Boyun fıtığı
Boyun bölgemizde 7 adet boyun omurumuz mevcut olup boyun kaslarımızla birlikte tüm kafamızın yükünü taşımaktadır. Vücudumuzun en hareketli bölgesi boyun bölgemizdir. Fiziki travmalara acıktır. Boyun fıtıklarının yüzde 82 yakını C5-6 (Beşinci ile altıncı boyun omuru arası) ve de C6-7 (Altıncı ile yedinci boyun omurları arası) arasında görülür. Daha az sıklıkta C5-6 nadiren de kalan diğer mesafelerde görülür. Bu iki mesafede fıtıkların sık görülmesinin nedeni boynun en hareketli iki mesafesi olmasındandır.
Peki, bende boyun fıtığı olabilir mi diyebilmemiz için ne gibi şikayetlerimizin olması gerekir. Bunlar boyun ağrısı, sağ ya da sol kol ağrısı, kolda güçsüzlük, parmaklarda ve kolda uyuşma şeklindedir. Bunları tek tek biraz açarsak ağrıyla başlayalım. Boyun fıtıklarının ağrısı sadece ense kökünden kürek kemiklerinin arasına kadar vurabilen bir boyun ağrısı şeklinde olabildiği gibi boyundan omuza kola yayılan ağrı şeklinde de olabilir. Ağrı ilerlemiş fıtıklarda çok şiddetli olur hasta doktoruna “ağrıdan kolumu koyacak yer bulamıyorum” diye ifade etmesi sıktır. İkinci önemli bulgu kolda güç kaybıdır (kısmi felç). Kabaca hasta ön kolunu kendine doğru çekemiyorsa fıtık C5-6 da ön kolunu muayene eden doktora doğru itemiyorsa C6-7 de boyun fıtığından şüphelenmek gerekir. Yine hastalar elleriyle bir şeyi sıkmakta zorlanırlar. Bayan hastalar doktora iş yaparken bulaşık yıkarken elimden tabak, bardak kayıyor tutamıyorum ifadeleriyle gelebilmektedir. Diğer bir şikayet his kusurudur. Kabaca hastanın elinde ilk üç parmağında uyuşma yoğunsa C5-6 mesafesinde yüzük parmağında ve de serçe parmağında yoğunsa C6-7 mesafesinde boyun fıtığı vardır diyebiliriz.
Uyuşma ileri dönem boyun fıtıklarında tüm ele ve de ön kola yayılabilir. İleri dönem boyun fıtıklarında fıtığın omuriliğe verdiği hasarın derecesine bağlı olarak vertigo (baş dönmesi), yürüme bozuklukları, idrar, büyük abdestini yapamama ya da kaçırma ve de boyun altında kol ve bacaklarda kısmi güçsüzlük (para parezi, quadriparezi) ya da tam felç (Quadripleji) gelişebilir. Ülkemiz gibi trafik kazalarının maalesef çok olduğu ülkelerde boyuna alınan darbelere bağlı (hiperflexion, hiper extansiyon gibi ) omurilik yaralanmaları ve de var olan boyun fıtıklarının ilerlemesi sık görülmektedir. Mutlaka arabaya bindiğimizde kemerimizi bağlamalı ve de koltuğun üzerinde koltuk kafa yastığının olmasına dikkat etmeliyiz. Bu bizi ani frenlerde çarpma durumlarında boyun travmalarından koruyabilir. Peki boyun fıtığından korunmak için neler yapmalıyız. Öncelikle kollara ve boynumuza aşırı yük bindirmemeliyiz. Uzun süreli sabit pozisyonda bilgisayar başında kalmamalı 20 dakika da bir mola verip kalkıp dolaşmalıyız. Araba ile seyahat sırasında mutlaka emniyet kemeri takmalı oturduğumuz koltukta koltuk kafa yastığının olmasına dikkat etmeliyiz.
Uykuda uzun süreli boynumuz kırık vaziyette yatmamalı yastığımızın mutlaka omuzla başımızın arasındaki boşluğu doldurmasına dikkat etmeliyiz. Boyun kaslarımızı güçlendirmek için mutlaka yüzmeliyiz. Yüzme sporu omuriliğin dostu olan tek spordur. Boyun fıtıklarının teşhisinde en önemli yöntem Cervikal MRI (Boyun Emarı)’dır. Yardımcı tanı yöntemleri EMG ve cervikal grafilerdir. Tedavide medikal tedavi (ilaç tedavisi),boyunluk, fizik tedavi, cerrahi tedavi fıtığın durumuna göre tercih edilen tedavi seçenekleridir. Boyun fıtığı ameliyatlarında da yine bel fıtığı ameliyatlarında olduğu gibi en iyi ve yüz güldürücü yöntem mikrocerrahi tekniğidir. Ameliyat boynun ön kısmından yaklaşık 4-5 cm’lik bir kesi yapılarak yapılmaktadır. Bel fıtıklarından farklı olarak fıtığı boşalttıktan sonra boyun omurları arasına cage denen küçük bir protez konmakta bunun içine de suni kemik konarak bu bölgeye kaynaması sağlanmaktadır.
Bunun amacı boynun ilerde eğilmesini (kifoz) önlemek eski anatomik yapısına kavuşturmak ve bu bölgeden tekrar fıtık atmasını önlemektir. Boyun fıtığında da mikrocerrahi tekniği ile çok yüz güldürücü ameliyatlar yapılmakta hastalar kısa sürede eski sağlıklarına kavuşmaktadır.
iletişim ; op.dr.meliherol@hotmail.com