Öncelikli olarak burunun işlevleri nelerdir?
Burun öncelikli olarak solunum işlevini yerine getirmektedir. Burundan alınan havanın ağızdan alınana göre % 10 daha verimli olduğu bildirilmiştir. Ayrıca burun havayı ısıtır, filtre eder, nemlendirerek akciğerlere gönderir. Koku almada burundaki koku hücreleri çok önemli role sahiptir. Konuşmada da burun kişiye özgü sesi belirler. Burun tıkanıklığında ses kalitesi düşmektedir.
Burun tıkanıklıklarına neler sebep olur?
Burun tıkanıklıklarına yol açan çok sayıda neden mevcuttur. En basit bir nezle bile şiddetli burun tıkanıklığına yol açmakta, hastalarımız burundan nefes alamamakta ve bu nedenle uyuyamamaktadırlar. Burun tıkanıklığı hayat kalitesini düşüren çok önemli bir problemdir.
Burun tıkanıklıklarına yol açan etmenleri sistematik olarak sıralarsak;
a.Enfeksiyonlar:viral veya bakteriyel mikroorganizmaların neden olduğu nezle, grip, rinit, sinüzit ve daha ciddi diğer enfeksiyonlar
b. Çocuklarda Geniz eti olarak bilinen adenoid vejetasyon; 1. yaştan sonra büyümeye başlayan adenoid vejeteasyon 3-5 yaşlarında artık burundan nefes almada zorluk şikayetlerine neden olmakta ve eğer bu doku çok büyük ve alınmazsa diş, çene, yüz gelişim problemlerine yol açmakta ve işitme problemlerini de beraber getirmektedir.
c.Allerjik rinit; saman nezlesi olarak da bilinen allerjik rinit toplumun % 20’sinde görülmektedir. Maalesef yeterince tanınmamaktadır. Tanısında muayene, cilt ve kandan allerji testlerine başvurulur. Genetik geçiş gösteren bu hastalıkda anne ve/veya babada allerjik hastalıklar varsa çocuklarda da olma ihtimali akılda tutulmalı ve gerekli testler yapılmalıdır.
d.Halk arasında burun eğriliği denen septum deviasyonu da şiddetli burun tıkanıklıklarına neden olur. Septum deviasyonu toplumda sık gözlenmekte, hasta ağzı açık uyuma, horlama, ağız kuruluğu, ağız kokusu ve bazen baş ağrıları ile bize başvurmaktadır. Tekrarlayan farenjitlerin en sık nedeni burun eğrilikleridir. Septum deviasyonları doğuştan olabilecekleri gibi, kaza, travma gibi nedenlerle de sonradan oluşabilir.
e. Konka hipertrofileri de toplumumuzda burun eti büyümesi olarak tanınmakta ve burun tıkanıklığına neden olmaktadır. Konka hipertotfileri allerjik ve allerjik olmayan nedenlerle büyüyebilir. Ayrca burun orta duvar eğriliği olanlarda karşı burun tarafındaki burun eti büyümekte ve hastada burun tıkanıklığını artırmaktadır.
f.Kronik sinüzit,ve polipli kronik sinüzit; 3 aydan uzun süren sinüzitler kronik sinüzit olarak bilinir. Polip ise kronik sinüzitte görülen ve üzüm salkımı gibi açık renkli oluşunlardır. Kronik sinüzit de yoğun olarak burun tıkanıklığı, geniz akıntısı ve bazen başağrısına neden olmakta, yüzde basınç hissi, koku alma bozukluklarına yol açabilmektedir. Wegener, SLE gibi diğer kronik enfeksiyonlar da benzeri şikayetlere neden olurlar.
g. Tümörler; maalesef vücudun herhangi bir yerinde görülebiliği gibi burun boşluklarında, genizde ve sinüslerde iyi ve kötü huylu tümörler izlenebilmektedir. Bu tümörler bazen çocuk yaşlarda olabileceği gibi, ileri yaşlarda da görülebilirler. Hastalarda burun tıkanıklığı, burundan kanama, işitme azlığı, görme problemleri, yüzde şişlik, diş problemleri gibi birçok semptom bu tabloya eklenenbilir.
h. Yabancı cisimler; çocuklarda ve mental problemli olanlarda karşılaştığımız bu durumda özellikle tek taraflı kötü kokulu ve sarı-yeşil renkli burun akıntısı akla yabancı cisimi getirmelidir. Eğer cisim küçükse solunum yoluna kaçıp hayatı tehdit edebileceğinden önemli bir durumdur. Çocuklar genelde burunlarına bir şey soktuklarını söylemezler. Ve bir kez burnuna yabancı cisim sokan çocuk daha sonra tekrar benzeri davranışta bulunabilmektedir. Aileler bu konuda uyanık olmalıdır.
