Batıda Auriküloterapi olarak adlandırılan kulak akupunkturu, kulak kepçesine iğne batırmak veya elektrik akımı, manyetik alan, laser, masaj ve frekansiyel ışık uygulamak suretiyle akut ve kronik hastalıkların tedavisini amaçlayan bir yöntemdir.
Patolojik noktaların kişiye özel olarak VAS (Vascular Autonomic Signal) diye adlandırılan nabız, frekansiyel ışık ve monokrom filtreler yardımıyla tespit ve tedavi edilmesi suretiyle yapılan uygulamaların bütününe de Aurikülomedisin denilmektedir.
Köklerinin M.Ö. dördüncü yüzyıla kadar gittiği düşünülmektedir. Dr. Paul Nogier Lyon’da, 1951’de auriküloterapiyi, 1966 da da aurikülomedisini keşfetmiştir. Kliniğimizde Dr. Paul Nogier’in uygulamalarına uygun tedaviler yapılmakta;
Aurikulomedisin Dr. Paul Nogier tarafından 1966 da keşfedilen ve otuz yılı aşkın bir süre boyunca geliştirilen tıbbi bir disiplindir. Auriküloterapinin bir uzantısı olarak ortaya çıkmıştır.
Ağrı gibi semptomların iğne, elektrik, laserle doğrudan refleks tedavisinden ibaret olan auriküloterapiden farklı olarak aurikülomedisin reaktif bölgeleri karakterize eden parametreleri incelikle ölçerek, patoloji ile ilgili çok sayıda özelliğin ( Akut, kronik, hafif, ciddi) açığa çıkmasını sağlar. Aurikulomedisinde ölçülen parametrelerin çoğu otonom, merkezi veya periferik sinir sistemi, sindirim sistemi ve alerjik hipersensitivite gibi anatomik, fizyolojik ve patolojik özelliklerle ilişkilidir. Diğer parametreler ise aurikülomedisine özgüdür ve yalnızca VAS reaksiyonuyla ortaya çıkabilirler. (Orta doku reaksiyonu veya derinin frekansiyel ışıkla uyarılması ile ortaya çıkanlar gibi.)
Aurikloterapi ve Arikulomedisin, her ikisi de tedavide kulak kepçesinin somatotopik özelliğini kullanır. Ayrıldıkları yönlerden biri Aurikulomedisinin tanı aracı olarak yalnızca kulak kepçesini değil, bütün vücut derisini kullanmasıdır. Ve yine kulağı sadece noktasal somatotopik yönü ile değil reaktivite ünitesi olarak da değerlendirmesidir.
Aurikulomedisin deriye doğrudan veya yakın mesafeden uygulanan en hafif uyaranın kardio vasküler sistemde otonom bir yanıt uyandırması prensibine dayanır.
Bu yanıtın klinik dışavurumu nabızdaki çok hafif ancak algılanabilir bir değişikliğin ortaya çıkmasıdır ki buna VAS denir. Böyle bir yanıt fizyolojik veya emosyonel kökenli dahili uyaranlarla da tetiklenebilir. Biyolojik bir parametrenin ölçümünden yola çıkılarak ulaşılan mikro enformasyonun normal veya patolojik olup olmadığını bulmak mümkündür. Yöntem ek olarak, dış uyaran ile organ veya fonksiyon parametreleri arasındaki rezonans fenomenine de bağlıdır. Bundan sonraki aşama patolojik olduğu saptanan parametrelerin Aurikuloterapi ya da Aurikulomedisin ile düzeltilmesidir. Aurikulomedisin ile allerji ve besin intoleranslarının tanı ve tedavisinin yanında, lateralite bozuklukları,postür bozuklukları,merkezi ve otonom sinir sisteminin fonksiyonel bozuklukları, disleksi tanı ve tedavisinde oldukça etkin olarak kullanılır.