Check-up Korkusu sağlığı riske atıyor

“Acaba hastalık çıkar mı?” ya da “Ben iyiyim, bir şeyim yok.” gibi cümleleri sıkça kurarak gidilmeyen check-up ve diğer tarama yöntemleri, geri dönülmez sonuçlar doğurabiliyor.

Sağlıklı yaşamın ve bütünsel sağlığın en önemli tamamlayıcıları, check-up veya diğer vücut tarama yöntemleridir. Özellikle ciddi hastalıkların erken teşhisi ve vücudun eksiklerini bilmek açısından bu tür tıbbi yöntemler büyük önem taşıyor.

Herkes sağlıklı bir yaşam sürmek ister, ancak bazı insanlar check-up yaptırmaktan kaçınır. Bunun temel sebebi, “Bir hastalık bulunursa?” korkusudur. Bu durum, tıbbi açıdan “hastalık fobisi” veya “tanı korkusu” olarak da adlandırılabiliyor. Ancak bu korkunun altında yatan nedenleri ve sonuçlarını anlamak, daha bilinçli bir yaklaşım benimsemek için önemlidir.

Check-Up’tan Korkmanın Psikolojik Nedenleri

İnsanların check-up gibi sağlık taramalarını yaptırmaktan kaçınmalarının altında çeşitli psikolojik nedenler olduğuna dikkat çeken Acıbadem LifeClub Sağlık Hizmetleri’nden Uzm. Klinik Psikolog Cansu Karaman, “Bu davranışlar çoğunlukla kaygı, korku ve kontrol kaybı gibi duygusal tepkilerle şekillenir. Öncelikle sağlıkla ilgili testler, özellikle de henüz belirti göstermeyen hastalıkları ortaya çıkarma riski taşıdığından, kişiler çoğunlukla bu tür taramalardan kaçınmayı tercih ederler. Sağlık durumu hakkında bir şey öğrenmek, özellikle de kötü bir şey öğrenmek, kişiyi belirsizliğe ve kaygıya sürükleyebilir. Bu kaygı, kişinin psikolojik olarak hazır olmadığı bir durumu kabullenme zorluğundan kaynaklanır. Erken teşhis, çoğu zaman tedavi imkânı sağlasa da kişinin hayatını tamamen değiştirecek bir bilgiye sahip olması stres yaratabilir. Bu yüzden insanlar, sağlıkları iyi olduğu sürece mevcut durumlarını değiştirmek istemez ve bu da sağlık kontrollerini sürekli ertelemelerine yol açar” dedi.

Uzm. Klinik Psikoloğu Cansu Karaman

Kontrol Kaybı Korkusu

Uzm. Klinik Psikolog Cansu Karaman, bir başka önemli faktörün ise kontrol kaybı korkusu olduğunu belirtti: “İnsanlar genellikle sağlıkları üzerinde sınırlı bir kontrol hissine sahiptir ve check-up gibi testler, bu kontrolsüzlüğü daha da belirgin hale getirebilir. Testlerin sonuçları, kişiyi hiç beklemediği bir hastalıkla yüzleştirebilir ve bu da kontrol kaybına yol açabilir. Kişi, hastalığa dair kötü bir sonuç almayı kabullenmekte zorlanabilir, çünkü bu durum yaşamını bir anda değiştirebilir.”

Savunma Mekanizmaları

Kişinin savunma mekanizmalarının da bu konuda bir diğer önemli engel olduğunun altını çizen Karaman, “İnsanlar, kaygı ve stresi yönetebilmek için bilinçdışı olarak savunma mekanizmalarına başvururlar. Bir testin sonucunu öğrenmek, kişinin kaygı seviyesini artırabilir. Bazı insanlar, hastalıkla ilgili kaygıları bilinçli olarak bastırmak için test yapmaktan kaçınabilirler. Bu durum daha rahat hissetmelerini sağlar, ancak sağlıkları riske girebilir. Aynı şekilde bu tür testlerden kaçınmak, bireyin olumsuz bir sonuca daha az maruz kalmayı hedeflemesinden kaynaklanır. “Bilmemek, hiç bilmemekten iyidir” gibi bir düşünce devreye girebilir. Bu, bilinçdışı bir savunma mekanizmasıdır; kişi, kötü bir şey öğrenmektense, psikolojik olarak daha huzurlu kalmayı tercih eder” dedi.

