Böbrekler fasülye şeklide, ebatları 10-13 cm olan, karnımızın arka tarafında omurganın her iki tarafına yerleşik organlardır. Asıl görevi kanı temizlemek ve idrarı oluşturmaktır. Böbrek üzerinde kanseröz tümor gelişimi genellikle 40 yaşından sonra görülür. Kesin nedeni bilinmemektedir. Sigara içenlerde, bazı kimyasal maddelere uzun sure maruz kalanlarda (asbest, kadmiyum gibi), obezlerde, kronik böbrek yetmezliği nedeni ile hemodiyalize girenlerde, yüksek tansiyonu olanlarda, bazı genetik hastalıklarda (VHL hastalığı gibi) görülme riski daha yüksektir.
Belirtiler, Bulgular- Teşhis
Günümüzde çoğu böbrek tümörü henüz hiçbir klinik belirtiye yol açmadan küçük boyutlarda iken tesadüfi olarak saptanmaktadır. Bunun nedeni batın ultrasonografisi ya da tomografisinin çok yaygın olarak kullanılıyor olmasıdır. Belirti verecek kadar büyüyenler böğür ağrısına, idrarda kanama olmasına ve böbrekteki tümor dokusundan salınan bazı maddelerin yol açacağı tansiyon yüksekliği, kansızlık, kilo kaybı, karaciğer fonksiyonlarının bozulması gibi tablolara neden olabililir. Teşhis ve hastalık evrelemesi için bilgisayarlı tomografi kullanılır. İçi sıvı dolu olmayan, böbrek dokusu ile aynı kıvamdaki her kitle lezyonu böbrek kanseri olarak kabul edilir. Komşu organlarda tutulum veya tümörün böbrekte toplar damar içine yayılımından şüphe edilirse manyetik rezonans görüntüleme istenebilir. Böbrekteki kitle lezyonu hakkında başka yerden yayılım vs gibi şüphe varsa veya hasta ameliyat olamayacak durumda ise ya da yakma-dondurma (radyofrekans-kriyoablasyon) gibi ameliyat dışı tedavi yöntemleri planlanıyorsa biyopsi alınarak ayırıcı tanı yapılabilir. Aksi halde biyopsi yapılmaksızın direkt cerrahi tedaviye geçilir.
Tedavi
Büyük olmayan (genellikle 7 cm ve altındaki) tümörlerde böbreğin tamamını almaya gerek duyulmadan tümör çıkarılabilir (Kısmi-parsiyel nefrektomi). Büyük kitlelerde ya da böbreğin kurtarılmasının mümkün olmadığı durumlarda tüm böbrek ve çevre yağ dokusu çıkarılır (Radikal nefrektomi). Bu ameliyatlar açık, laparoskopik veya robot yardımlı laparoskopik olarak yapılabilir. Vücudun başka yerlerine yayılma bulguları dahi olsa böbrekteki tümöral kitlelerin mümkün olan durumlarda çıkarılmasının sağkalım süresi açısından yararlı olduğu bilinmektedir. Tümörün böbrek dokusu içine sınırlı kaldığı durumlarda cerrahi tedavi yeterlidir ve sonrasında ek tedavi verilmez. Bölgesel lenf nodu tutulumu ya da uzak organ yayılımı olduğunda öncelikle bağışıklık sistemini düzenleyici ilaçlar (Interlökin 2, İnterferon alfa) verilir. İkinci basamakta böbrek tümörünün damarsal yapısını ve kanlanmasının azalmasını ve beslenmesini hedefleyen ilaçlar (tirozin kinaz inhibitörleri, antianjiogenetikler) kullanılır. Bazi özel böbrek tümörü tiplerinde (sarkomatoid variant) kemoterapi yararlı olabilir.