Bugün hastalar arasında yerleşmiş bir mit olan vertigo yani başdönmesi konusunda bilgi paylaşmak istedim. Başdönmesi tanımsal olarak bakıldığında beynin bir ilüzyonu olarak yorumlanabilir. Siz dönmezken beyniniz dönüyormuşsunuz hissini size yaşatıyorsa bunun ilüzyondan başka nasıl bir izahı olabilir ki ? Yabancı dili veya konuya dair bilgisi olduğunu göstermek isteyenlerle bazen komik hallere varan muhabbetler yaşanmakta, örneğin başdönmesiyle gelen hastaların “ doktorum başım dönüyor ya, bende sakın vertigo ( başdönmesi) olmasın ? “ ifadesi belli bir dönemden sonra komikliğini kaybetmektedir.
Her seferinde bu kişilere : “ Vertigo zaten başdönmesi demektir, başım dönüyor diye gittiğiniz bir sağlık merkezinde neyim var sorusuna vertigonuz var diyerek gönderiliyorsanız sizinle kibarca dalga geçiliyordur “ açıklamasını yapmak bıktırıcı olmaya başladı. İyi de ben hastayım başım dönüyor ve sebebini terim oyunlarıyla değil de gerçekten öğrenip tedavi yollarını öğrenmek istiyorum diyorsanız doğru köşedesiniz demektir. Başdönmesinin pek çok sebepleri vardır.
Bunlar genel başlıklar halinde sıralanırsa; kan kimyasıyla ilgili bozukluklardan, enfeksiyonlardan , psikolojik, gözlerden, beyinden, beyincikten, kulaktan veya kulağa gelen sinirlerden, beyine-beyinciğe gelen damarlardan kaynaklanan problemlerden olabilir.
Yine sık karşılaştığımız mitlerden birisi de, acile götürecek kadar şiddetli başdönmesi yaşayan hastalarda bunun boyun düzleşmesinden kaynaklanabileceği söylenerek kasgevşeticisi başlanmasıdır. Son günlerin muhteşem günah keçisi olan boyun düzleşmesi, vertigo sebebleri arasında değil de dizzines dediğimiz hafif sersemlik-sarsıntı hissi konusunda suçlanabilir.
Kliniğimizde en çok karşılaştığımız başdönmesi sebepleri genelde iyi huylu aralıklı pozisyonel başdönmesi atakları ( Benign Paroxismal Pozisyonel Vertigo ), akut labirentit ( kulak içi denge kanallarının iltihabı durumu), mastoidit ( kulak arkası kemik içi iltihabı), vertebrobaziler yetmezlik ( boyundan denge merkezlerine yetersiz kan gitmesi ), metabolik bozukluklar ( kansızlık, şeker, kanyağı düzeyi bozuklukları, vitamin düzeyi bozuklukları, hormonal bozuklukar vb), beyinde-beyincikte-beyinsapındaki problemler ( damar tıkanıklığı, plak, kanama, kitleler vb ) yeralmaktadır.
Başdönmesini ilk kez yaşayan hastalarda çok dramatik bir durum olması nedeniyle korku hakim olmakta, en ufak bir hareketle başdönmesi artacağı endişesiyle korkuyla hareket etmektedirler. İşin kötüsü bu durumda gelen hastalara bizim başdönmesi manevraları yapmamız önce şikayetleri artırmakta, bazen kusmalarına, ayakta bile duramamalarına neden olmakta ama sonrasında hızlı bir iyileşme sürecine girmektedirler.
Bu nedenle bu hastalara manevraları yapmalarına engel olan bir patolojileri yoksa mutlaka hergün düzenli olarak bunları yapmalarını öneriyoruz. Başdönmesi için sıkça kullanılan ilaçlar başdönmesini baskılasa da tekrarlama riski yüksek olan hastalarda ilaç bitiminden sonra yeniden sıkıntıya düşmemesi için manevraların yapılmasının koruyucu etkisi kalıcı olmaktadır. Buna desensitizasyon yani duyarsızlaştırma diyorum. Çok nadir olarak gördüğümüz “ kulak kristallerinin yerine oturtulması “ dediğimiz olayda müthiş bir faydası olsa da esas fonksiyonu duyarsızlaştırmadır.
Hergün kötü kötü bakarak sizi endişeye sevkeden birisiyle yolda karşılaşsanız ve bu günler boyunca sürse, adamın da bu fiilinden başka bir şey yapmadığı-yapmayacağı kafanıza işlense artık ister o adam ister başka birisi o şekilde size istediği kadar baksın umurunuzda olmaz. Manevraların mantığı da genelde bunun üzerine kuruludur.
Başdönmesiyle gelen hasta standart bir nörolojik muayeneden geçirilerek ilaveten başdönmesi manevraları uygulanır Başdönmesi egzersizleri yapabilecek tüm hastalarımıza verilir, nasıl yapılacağı uygulamalı olarak kendilerine ve yakınlarına gösterilir. .
Daha sonra sebep araştırılması için kan tahlilleri, kulak testleri ve beyin görüntülemesi ki beyinsapı ve beyinciği net görmemizi sağladığı için genelde beyin MR çekimi tercih edilir. Buradaki bulgulara göre hastalarımıza uygun tedaviler verilerek durumu ciddi olanlara serum tedavisi , hafif düzeyde olanlara sadece kullanacağı ilaçlar yazılarak kontrol önerilir.
Bazı hastalıklar başdönmesi gibi basit görünen bir şikayetle başlasa da kalıcı sakatlıklara ve hatta ölüme neden olabileceği için duyarlı olmak gerekir. Günlerdir başdönmesi şikayetiyle gezen azımsanmayacak kadar hastamızda beyin kanaması, damar tıkanıklığı, beyin iltihabı, Meniyer gibi durumlarla karşılaştığımızdan ihtiyatlı davranmak elzem oldu. Meniyer denince , öncelikle Kulak Burun Boğaz uzmanı arkadaşların ilgi sahasına giren bu durumla ilgili olarak en belirgin özellikleden birisinin, her başdönmesi atağında sağırlığa götürebilecek kadar işitme kayıplarının olduğunun bilinmesidir.
İnsanın en kıymetli organları başındadır. Beyin, gözler, kulaklar, dil gibi. Bir insan kalbi bile olmadan makinelere bağlı yaşatılabilir ama beyinsiz yaşam yaşam değildir. Bu nedenle bir saygı emaresi olan “Başım gözüm üstüne “ deyimine uygun olarak başınıza sahip çıkın ve ondan gelen başdönmesi, başağrısı gibi şikayetleri dikkate alın.
Yeni bir konuda buluşmak üzere sağlıcakla kalın.