Çikolata kisti, kadınların sosyal ve psikolojik yaşamını olumsuz etkiliyor

Çikolata kisti dünya genelinde her 10 kadından birini etkileyen, genetik faktörlerin rol oynadığı, çoğu zaman ilerleyici, iltihabi ve kronik bir hastalık olarak öne çıkıyor. Şiddetli ağrı nedeniyle hastalığın sosyal, iş hayatı ve evlilikleri olumsuz yönde etkileyebileceğini söyleyen Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu çikolata kistinin çocuk sahibi olmayı geciktirebileceğinin de altını çiziyor.

 “Bu çikolata hiç tatlı değil”

Çikolata kisti, kadınların baş belası haline gelen iki ana belirti ile tanınır: Şiddetli ağrılar ve gebelikte zorluk. Hastalık hafif karın ağrısından şiddetli adet sancılarına, hatta cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrılara kadar geniş bir ağrı yelpazesine yol açabilir. Bu durum kadınların iş, sosyal yaşam, evlilik ve partnerleriyle olan ilişkilerini etkileyebilir. Ancak her kadında aynı şekilde gelişmeyen bazen belirti göstermeden ilerleyebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Tahaoğlu endometriozisin (çikolata kisti) tanısı genellikle zor ve geç koyulduğunun üzerinde duruyor.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu

Endometriozis hastalığının yancı hastalıkları da vardır”

Endometriozis yalnızca ağrılar ve gebelik problemleriyle sınırlı kalmayıp bazı yancı hastalıkları da beraberinde getirebilir. Bunlar arasında fibromiyalji, migren, kronik yorgunluk, ağrılı işeme ve huzursuz bağırsak sendromu yer aldığını belirten Prof. Dr. Tahaoğlu, “Karın ağrısı, şişlik, kabızlık ve ishal dönemleri, endometriozis ve huzursuz bağırsak sendromunun birlikteliğine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Adet dönemi öncesi ve sonrasında kadınlarda şişkinlik, gaz ve ağrı gibi bağırsak problemlerinin önüne geçmek için mutlaka jinekolojik kontrollerin yapılması gerekir” şeklinde konuştu.

Exit mobile version