Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Uzun bir hamilelik sürecinin ardından, bebekle kavuşma anı her ne kadar büyülü bir an olsa da, anne ve bebek için de, bir dünyadan başka bir dünyaya da geçiştir aslında. Kadının anneliğe fetüsün ise dünyaya gözlerini açtığı bir süreçtir. Doğum sonrası ilk saniyeler, ilk dakikalar, ilk saatler ve ilk günler hem bebek için, hem de anne için birbirlerine alışmaları ve yeni dünyaya uyum sağlamaları için oldukça önemli zamanlardır.
Doğum sonrasının ilk günlerinde çoğu kadında bir hüzün oluşur, uzunca bir zaman bedeninde taşıdığı bebeği artık karnında değildir ve bu durumda “annelik hüznü” görülebilmektedir. Doğumdan kısa bir süre sonra yükseliş yapar; ağlama hissi, unutkanlık, sinirlilik, üzüntü, çaresizlik, yalnızlık hissi, kaygı görülebilir. Fakat bu hüzünlü durum, annenin psikolojik ruh halini ciddi ölçüde bozmaz ve iki hafta içinde kendiliğinden geçer.
Hamilelik süreci her ne kadar fizyolojik gibi görünse de, yaşanan her değişim ruhsal alana da yansır. Birçok kadın, doğum sonrası fizyolojik, psikolojik, sosyal değişimlere adapte olmakta sorun yaşamazken, bazı kişiler bu sürece uyumda hafiften şiddetliye kadar değişim gösteren psikolojik sıkıntılar yaşayabilmektedir.
Gebeliğin sona ermesi, anne ve fetüs arasındaki yakınlığın da kaybıdır. Ayrıca, ilk doğumunu yapan anneler için bebekten önceki hayatın, değişen vücut yapısının, bağımsızlığın, kişisel alanının, iş ve mesleki alanın da değişimi ve kaybıdır. Toplumun doğum ile birlikte anne adayına yüklediği roller de, doğum sonrası kadınların üzerinde baskıya neden olabilmektedir.
Doğumdan hemen sonra başlayabileceği gibi, doğum sonrası ilk 1 yıl içerisinde de ortaya çıkan ve belirtilerin 2 haftadan uzun sürdüğü, sosyal uyumun bozulduğu durumda PostPartum (Doğum sonrası) depresyon riski olduğu gözden kaçmamalıdır.
Doğum Sonrası Depresyon Belirtileri Nelerdir ?
Kişi istemsiz olarak ağlama nöbetleri geçirebilir, ağlamaklı hal olabilir,umutsuzluk,yetersizlik,değersizlik duyguları,karamsar, hüzünlü bir ruh yapısı,kaygı ve panik durumu,öfke, gerginlik,içe kapanma,uyku sorunları,yeme sorunları (çok az ya da çok fazla yeme),yorgunluk,bebeğe karşı olumsuz duygular içinde olma,bebek için endişeli olma hali,düşünceleri toparlayamama, unutkanlık,hareket ve konuşmada yavaşlık,cinsel aktivitelerde azalma,ölüm, intihar düşünceleri gibi durumlar görülebilmektedir.
Doğum Sonrası Depresyonunu Tetikleyen Etkenler
Geçirilmiş depresyon öyküsü, kalıtımsal rahatsızlıklar,gelişimsel özellikler, fizyolojik değişim,yeterli sosyal destek görememe,eş desteğinin eksikliği, aile içi sorunlar,sosyoekonomik sorunlar,ani değişim gösteren yaşam olayları ayrılık, ölüm,adölesan gebelik,olumsuz beden imgesi,beklenmeyen prematüre doğum,plansız hamilelik,bebeğin doğum sonrası yoğun bakımda kalması,bebeğin bakımında hissedilen yetersizlikler,geçmiş olumsuz hamilelik ve doğum sonrası süreci,riskli gebelik gibi…
Kadının anne olma isteği, hamile olmasına hazır olduğu anlamına gelmemektedir. Anne olmayı istemek kadar; hamileliğe, doğuma da hem psikolojik hem fizyolojik olarak hazır olmak önemlidir. Hamilelik sürecinden memnun olan anne adayı gebelikteki değişimlere de kolay uyum sağlar.
Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna,” Bu süreçte, annenin kendine olan güvenini kazanması, yalnız kalmaması; eş ve aile tarafından sosyal destek sağlanması oldukça önemlidir. Bu duygular ile baş etmekte zorlanıyor ya da bu belirtileri gösteriyorsanız, ruh sağlığı profesyonellerinden destek alarak bu duygu durum ile baş etmenize katkı sağlayabilirsiniz.” dedi.