ı. ilaçlar: birçok ilaç burun tıkanıklığı yapabilmektedir. Bu nedenle hekime danışmadan ilaç kullanmamalı ve burun tıkanıklığı nedeni ile doktora başvurduğumuzda kullanmakta olduğumuz ilaçları bildirmeliyiz. Yanlış ilaç kullanımına en iyi örnek burun açıcı damlaların 5 günden fazla kullanılmasıdır. Bu tür burun açıcıları uzun süreli kullanırsak geri dönüşümü olayan hasarlara neden oluruz. Eczaneden kalfa önerisi ile hekime danışılmadan alınan ilaçlar büyük problemlere yol açmaktadır.
Burun tıkanıklığında tanı metodları nelerdir?
Önce ayrıntılı bir hikaye alıp, tam bir KBB fizik muayenesi yapılmalııdır. Endoskopik burun ve geniz muayenesi sonrası gerekirse radyolojik görüntüleme, allerji testleri, akustik rinometri ve kan tetkikilerine başvurulur. Bazen dokulardan biopsi almak da gerekebilir. Komplike vakalarda ileri tetkikler de gerekebilir.
4. Burun tıkanıklığı tedavisi nelerdir?
İlaç Tedavileri
Biraz evvel saydığımız nedenlerin tedavileri doğal olarak farkı farklıdır. Öncelikle yapılmaması gereken hekim yerine aktarları tercih ederek yanlış yollara baş vurmaktır. Acı kavunu burnuna damlatan ve ağır allerjik şoka giren hastalarımız var. Hiç duymadığımız otları burnuna sıkan cahil insanlar da oluyor maalesef. Ayrıca her ilacın beli bir kullanım sıklığı ve süresi var. Bunlara dikkat edilmelidir.
Hastanın enfeksiyonu nezle, grip gibi viral enfeksiyon ise antibiyotik kullanılmamalıdır. Gereksiz antibiyotik kullanımı Türkiye’nin kanayan yarasıdır. Antibiyotik dirençleri gelecek yıllarda çok çaresiz kalmamıza neden olacaktır.
Allerjik rinitte (saman nezlesinde) allerji için kullanılan burun spreyleri ve diğer allerji preparatları kullanılmalıdır.
Sinüzit gibi diğer bakteriyel enfeksiyonlarda ise KBB Hekiminin önereceği ilaçları kullanmalıyız.
Burun yıkama solüsyonları doktor önerisi ile uygun konsantrasyonda kullanılmalıdır.
Burun Tıkanıklığı Cerrahi tedavisi Nelerdir?
Çocuklardan başlarsak, geniz eti büyük ve solunum problemlerine yol açıyorsa geniz eti ameliyatları son derece yüz güldürücüdür. Geniz etinin tekrarlama oranı ise % 2.5′ dir.
Septum deviasyonu (burun orta hat eğrilikleri) durumunda septoplasti ameliyatları artık eskisine göre çok daha kolaydır. Burun ameliyatlarında son 10 yıldır burun tamponu kullanmamaktayım.
Burun eti büyümelerinde (konka hipertotfisi) radyofrekansla küçültme ve eğer bu yöntem yeterli olmayacaksa diğer ek cerrahi metodları (mikrodebrider, parsiyel rezeksiyonlar gibi) yapılabilmektedir.
Kronik sinüzit vakalarında ise ülkemizde 20 yıldır başarı ile uygulanan endoskopik sinüs cerrahisi metodu çok iyi sonuçlar vermektedir.
Tümör gibi ve diğer ileri vakalarda hastalığın türüne ve yaygınlığına göre cerrahi seçenekler mevcuttur.
Sonuç olarak, burun tıkanıklığı hayatın her döneminde bizi rahatsız edecek, hayat kalitemizi düşürecek son derece tatsız bir durumdur. Ancak gerekli muayene ve değerlendirmelerden sonra, uygun tedavi ile yüz güldürücü sonuçlara ulaştığımız da bir gerçektir.
Sağlıklı günler dilerim.
Kanuni’nin dediği gibi:
“Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhat gibi.”