Böbrek Nakli Sonrası Yaşam ve Merak Edilenler
Nakilli bir hasta nakil sonrası nasıl beslenmelidir?
Hastalarımız nakil olduktan sonraki ilk dönemlerde bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçları yüksek dozda almaları nedeniyle şekersiz, az yağlı ve tuzsuz gıdalar tüketmelidir. Çiğ sebze ve meyveler iyi yıkanarak tüketilmelidir. Protein kısıtlaması önerilmez. Dengeli, %30 protein, %30 yağ içeren ve %40’ı karbonhidrattan oluşan bir beslenme modeli seçilmelidir. İlaçlar nedeniyle kilo almaya meyilli olduklarından kilo koruyucu diyete özen göstermeleri önemlidir. Hamur işi, şerbetli ve sütlü tatlılar, çok yağlı gıdalar önerilmez.
Nakilli bir hastanın ameliyat sonrası takip aralıkları nasıl olmalıdır?
Hastalarımız ömür boyu bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi almalıdır. Nakilden sonraki ilk 1 ay haftada bir, sonrasında 2 haftada bir, ilk 3 aydan sonra herhangi bir sorun yaşamayan hastalarımız ayda bir kontrole çağırılmaktadır. Enfeksiyon veya nakledilen böbreğe karşı ret cevabı saptanabileceğinden ilk 1 yıl aylık takiplere devam edilmesi, takipleri sorunsuz devam eden hastalarda 1 yıldan sonra 2 ayda bir kontrollere devam edilmesi merkezimizin uygun gördüğü yaklaşımdır.
Nakilli bir hastanın enfeksiyondan korunmak amacıyla dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir?
Yeni nakil olmuş hastalarımıza ilk 3 ay kalabalık ortamlarda maske takmalarını öneriyoruz. Hastanede yatarken ve eve çıktıktan sonra kalabalık ziyaretçi gruplarını kabul etmemelerini, enfeksiyonu olan herhangi bir yakını ile aynı ortamda bulunmamalarını öneriyoruz. Ateş olması durumunda mutlaka hastaneye başvurmalı, basit bir gribal enfeksiyonda bile mutlaka takip oldukları hekime başvurmalı ve muayene olmalıdırlar.
Nakilli bir hasta iş yaşamına ne zaman geri dönebilir?
Her şey yolunda giden nakil hastalarımız ilk 3-6 aydan sonra işlerine geri dönebilir. Bu karar, nakilli hastanın klinik ve laboratuar değerlerinin iyi olması koşuluyla, çalıştığı iş alanı ve ortamına uygunluğuna göre belirlenir.
Nakil sonrası cinsel yaşam ne zaman başlayabilir?
Her şey yolunda giden nakil hastalarımız ilk 8-12 haftadan sonra cinsel yaşamlarına dönebilir. Nakilli hastanın eşinde akıntılı bir rahatsızlık varsa mutlaka tedbir alınmalı ve tedavi için doktora başvurmalıdır.
Nakil böbreğin ömrü ne kadardır?
Nakilli bir hasta, ömür boyu böbreğini akut veya kronik ret cevabı ile kaybetme riskini taşımakla birlikte, yüksek ihtimalle nakil böbreğiyle sağlıklı bir ömür sürecektir. Böbreğin ne kadar süre sağlıklı çalışacağı sorusu net olarak yanıtlanamamakla birlikte, nakil öncesi yapılan taramalar ve nakil sonrası tedaviler ve hasta uyumu ile her geçen yıl uzamaktadır.
Canlı veya kadavra vericilerden nakil yapılacak adayların hazırlıkları arasında fark var mıdır?
Fark yoktur. Canlılarda kadavra bekleme listesindeki hastalar gibi hazırlanıp bekleme listesine kayıtları yapılır. Ancak bir kadavra böbreğinin ne zaman çıkacağı belli olmadığı için yılda bir muayene ve tetkiklerinin tekrarlanması gerekir. Kısacası kadavra böbreği bekleyen hastalar her an ameliyata hazır olmalıdır.
Nakil adayı hastaların kendi böbrekleri çıkarılır mı?
Tıbbi zorunluluk olmadığı müddetçe hastanın kendi böbreğine dokunulmaz. Ancak sıraladığımız şu zorunluluklarda böbrekler çıkarılır.