Zaman ve Maddi Engeller

Acıbadem LifeClub’ın Uzm. Klinik Psikoloğu Cansu Karaman son olarak, check-up yaptırmama davranışının bir başka nedeninin de zaman ve maddi engeller olabileceğini söyledi: “Testler genellikle zaman alıcıdır ve bazı insanlar bu zamanın değerli olduğunu düşünerek bu tür kontrolleri gereksiz bulabilirler. Ayrıca, bazı sağlık testlerinin maliyetleri yüksek olabilir ve bu durum, insanların test yaptırmaktansa diğer harcamalarını öncelikli hale getirmelerine sebep olabilir. Özellikle sigorta kapsamındaki eksiklikler veya testlerin pahalı olması, bireylerin sağlıklarını tehlikeye atmalarına yol açabilir.

Toplumun sağlıkla ilgili genel anlayışı ve sosyal baskılar da bu durumda önemli bir rol oynamaktadır. Eğer kişinin çevresinde check-up yaptırmayan ve sağlıklı olduklarını düşünen kişi sayısı fazla ise bu durum sağlık kontrolüne dair tutumları etkileyebilir. Çünkü sosyal normlar, bireyin kararlarını şekillendirir ve bu da sağlığı göz ardı etmesine neden olabilir. Bu psikolojik engeller, bireylerin sağlıklarıyla ilgili bilinçli ve sağlıklı kararlar almalarını zorlaştırır. Bu tür yaklaşım ve tutumlar, kişilerin erken teşhis ve tedavi fırsatlarını kaçırmalarına sebep olabilir. Bu yüzden, sağlık konusunda farkındalık ve bilinçlenme yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de büyük bir önem taşır.”

LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri Genel Müdürü Elif Elkin

Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor

Acıbadem LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri Genel Müdürü Elif Elkin ise check-up ve diğer vücut tarama yöntemlerinin erken teşhisteki önemini şöyle ifade etti: “Sağlık sorunları genellikle yaş veya genetik yatkınlıkla ilişkilendirilir ve insanlar sağlıklı olduklarında, hastalıkların kendilerini etkilemeyeceğini düşünürler. Özellikle genç yaşlardaki bireyler, sağlıklarını tehdit edebilecek faktörleri çoğu zaman göz ardı ederler. Ancak sağlık problemleri ne kadar erken tespit edilirse, tedavi edilme şansı o kadar yüksek olur. Bu da gösteriyor ki, sağlıklı olduğumuzu varsaymak, hastalıkların varlığını görmeme eğilimini artırıyor. Kişiye özel bütünsel sağlık yönetimi hizmeti verdiğimiz için bu tür olaylarla biz de karşılaşıyoruz. Üyelerimize kişiselleştirilmiş bir sağlık deneyimi sunduğumuz LifeClub Premium üyeliğimizde yer alan Tüm Vücut MR analizi erken teşhis konusunda fark yaratıyor.  LifeClub Check-Up programına ek olarak gerçekleştirilen Tüm vücut MR’da, beyin dahil vücudunuzun tüm bölgelerine dair detaylı bir tarama yapılıyor. Tüm Vücut MR taraması, ortalama 60 dakika gibi kısa bir sürede, genellikle check-up’larda bakılmayan beyin bölgesinden başlayarak diz kapağının altına kadar kontrast madde ve radyasyon kullanmadan uygulanan bir önleyici tıp tetkiki. Böylece hastalıklar oluşmadan ya da ilk evrede müdahale etme şansımız artıyor. Tüm vücut MR analizi ile kendini sağlıklı olarak nitelendiren çok sayıda üyemizde erken evre prostat kanserleri ve anevrizmalarla karşılaştığımızı söyleyebilirim. Bu erken teşhisler sayesinde hastalıkların ileri evrede ortaya çıkmasını önlerken, hastaların ve yakınlarının süreci maddi-manevi daha kolay atlatmasına olanak sağlıyoruz.”

Exit mobile version