Yaşamın ilk ayında başlayan aşırı ağlamalar KOLİK olarak adlandırılmaktadır. Kolik ağrısı haftada en az 3 gün, en az 3 saat ve 3 haftadan uzun süren ağlamayı içermekte ve bu durum ÜÇLER KURALI olarak bilinmektedir. KOLİK (GAZ) sancısı olan bebekler genellikle sağlıklı ve gelişim problemi olmayan bebeklerdir. Koliğin görülme sıklığı %5-25 olarak saptanmıştır. Genelde 2-4. haftada başlar ve genelde akşam üstleri veya gece ortaya çıkar ve çoğu kez 4-6. ayda sonlanır. . Bebeklerde bacaklarını karnına çekme, yüzünde kızartma, ellerini yumruk yapma, , sırtını geriye atma ve ağrılı bir yüz ifadesi olur. Karın sert, şiştir ve gaz çıkarma olabilir. Ağlama birden ve ani başlar
Ayırıcı tanıda bazı hastalıklar düşünülmelidir; İdrar yolu hastalığı, inek sütü alerjisi,orta kulak enfeksiyonu, laktoz intoleransı, hırpalanmış bebek sendromu., gastroözefagial reflü hastalığı, koroner arter anomolisi,annenin ilaç kullanımı sayılabilir.
İnfantil Kolikte suçlanan 3 neden vardır;
1.Sindirim sistemi ile ilgili olanlar:
Gaz sancısı olan bebekte ağrılı nöbetler sırasında ayakları karna çekme ve acılı yüz ifadesi olması sindirim sistemi ile ilgili nedenleri gündeme getirmiştir. Kalın barsak gazlarının çoğu bakterilerin diyetteki karbonhidratları kullanması ile ortaya çıkan gazlardır. Ancak tam olmayan laktoz emilimi kalınbarsaktaki gazları artırabilir. Laktaz enzimi eklenmesi veya tam hidrolize mama ile besleme gaz sancısı olan bebeklerde sorunu çözmede maalesef çare olamamıştır. Yine inek sütü alerjisinin kolik nedeni olabileceği de tartışmalıdır, çünkü sindirim sistemi uyarılmasına bağlı kusma ve ishal kolikte görülmez. Ayrıca koliği (gazı ) olan ailelerin çocuklarında alerji öyküsü de diğer çocuklardan farklı değildir. Anne sütünden süt ve süt ürünlerinin çıkarılması ile belirtilerin azaldığına dair çalışmalar vardır. İnek sütü bazlı mamalar ile beslenenlerde aminoasit bazlı mamaya geçişin gaz sancısını %40 azalttığı bildirilmiştir.
Sindirim sistemi hareketlerinde değişiklikler de gaz sancısı nedeni olabileceği tam olarak kanıtlanmamıştır. Bitki çaylarının gaz sancısını azaltması bu tezi desteklemektedir.
Sindirim sistemindeki hareketlerindeki değişikliklerinin gaz sancısı yaptığı tezi ortya atılmış, fakat bu bebeklerin sindirim sisteminin transit geçiş zamanı diğer bebeklerden farklı olmağı gösterilmiştir.
Gastrointestinal hormonlardan prostaglandinler düz kas kasılmasını etkiler gaz sancısı sebebi olabilirler, yine motilin isimli sindirim sistemi hormonu doğum anında gaz sancısı gelişen çocuklarda daha yüksek saptanmıştır. Sigaranın bu hormon düzeyini artırıp gaz sancısı yaptığı bilinmektedir. Motilin isimli hormon ince barsak hareketlerini ve mide boşalmasını artırır sonuçta sancı gelişir.
2.Psikososyal nedenler:
Bebeğin annesinin ve bakıcısının stresli olması soncu gaz sancısının fazla olduğu söylemi artık geçersizdir. Ancak annenin bebeği kucağa alması, göz ve ten teması ve sese daha çabuk yanıt verme, emzik kullanma, ritmik sallama, aşırı uyarıları azaltma yarar sağlayabilir.
