Baş boyun kanserlerinin belirtileri
Kanser, kötü huylu tümörlere verilen genel bir isimlendirme olup, günümüzde insan ölümlerinde ikinci sıraya yerleşmiştir.
Baş ve boyun kanserleri yerleşimleri bakımından dış ortama açık konumları ve direkt görünüm bulguları ile hastaların yakınmaları yanında, aynı zamanda psikolojik bozukluklarına da sebep olmaktadır.
Özellikle solunum, konuşma ve yutma gibi üç önemli fonksiyonu gören gırtlak kanserleri, ağız,dil, çene, geniz beuen içi yüz ve baş boyun kanserleri bunların başlıcaları arasında gelmektedir.
Son yıllarda artan çevre kirliliği, gıda eksiklikleri, gıdaların bozulmaması için kullanılan kimyasal maddeler,GDO’ su ile oynanmış besinler, çevre kirliliği, sanayi atıklarının, asit dumanlarının doğal su kaynaklarını ve doğayı tahribi, sigara, alkol tüketimi, atmosferimizin kirlenmesi v.s. gibi nedenler insan sağlığı ve yaşamında olumsuz etkiler yapmakta ve sağlık problemlerine sebep olmaktadır.
Baş boyun kanserlerinin önlemli bir kısmı oldukça iyi bilinen nedenlerle oluşmaktadır ve bu nedenle önlenebilmeleri mümkündür. Ayrıca hastalık erken tanındığında mevcut tedavi yöntemleriyle son derece yüksek yaşam oranları sağlanabilmektedir.
Tüm kanserlerde olduğu gibi başboyun kanserlerindede erken tanı çok önemlidir. Geç tanı veya hekime başvuruda tedavi oldukça zor olmaktadır.
Bu nedenle korunma ve erken tanı oldukça önemlidir.
Gelişen cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi tedavileri olgularda sağlıklı sonuçlar alınmış ve yaklaşım metod ve teknikleri ile şifa oranı artmış, yaşam süreleri yüz güldürücü sonuçlar vermiştir.
Bunlar arasında, uygulanan ve gelişen gırtlak ameliyat tekniklerini,yüz ve çene Protezlerini, ileri teknik çene, yüz ve dil cerrahilerini, gelişen yüz ve baş boyun cerrahi flepleri yanında, kemoterapi ve radyoterapileri sayabiliriz.
Bu nedenle yakınması olan kişilerin dikkat etmesi gerektiği bulguları şöyle sıralıyabiliriz;
-Boyunlarında 2 haftadan daha uzun süre geçmeyen şişlikler bulunan hastaların mümkün olan en kısa sürede doktora baş vurmaları gerekir.
Biliyoruz ki, vicudumuzda oluşan tüm şişlikler kanser olmamakla birlikte, kanserin ilk belirtisi olabilir. Böyle şişlikler genellikle ağrısız ve gittikçe büyüme eğilimindedir ve ihmal edilmemeleri gerekir.
-Pek çok gırtlak kanseri özellikle ses telleri seviyesinde yerleşenler, konuşma esnasında ses değişimine neden olurlar. Bu hastalar genellikle mazeret olarak, soğuk su içtim, maça gittim, çok bağırdım vs. gibi nedenlerle kendilerini ve ailelerini tanıdan uzaklaştırlar. Ancak çok sonraları tam konuşamama, yutamamai, kulağa vuran ağrı, soluk alamama şikayetleri ile Kulak Burun Boğaz hekimine baş vururlar.
Bu nedenle, 2 haftadan uzun süren ses kısıklığı ya da ses değişimleri, sizi uyarmalıdır.
-Dil ve dudak kanserlerinin çoğu geçmeyen yara ve şişliğe neden olur. Yara ve şişlikler iltihaplanmadıkça ağrısızdır.
Bu şikayetler de hastayı geçmeyen yara ancak bir zararı yok . Son günlerde gittikçe büyüdü , kanama da yapıyor gibi yakınmalarla doktoruna müracaat ettirir. Bir müddet sonra da boyun lenf düğümlerinden birirsi de şişerek olaya iştirak eder.
– Uzun süreli , tükrükten veya balgamdan kan görülmesi durumunda, akciğer, boğaz, burun, geniz ve gırtlak kanserlerinin ilk belirtisi olabileceği ihtimalini unutmamak gerekir.
-Yutma bozukluğu, özellikle boğaz ve yemek borusu kanserlerinde, katı gıdaları yutma bozukluğu şeklinde oluşabilir. Hastalar önce katı gıdaları, sonra yarı katı gıdaları ve en sonra da sulu gıdaları yiyemez ve içemezler, ancak zamanla geçer diyerek şikayetlerinin üzerinde pek durmazlar.
-Baş boyunda yeni oluşmuş ve geçmeyen inatçı yaralar veya önceki benlerde renk değişikliği durumlarında da dikkatli olunmalıdır. İhmal etmemeli ve muayenelerini yaptırmalıdırlar.
-Kulağa vuran ağrı, boğazda büyüyen tümörler nedeniyle oluşabilir. Özellikle gırtlak(Larenks) kanserlerinde karşılaşılan ve akseden ağrı olarak isimlendirilen bir bulgudur.
-Baş boyun tümörlerinde sigara ve alkol tüketimi oldukça önemli yer alması nedeniyle bunlardan bir an önce uzaklaşılması hastalara söylenmelidir.