir.Bilim adamlarına göre müzik, bilişsel düşünme kabiliyetini artırmaktadır. Bilişsel düşünme ile müzik arasında güçlü bir ilişki olduğundan müzikle uğraşanlarda ya da sık müzik dinleyenlerde beyin aktivitesi artmaktadır. Almanya’da Friedrich Schiller Üniversitesinde yürütülmüş araştırmalar sonucunda profesyonel ya da amatör olarak müzikle uğraşan insanların beyinlerinin daha büyük olduğu belirlenmiştir. Düzenli olarak müzik aleti çalmanın beynin görme, duyma, hareket etme ve koordinasyonla ilgili bölümlerinin büyümesini sağladığını tespit edilmiştir. Müzisyenlerin beyinlerinde duyma, görme, hareket etme ve koordinasyonla ilgili bölgelerde daha fazla “gri madde (gri hücre)” olduğu tesbit edilmiştir. sürekli müzik aleti çalmanın beynin büyüklüğünü olumlu etkilediği diğer bir gerçektir. Beynin kaslar gibi egzersiz yaptıkça büyüdüğünü; örneğin, piyano çalmanın notaları algılayan beynin tuşlara dokunan parmaklara ve pedallara basan ayağa emir vermesiyle bir koordinasyon oluşturarak beynin birden fazla bölgesini aynı anda çalıştırdığını, çok yönlü düşünmeyi ve bağlantılar kurmayı sağladığını, dolayısıyla da beynin kullanımını geliştirdiği belirtilmiştir.
Bizim kanaatimize göre, ney musikisi de en az pentatonik tarzlar ve klasik müzik kadar bebek ve çocuk beyin gelişimini olumlu etkilemektedir. Anne ninnisi ile başlayan müzik terapisi, daha sonra ney musikisi ile devam ettiği taktirde hem sosyal hem de matematik zeka olumlu etkilenebilir. Aynı şekilde bebek ya da çocukken dinlediğimiz ilahilerin (buna bir nevi tasavvuf musikisi de diyebiliriz) bizleri ne kadar rahatlattığını ve huzura kavuşturduğunu hepimiz biliriz. Böyle musiki ortamlarından yetişerek topluma katılan bireylerin yasalara bağlı, adet ve gelenekleri önemseyen, kuşak bunalımına girmeyen ülkeye ve topluma yararlı kişiler olmaları kaçınılmazdır. Zaten genelde de baktığımızda müzik adamlarında ve sanatçılarda adi suç oranları büyük oranda düşüktür.
Müzik de tıpkı matematik ya da satranç gibi yüksek beyin fonksiyonları gerektirir. Dolayısıyla Fen ve matematik ile çok ortak yönü vardır. Müzik ile uğraşan çocuklarda görsel dünyayı algılayabilme, nesnelerin görüntülerini zihinde oluşturabilme ve bunların farklılıklarını kavrayabilme yetenekleri daha iyi gelişir.
Asya kökenli türk musikisinin en önemleri karekterlerinden biri olan pentatonik müzik, bir gam içinde ki 7 sesten ikisinin olmaması ile 5 sesten oluşur. Zaten penta Latince 5 demektir. Su sesinden esinlenmiştir. Pentatonik müzik 9-10 yaşına kadar çocuklara dinlettirilebilir. Pentatonik müzik huzur, güven, kararlılık ve sakinlik duygularını pekiştirir. Nitekim pentatonik müziğin otistik çocukların ruhsal gelişimini olumlu etkilediğini bilmekteyiz. Otistik çocukların tedavi seansları, piyano ve ritm sazlar eşliğinde pentatonik melodilerle icra edilmektedir. Avrupanın bir çok ülkesinde pentatonik melodiler ile otistik çocuklar tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Bugun hala Özbekistan gibi bir çok Türk-Asya ülkesinde şaman(baksı)lar, trans, dans, kopuz, dombra, davul birlikteliği ile örülen pentatonik tedavi seansları uygulamaktadır. Kazakistan, Altay, Kırgızistan Tuva, Ural bölgelerinde çok populer olan baksı dansları, bugun Avrupa’nın bir çok modern tıp merkezinde ve hastanesinde tedavi için kullanılmaktadır.
Çocuklarda türk sanat musikisin de oldukça faydalı olduğu kanaatindeyiz. Sabah vakitlerinde rast makamı ,öğle vakitlerinde hicaz makamı, öğleden sonra nihavend makamı , akşam vakitlerinde de uşak makamı dinlettirilmelidir. Rast makamı, çocuğua neşe ve huzur verir, hicaz ve nihavend makamları huzur, sakinlik ve sukunet verir, uşak makamı ise keyif ve mutluluk verir.
Özetle Orta Asya Türk hekimleri tarafından pentatonik müzik tarzları ile başlayan müzikle terapi , Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de çeşitli şifahanelerde uygulanmıştır. Daha sonra klasik batı musikisi tarzları ile Avrupa hakimiyeti ortaya çıkmıştır. Ancak son yıllarda şaşırtıcı olan nokta şudur ki; bir çok Avrupa ülkesi tedavi de Mozart-beethoven türü klasik müziği bir kenara koyarak tekrar pentatonik tarzlara dönüş yapmıştır. Ülke olarak ta Orta Asya’dan itibaren bir çok tarz ve açılımları da birlikte getirerek oluşan müzik çeşitliliğimiz, dünyayı kıskandıracak kültürel bir birikim olmuştur. Biz bilelim ya da bilmeyelim bugun için çok çeşitli musiki kültürümüz vardır ve bunların bir çoğu da henüz araştırılıp layık olduğu geniş kültürel paylaşıma çıkarılamamıştır. Ney musikisi de bunlardan biri olup, müzikoterapi alanında bilimsel çalışmaları beklemektedir. Son yıllarda Seda Bağcan , pentatonik müziğin modernize edilmiş şekli olan mantra müziği ile alakalı olarak dünya çapında çalışmalar yapmaktadır. kendisinin eserleri yurt dışında bir çok doğumhane de gebelik ve bebek sağlığı için dinlettirilmektedir. Seda Bağcanın çalışmalarını taktirle izlemekteyiz.
Anne ve babalar çocuklarını estrüman çalmaya yönlendirmelidir. yapılan bilimsel çalışmalara göre haftada 2 defa 15 dk’lık enstrüman (piyano vs) eğitimi çocukların mental, zihinsel gelişimlerini ve matematiksel zeka düzeylerini %58 civarında arttırmaktadır.
Biz kendi labatuvarımızda yaptığımız küçük çağlı mütevazi araştırmamızda ‘’ney musikisi’’nin beyindeki teta ya da beta dalga ritimlerinin, bir süre sonra sağlıklı dalga ritmi olan ‘’alfa’’ ya doğru geçiş eğilimine sebep olduğunu belirlemiş durumdayız. Kimbilir otistik çocuklar üzerinde yapılacak bir araştırma, pentatonik müzik gibi ney musikisini de ön plana çıkarabilir.
Nitekim Hz. Mevlana, öğretisi içinde yıllarca ney musikisi ile ilgilenmiştir. Semazenler ney eşliğinde transa girerek ruhlarını arındırmaya ve huzur bulmaya çalışmışlardır.