3.Nörogelişimsel nedenler:
Gaz sancısı olan bebeğin ağlaması tıpkı diğer bebekler gibi 6. haftada pik yapar, öğleden sonra ve akşam artar. Dördüncü ayda düzelmesi gelişimin bir parçası olarak yorumlanmasına neden olmuştur. Ancak gaz sancılı bebeklerin ağrı eşikleri ve duyusal algılamaları diğer çocuklardan düşüktür. Nörogelişimsel bir sebepten ağrı oluşturmayan bir etken bile gaz sancısını tetikleyebilir. Yani karında şişlik, fizyolojik reflü ve sindirim sisteminin hareketleri aşırı algılanıyor olabilir. Gündüz aşırı uyarılma gece ağrılara neden olabilmektedir. Bebek büyüdükçe uyanıkken sessizlik dönemi artar parmak emme gibi durumlar ile bu dönem uzar ve sonuçta kolik kendiliğinden düzelmeye başlar.
Tanı :
Gaz sancısı olan bebeğin annesi ve babası çocuklarına karşı faydalı olamadıklarını düşünüp ve altta yatan bir organik bir neden olduğunu düşünerek hekime gelirler Eğer çocukta morarma, solunum sıkıntısı(sık veya derin nefes alma), yetersiz kilo alımı, nörolojik belirti var ise organik bir hastalık araştırılmalıdır.
Tedavi:
İnek sütü başlanmış olan veya inek sütü içeren bir mamayı alan bebekte gaz sancılarının gelişmiş olması ve beklenenden uzun sürmesi, kusma periyotlarının olması, vücutta döküntünün ve makattan kanamanın olması inek sütünün diyetten çıkartılmasını gerektirir. Anne sütünden de inek sütündeki alerjen proteinler geçeceğinden anne sütünden inek sütü çıkarılmalı yanıt alınamıyor ise tam hidrolize mamalar verilmelidir. Hastanın bu şekilde öyküsü yoksa ailede stres azaltmaya yönelik uygulamalar ön plana çıkar.
Öneriler:
1. Anne sütüne devam sağlanmalıdır. Annenin diyetindeki alerjenler süt ürünleri, yumurta, buğday, fındık gibi alerjenler çıkartılmalı gaz yapıcı yiyecekler verilmemelidir. Ailede alerji öyküsü varsa tam hidrolize mamaların verilmesi de tartışmalıdır. Bu gibi durumlarda 7 günlük deneme tedavisi yapılabilir.
2. Gaz sancısını azaltmak için araba ile gezdirme, çamaşır makinesi, saç kurutma makinesi, elektrik süpürgesi çalıştırma, bebek arabasında gezdirme, emzik kullanımı, kucakta taşıma gezdirme, uyaranı engelleme, masajın kesin yararı gösterilememiştir. Ancak hafifçe sallamak, sık besleme, emzik ve bebeğe çabuk yanıt vermek ve iletişim halinde olmak denenmelidir.
3. Hastaya verilen ilaçlarıngaz sancısını azaltıcı etkisi plasebo ( ilaç olmayan ilaçmış gibi kullanılan ) ilaçlarla aynıdır. Aile fayda görürse kullanmalıdır. Rezene içeren bitki çayları gaz sancısını azaltabilir ancak normal beslenmeyi olumsuz etkileyebilir bu açıdan risklidir. Nane karanfil, zencefil dere otu, meyan kökü, rezene, kimyon gibi bitkilerin yağlarının karışımı gaz sancılarını azaltabilir.
Aile yakınlarının rahatlatılması;
Gaz sancısının verdiği stresin yükün azaltılması empati kurularak sağlanmalı,
Normal gelişmenin bir parçası olduğu, bir hastalık belirtisi olmadığı, ağlama ne kadar uzun sürerse sürsün çocuğu sarsılmadan, zarar vermeden yine en iyi yardımı çocuğun anne ve babasının kendisinin yapabileceği anlatılmalıdır.
Ağlama başlama saati, süresi ve kilo alımı ile ilgili günlük tutulmalıdır.
Gaz sancısı olan bebeğin gelişimi, davranış testleri diğer çocuklardan farklı değildir. Kolik geçince annenin psikolojide düzelir. Ailede sorun oluşuyor ise çocuk istismarına eğilim ( çocuğa zarar verme ) durumu oluşabilir ya da aile içi problemler büyüyebilir. Bu açıdan aileye destek önemli