Psikoterapi dendiğinde oluşan bir algıdan bahsetmek istiyorum önce.Bir divana uzanıp, çocukluğunuza inilen, terapistin size nasihatlar verdiği bir tablo gözünüzde canlanmakta…Ya da sizi neşelendiren sürekli hak veren bir terapist.
Peki gerçekte psikoterapi nedir?
Gerekli eğitimleri tamamlamış bir uzman eşliğinde; duygularınız, düşünceleriniz, kendiniz ve diğerleriyle ilgili inançlarınızı, kişisel yaşantılarınızı güvenli bir biçimde keşfetme sürecidir.
Bir, akıl verme değildir. Kişinin kendini, kendi süreçlerini, yıllarca deneyimlediği olumu ya da olumsuz yaşantılarını lime lime ederek çalışıldığı bir süreçtir.
Davranışlarımızın çoğunu çocukluğumuzdan getirdiğimiz, yapılan çalışmalarla desteklenmektedir. Bunu etkileyen en önemli faktörün ise anne babalar olduğunu da.
Hepimiz farklı farklı ailelere doğduk, farklı kültürlerde yetiştik ve içine doğduğumuz aile ve toplumun iyi ve kötü tüm yansımalarını aldık. Şu an kaç yaşında iseniz o kadar yıllık bir yaşantınız oldu, buna anne karnında ki süreyi de ekleyin. Bütün bu süreçte ters giden bir çok şey olmuş olabilir. Tüm bunlar hücrelerimize bazı şekillerde kodlanmıştır, ve hayatımız boyunca bizimle gelir. Dolayısıyla bu durum büyük önem teşkil etmektedir. Bazı kodlamalar yanlış yapıldığında ise hayatımız zorlaşabilir. Bütün bir ömür yanlış kodlarla hayatımızı devam ettirmeye çalışmak ise süreci daha zor bir hale sokmaktadır.
Psikoterapi tüm bu yanlış kodlamaları anlamak, temizlemek, tamir etmek, düşünce ve davranışları istendik yönde değiştirmek için var olan yapılandırılmış bir süreçtir.
Psikoterapiyi arkadaş ile dertleşmekten ayıran özellikler nelerdir?
Terapist, danışan arasındaki ilişki, danışan odaklı, yargısız, yansız, etik ilkelere bağlı, profesyonel ve tedavi edici bir ilişki biçimidir. Terapist sizi cezalandırmaz, size öğüt vermez. Sizin kendi sürecinizde, farklı hissetmenize, iyileşmenize, kendi özelliklerinizin farkına varmanıza yardımcı olur, yol gösterir. Bu iş birliğine dayalı ilişkide terapötik ittifak yani birlikte bir şeyleri değiştirmeye inanmanız, iyileşmek ve iyi hissetmek hususunda son derece önemlidir. Bilgi ve deneyimini kullanan terapist ise değişimi mümkün kılar, süreç boyunca sizin yanınızda olur.
Psikoterapiye ihtiyacınız var mı?
Ne zaman psikoterapi gereklidir?
Kendinizi sıkıntıda hissettiğiniz her bir sebep terapi sebebi olabilir:
Devam eden, çaresizlik, mutsuzluk, umutsuzluk duygularınız var ise
Yaşadığınız duygular yaşamınızı olumsuz etkiliyor ise
Duygusal zorluk, kaygı, korku, öfke, panik, üzüntü gibi duyguları yoğun yaşıyor iseniz,
Davranışlarınız size ve diğerlerine zarar verici boyutlara ulaştıysa,
Bağımlılık geliştirdiyseniz( madde ya da yoğun alkol tüketimi gibi),
Ailenizle, yakınlarınızla, sevdiklerinizle sürekli çatışma halinde iseniz,
iş ya da eğitim alanlarında performans kaygısı yaşıyorsanız,
Tüm bunlara benzer, size özgü, sizi rahatsız eden her türlü duygusal zorluklarınızla alakalı, bir psikoterapiste başvurmanızı öneririz.
Terapi esnasında neler oluyor?
İlk seansta terapistiniz sizi tanımaya çalışır.Geliş nedeninizi tam olarak netleştirir. Çeşitli test ve sorularla sizin hakkınızda fikir edinir ve sürecin nasıl işleyeceğine dair fikir sahibi olur. Sizi bu konuda bilgilendirir. Size uygun bir çerçeve planı hazırlar ve bunu sizlerle paylaşır.
Her bireyin sorunu ya da süreci kendine özgü olacağından, süreç her bireyin özelinde değişkenlik gösterir. Buna bağlı olarak tedavi teknikleride değişkenlik gösterecektir. Terapistinize güvenip iş birliği yapmanız ise bu süreçteki en önemli noktadır.
Psikoterapi ne kadar sürer?
Bu süre ve görüşme sıklığı, ilk görüşmede getirmiş olduğunuz soruna göre, uygulanacak terapi yöntemine göre değişkenlik gösterebilir. İlk seansta size özel bir program belirlenecektir.
Psikoterapist ile kişisel gelişim uzmanı, yaşam koçu arasında ki fark nedir?
Psikoterapide “belirli bir teori ya da kurama dayanan, planlanmış çerçevelendirilmiş bir tedavi yaklaşımı” vardır ve psikoterapist bu yaklaşımın eğitimini almış bir uzmandır. Bir klinik psikolog, psikiyatrist psikolojik temelli sorunları çözmektedir. Bu özelliğiyle psikoterapi; diğer “danışmanlık, destek, koçluk, kişisel gelişim vb.” süreçlerden ayrılır.
Bu süreçte danışana düşen görevler nelerdir?
Psikoterapide terapist, danışan arasında ki iş birliği çok mühimdir. Süreçte katılımcı olmanız öncelikle gereklidir.
Psikoterapi terapi yalan üzerine inşa edilmez. Bu durum sürece zarar verir. Her iki tarafında güvenirliği son derece önemlidir.
Tedavi süreci kesinlikle yarım bırakılmamalıdır. Terapilerde en önemli noktalardan bir tanesi de sürekliliktir. Kişi kendini iyi hissediyor yanılgısına kapılabilir, terapisti ile ilişkisinden memnun olmayabilir. Bu durum terapist ile görüşülmeli buna sebep olan etmenlerin üzerinden geçilmelidir. Dışarıda yaşantılamış olduğunuz çatışmalar, terapi odasına aktarıldığından terapi odasında da aynı döngülerin işleyeceğine dair bir yanılsamaya kapılabilirsiniz. Tüm hissettiklerinizi terapistiniz ile paylaştığınızda bu durum netlik kazanacaktır.