Dirençli migren, terleme ve estetik cerrahide sıkça kullanılan Botox’un yurt dışında yapılan araştırmalara göre mide kanseri tedavisinde ilerleyen dönemlerde mevcut tedavi yöntemleri arasında kullanabileceği görülmektedir. Norçevli bilim adamlarının yaptıkları araştırma sonuçlarına göre, özellikle mide kanserlerinde hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar botulinum toksin enjeksiyonunun kanser gelişimini yavaşlattığı yönünde olduğu, erken evre mide kanserinde Botox, sinirlerin işlevini engelleyerek tümörün kemoterapi tedavisine daha duyarlı hale geleceği ve böylece mide kanserinin ilerlemesini azaltabilmesi umut verici bir gelişme olarak kabul edilmektedir.
Botulinum toksini (Botox, Dysport), Clostridium Botulinum denilen bir bakteri tarafından üretilir ve asıl etkisi, sinir ve kas arasındaki iletimi sağlayan kasın kasılmasını engeller. Bu etkisinden yararlanılarak ilaç haline getirilen toksin günümüzde birçok hastalığın tedavisinde kullanılan iyi bir tedavi seçeneği haline gelmiştir. Botox, yaklaşık 30 seneden beri başta istemsiz kasılmalarla giden nörolojik hastalıklar olmak üzere birçok kullanım alanı vardır. Bunlardan bazıları hareket bozukluğu hastalığı distoniler, kozmetik olarak özellikle kırışıklık tedavisi, felç ve multipl skleroz gibi hastalıklara bağlı kasılmalar, yüz seyirmeleri, kronik migren ve bazı kas kökenli ağrılı durumlar, bölgesel terleme bozuklukları ve aşırı tükürük artışı, bazı ürolojik ve gastrointestinal hastalıklarda günümüzde Botox tedavisi kullanılmaktadır.
Son günlerde özellikle gastrik kanserlerde gerçekleştirilen hayvan çalışmalarında botulinum toksin enjeksiyonunun kanser gelişimini yavaşlattığı yönünde çıkan çalışma sonuçlar ve haberler çok heyecan vericidir ancak bu kanserler daha önce vagatomi (vagus sinirinin bazı dallarının kesilmesi) ile ilerlemesi yavaşlatılan kanser tipleri arasında da yer almaktadır.
Science Translational Medicine dergisinde yer alan araştırmada Norveçli bilim adamlarının gerçek sinirden salınan uyarıcı ve iletilerin engellenmesiyle kanser hücrelerinin bölünmesi ve artmasının engellendiği, hem erken hem de geç evre kanserlerde özellikle hayvan çalışmalarında bu sonuçların, aynı blokajı botulinum toksin kullanılarak başardıkları görülmüştür. Bu sonuçlar botulinum toksininin en azından bazı kanser tiplerinde ileride iyi bir seçenek olabileceğini ancak burada daha işin çok başında olunduğunu, bu çalışmaların sonuca kavuşması için daha yapılacak ve tamamlanacak çok çalışma evresinin olduğunu unutmamak gerekir. Ayrıca botulinum toksininin etki süresinin kısıtlı olması nedeniyle tek uygulamanın ne kadar etkili olabileceği veya hangi aralıklarla tekrarlanacağı gibi soruların yanıtlarının da beklenmesi gerekmektedir.