- İnatçı tansiyon yüksekliği
- Böbreklerde tedaviye dirençli enfeksiyon
- VUR (İdrarın mesaneden böbreğe doğru geriye taşması)
- Çok büyük kistlerin olması (Polikistik böbrek hastalığı gibi)
- Bu ameliyat nakil ekibimizin kararı ile hastanın durumuna göre nakil öncesi veya sonrasında yapılır.
Kadavra böbrek listesine kayıtlı hastalar için bekleme süresi ne kadardır?
Bilindiği gibi ülkemizde kadavradan organ bağışı henüz istenilen düzeyde değil. Kadavra organ bağışı ile kadavradan organ bekleyen hastalar arasında oldukça fark vardır. Alıcılara böbrek çıkması için Sağlık Bakanlığının belirlediği kriterler vardır. Başlıcaları:
- Kan grubu uyumu
- Doku grubu uyumu
- Diyaliz süresinin uzunluğu
Listeye çok yeni giren bir hasta, uygun böbrek çıkması ile kısa zamanda nakil şansına kavuşabildiği gibi, bazen de uygun böbrek çıkmadığı için uzun süre bekleyebilir.
Halkımızın bilinçlenerek daha fazla organ bağışında bulunması bekleme sürelerini kısaltacaktır. Bunun için sadece çalışanlara değil organ bekleyen hasta ve yakınlarına da büyük görev düşmektedir.
Nakil yoluyla böbreğin birinin verilmesi durumunda, “yarım insan” olunur mu?
Hayır. Tek böbreğin canlı vericiye yetip yetmeyeceği tespit edileceği için canlı verici tek böbrekle hayatının sonuna kadar sağlıklı yaşayabilir.
Böbreğini bağışlayan kişilerde böbrek yetmezliği gelişme riski artar mı?
Hayır. Bu risk, vericilerde toplumdaki riskten belirgin olarak farklı değildir ve bu durumun verici olma ile bir bağlantısı yoktur.
Obez olmak canlı verici olmaya engel midir?
Evet. Organın alınması için vücut kitle indeksinin (VKİ) 30’un altında olması gerekmektedir.
Nakilden sonra kişi işine geri dönebilir mi?
Evet. Nakil sonrası kişi doktorunun belirleyeceği sürede (yaklaşık 3-6 ay sonra) iş yaşamına geri dönebilir.
Yaş sınırı var mıdır?
Hayır. Yaş sınırı yoktur. Sağlık problemi olmadığı takdirde 70 yaş ve üzerindeki böbrek hastaları da nakil olabilir.
Hipertansiyon ve diyabet hastasıyım nakil olabilir miyim?
Özellikle şeker hastalarının nakil olmaması düşüncesi yanlıştır.
Tüm nakil merkezlerine kayıt olabilir miyim?
Hayır. Ulusal listeye tek bir merkezden girilebilir, ancak istediğiniz zaman girdiğiniz merkezi değiştirebilirsiniz.
Sağlık Bakanlığı denetiminde mi organ dağılımı oluyor?
Evet. Sistem en tepede Sağlık Bakanlığına bağlanmıştır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde Ulusal Koordinasyon Merkezi Kurulmuştur. Bu merkezin altında 9 coğrafi bölgeye ayrılmış olan Bölge Koordinasyon Merkezleri bulunur. Herhangi bir yerde bulunan organ önce bölge merkezine oradan da ulusal merkeze bildirilir. Ülke genelinde acil hastaların listelendiği yer ulusal merkezdir. Bu acil hastalara uyuyorsa ilgili merkezlere, uymuyorsa da öncelikle bulunduğu bölge içinde olmak üzere diğer merkezlere gönderilir. Acil hasta kriterlerini ve dağıtım prensiplerini oluşturmak üzere de bilim kurulları teşkil edilmiştir. Bu bilim kurulları bakanlık içinden değil, üniversite öğretim üyelerinden teşkil edilmiştir. Bu uygulama sayesinde organizasyon ne sadece devlete bağımlı ne de sadece üniversiteler ve transplantasyon merkezlerine bağlı kaldığından olabilecek herhangi bir usulsüz uygulamanın da önüne geçilmiş olur.