Bilinçli Ebeveynlik
Özellikle uzun, yorucu, sorunlarla dolu bir günün ardından, iyi bildiğiniz davranış örüntülerinize otomatik olarak geri dönmeniz kaçınılmaz olabilir. Ancak, bunların çocuklarınızla ilişkinizi getirdiği sonuçları gördükçe, ilişkinizin kalitesini artıracak, hayatınızda değişiklikler yapabileceğinize dair inancınızı güçlendirecek daha iyi seçimler yapma fırsatlarını görebilirsiniz.
Bu farkındalığınızı artırmak için öncelikle ailenin çocuklara sağladığı temel psikolojik değerleri ve duyguları inceleyeceğiz. Her anne-babanın aklında çocuğuma neler vermeliyim? Neyi ne kadar veriyorum sorusu vardır? Yeterli miyim? Yetersiz miyim? gibi sorularla sorgularız kendimizi. Bu soruların yanıtları her birimiz için ayrı olsa da çocuğumuza aile olarak sağlamamamız gereken temel duygular bilinmektedir.
Aile içinde çocuklarımıza sağladığımız temel duygu ve faydaları;
1.DEĞERLİ OLMA DUYGUSU: Aile içindeki etkileşim çocukları ya “ben değerliyim” ya da “değersizim” duygusuna götürür. Bu gereksinim aile içinde yerine getirilmezse çocuk her türlü davranışla bu duyguyu elde etmeye çalışır. ”Ben değerliyim” duygusunu aile içinde elde eden birey kendisini kanıtlamak için aşırı davranışlarda bulunmaya gerek duymaz.
2.GÜVEN ORTAMI: Aile içindeki bireylerin emniyette olduğu, dışarıdaki tehlikeli olayların aile içine girmeyeceği duygusu, bu gereksinmenin temel nedenidir. Eğer çocuk ev içinde kendisini güven içinde bulmuyorsa çocuk ailenin dışında bir yere yönelir. Aile ile olan bağlarını koparır.
3.YAKINLIK VE DAYANIŞMA DUYGUSU: Aile içinde temel güven ve dayanışma varsa aile dışında bireyin karşılaştığı stres getirici olumsuz olaylar yıkıcı etkisini pek göstermez. Güven duygusunun baskın olduğu aile dış dünyanın yaratmış olduğu sıkıntı ve kaygılarından kendisini kurtarır. Bu tür aile içinde olan kimseler kendilerine olduğu gibi çevresine de güvenirler. Eğer aile içinde güven ve dayanışma sağlanmamışsa bu insanlar yoğun stres ve gerginlik yaşarlar. Bu kişiler kendilerine dahi güvenemezler. Dolayısıyla çevresinde yakın ilişkiler kuramazlar.
4.SORUMLULUK DUYGUSU: Aile sistemi içindeki anne ve babalar davranış ve sözleri ile sorumluluk duygusunu ifade ederler. Aile içinde sadece anne baba değil herkes sorumluluk duygusunu paylaşır. Elbette ki çocuklara yaşları oranında sorumluluk yüklenmelidir. Tüm sorumluluğu kendi üzerine alan, çocuğunu sorumluluktan kurtaran anne ve babalar kendi yaşamını biçimlendirmekten aciz sürekli başkalarının yönetiminde olmaya yönelik bireyler yetiştirirler. Bu tür tutumlar sonucunda yetişmiş bireyler yaşamlarında yer alan olaylardan sürekli başkalarını sorumlu tutarlar. Gelişimsel dönemi göz önüne alınarak çocuğun odasını toparlaması, ev işlerine yardım etmesi gibi konularda sorumluluğu sağlanabilir. Bunu yaparken kız ve erkek işleri kesin çizgilerle ayrılmamalıdır.
5.ZORLUKLARLA MÜCADELE EDEREK ONLARIN ÜSTESİNDEN GELMEYİ ÖĞRENME: Çocuğa her şey hazır verilmemelidir. Sorumluluk duygusunun gelişimi ile ilgili anlatılanlar zorluklarla mücadele etme ile ilgilidir. Çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönem göz önünde bulundurularak çocuk kendi sorunları ile baş başa bırakılmalıdır. Bu durum onların zor sorunları ile mücadele ederek, uğraşmasına olanak vermek, kendisine güvenli sorun çözme becerileri gelişmiş bireyler olarak yetişmeleri için gereklidir. Karşılaştığı her zorluğa aşırı yardım eden ana babaların çocukları sürekli başkalarına muhtaç, kendilerine güvensiz olur. Böyle kişiler yetenek becerilerini keşfedemezler.
6.MUTLULUK VE KENDİSİNİ GERÇEKLEŞTİRME ORTAMI: Aile ortamı bir mutluluk ortamıdır. Şimdiye kadar anlatılan gereksinimlerin karşılanması mutlu olmayı getirir. Evde değerli olduğu duygusunu tadan birey mutlu olur ve yaptığı şeylerden doyum alır, kendini gerçekleştirme olanağı bulur.
Bu temel duyguları sağlayabilmek için pratik uygulanabilir seçeneklerimiz bulunmaktadır. Aşağıdaki öneriler refleksler, otomatik davranışlar, tepkiler, beklentiler ve sözcüklerinizle hareket etmek yerine, davranışlarınız hakkında farkındalık geliştirmeniz ve çocuklarınızla olan ilişkilerinizde bilinçli ebeveynlik için yol haritası çizmenizi sağlayacaktır.
- Anne-babalık amaçlarınızı belirleyin. İlişkinizin nasıl olmasını istediğinizi düşünerek kısa ve uzun vadeli hedefler belirleyin.
- Başkalarının yanında ve başbaşayken çocuklarınıza davranışlarınızda standart olun ve her iki durumda da özeninizi koruyun.
- Çocuklarınızla ilişkinizde aksayan yönleri tespit edin ve bunu hatırlatmak için görebileceğiniz yerlere küçük notlar yapıştırın.
- Kendinize ilişkinin kalitesini artırmak için neler yapabilirim diye sorun. Cevaplarınıza yönelik eylem planı oluşturun.
- Çocuklarınızı dinleyin ve ne söylediklerini duyun. Onların yorumlarını ciddiye alın.
- Başarılarınızı ve değişim sonrası oluşan olumlu gelişmelerinizi takdir edin.
- Yanlış bir şey yaptığınızda bir dahaki sefere nasıl düzeltebileceğinizi düşünün. Hatanızı düzeltmeye odaklanın geçmiş yanlış davranışlarınız için kendinize kızmak, moralinizi bozmaya değil.
- Gün içinde kendinize kısa da olsa mola zamanları ayırın. Rahatlayın, dikkatinizi amacınıza tekrar odaklanmak için gücünüzü toplamaya verin.
- Çocuklarınızla yaşamı paylaşarak onlar dünyayı keşfederken siz de onlarla birlikte olun.