Her şey yolundaydı bir anda okula isteksizlik başladı… Bebekliğinde bile kendi odasında yatardı, şimdi annesinden ayrı yatamıyor…Son 6 aydır sürekli huzursuz ve yerinde durmuyor…Sakin bir çocukken bir anda öfke krizleri yaşamaya başladı…Dışa dönük bir çocuktu, bir anda içine kapandı… gibi cümlelerle sıkça karşılaşmaktayız.
Peki Çocuklarımıza Ne oluyor?
Genellikle cevabını bilmediğimiz, öyle bir anda, yetişkinlerin anlamlandıramadığı yepyeni bir sürece girer çocuklar. Yaşanılan hiç bir şey geride kalmıyor, bitmemiş işler her zaman peşimizden geliyor. Ve özellikle ön ergenlikle birlikte birçok şey daha anlamlı hale geliyor..
Bazen de anlamlandıramadığımız bu yeni süreci yetişkinler farklı nedenlere bağlarlar ve çocuklarının içinde yanıp sönen fırtınaları anlamaya çalışmazlar ve bir sürü ihmal ve erteleme sonucunda çocuk tek başına geride bıraktığını zannettiği anısıyla baş başa kalır..
Bazen de yetişkinler, kendi endişelerini bastırmak için çocuklarıyla sarsıcı olaylar hakkında pek de konuşmak istemezler; sanki o olay hiç olmamış ya da önemli değilmiş gibi davranırlar. Bu durum, çocukların olaylar hakkında kendi senaryolarını, kendi varsayımlarını üretmelerine neden olur. Ancak, çocuğun kendi kafasında kurguladığı durum belirsizlikler taşıdığı, tahminlere dayandığı için çocuğu çok rahatsız eder.
Çocuklarımızı Travmaları ile Baş Başa Bırakmayalım…
Kimi zaman büyük bir doğal afet, kimi zaman ise okulda öğretmenin azarlaması..
Travma, hayatın günlük akışı içinde, hiç beklenmeyen bir anda, insanın dayanma gücünü zorlayan ya da aşan bir durum olarak tanımlanabilir. Travmaların oluşmasında, çocuğun olayı kendi yaşamına veya başka birinin yaşamına tehdit olarak algılaması çok önemlidir. Olay ne kadar doğrudan tehdit oluşturuyorsa, etkisi o derece büyük olur.
Travma olması için illa büyük bir olay yaşanmasına gerek yoktur. Önemli olan çocuğun olayları nasıl algıladığı ve benlik algısına nasıl zarar verdiğidir.
Çocuklarda Travma Sonrası Sık Görülen Davranış ve Uyum Sorunları
Küçük yaş grubu çocuklarda travma sonrası gözlenen ani değişimler büyük yaş grubu çocuklarına göre daha zor anlaşılır, daha zor tespit edilir bir haldedir. Örneğin okul öncesi dönemdeki çocukların travma sonrası hatırlayabildikleri belirli bir anısı olmadığı için veya neyin, hangi anının onlara zarar verdiğini anlayamadıkları için çocuklar daha farklı etkileşim gösterebilirler. Örneğin; aniden alt ıslatma davranışları, gece kabuslarının sıklaşması, okulda beklenilmedik içe kapanma veya akranlarıyla uyumsuz davranış içine girme, derslerde ani düşüşler..
Daha büyük yaş gruplarında ise görülen davranışlar daha çok ani ve sık öfke patlamaları, akademik anlamda düşüşler ve fobik kaygılar geliştirme gibi davranışlardır.
Hangi Dönemde Çocuk Neler Yaşıyor?
Okul Öncesinde Travma Belirtileri:
İçe kapanma, inkar-yok sayma, oyunlarda travmatik temalar, kaygılı bağlanma sonucu yabancılardan korkma, ebeveyne yapışma ve sevdiği objeye bağlanma, korkular, regresyon durumlarına bağlı yaşının altında davranışlar gösterme.
İlkokul Döneminde Travma Belirtileri:
Performansta düşüş , inkar davranışları ve gerçeğin aksine davranma, duygulanımda tutarsızlık, davranış değişiklikleri, psikosomatik sorunlar.
Ergenlik Döneminde Travma Belirtileri:
Yalnızlık, madde- alkol tüketimi, suça yönelme, evden kaçma gibi davranış sorunları, intihar düşünceleri, özgüven sorunları, yaşından büyük davranmak veya hızlı ergenlik yaşamak, kendiyle aşırı meşgul olma ve öfke kontrolü sorunları.
Travmatik Yaşantılardan Sonra Çocuklarımıza Yardımcı Olalım
Çocuklarınızla konuşun, onların hissettiklerini anlamaya çalışın!
Travmatik bir yaşantıdan sonra çocukla konuşmak, onun bu olayı zihninde şekillendirip belli anlamlar yükleme sürecini olumlu yönde etkiler. Bunları yaparken de çocuğunuzun yaşına uygun bilgi verilmesi önemli bir konudur..
Çocuklarımızın duygu ve düşüncelerini anlayarak “Evet, üzülüyorsun, anlıyorum” şeklinde bir konuşma, çocuğu daha çok rahatlatacaktır ve düşünceleri normalize etmesini sağlamış olacaksınız.
Konuşamayan veya konuşmak istemeyen çocuklarınızı konuşmaya zorlamayın!
Anne babaların en çok gergin hissettikleri durumlardan birisi de çocuklarını nasıl konuşturacaklarıdır. Eğer konuşarak bu süreci çok iyi yöneteceğinizden emin değilseniz çocuklarınıza oyun oynama ve resim yapma fırsatı tanıyabilirsiniz. Böylelikle onların iç dünyalarında yaşadıklarını dışa vurmalarını sağlamış olursunuz. Sizler için bile ifade etmesi zor olan bu durumun çocuklar için resme aktarması da oldukça zor bir durumdur. O yüzden yapabildiği kadarını takdir edip çocuğunuzu çok sevdiğinizi sıklıkla çocuğunuza söyleyin.
Aşırı fiziksel temasta bulunmalı mıyız?
Yine önemli konulardan birisi de çocuğunuzla fiziksel temasta bulunup bulunmama konusudur. Aileler bu süreçte çocuklarına destek olmak için aşırı derecede çocuklarına dokunmak, sarılmak veya öpmek isterler. Bu tip durumlarda çok daha hassas davranmamız gerektiğini unutmayalım. Öyle ki bazı durumlar vardır çocuklarınızın fiziksel olarak dokunmanız onları daha da travmatize edip hatta ve hatta yaşadıkları olaylarla ilgili yanlış bağlantılar kurmasına sebep olabilirsiniz. Bu tarz olaylar genellikle istismara uğramış olan çocuklar için geçerli olup, bazen de bedensel olarak aşırı uyarılmış çocuklar için de dikkate alınması gereken durumdur.
Çocuklarınızı normal hayatlarına döndürmeye çalışın!
Her yaşanan olay ve durum gibi bu günlerin de geçici olduğunu ve işleri en kısa zamanda yoluna sokmak için çalıştığınızı onlara vurgulayın. Çocuklarınızın daha önce yaptığı ne varsa düzenlerini bozmadan onları en kısa sürede günlük hayatın içine katın, çocuklarınıza belli sorumluluklar verin.