Astım geri dönüşümlü hava yolu daralmasıyla karakterize, zamanla değişen ve ataklar halinde olan hırıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi, öksürük gibi belirtileri olan kronik bir hava yolu hastalığıdır. Belirtiler zamanla değişkenlik gösterir. Bu değişkenlik allerjik etkenler, egzersiz, hava değişimi, solunum enfeksiyonları, mevsimsel değişkenliklerle ilgilidir.
Son yüzyılda çocuklarda ve erişkinlerde giderek artan sıklıkta görülmekle birlikte Dünya Sağlık Örgütü üyesi olan 70 ülkede yapılan çalışmada görülme sıklığı %4,3 saptanmıştır.
Astım gelişiminde kişisel, genetik ve çevresel faktörler etkilidir. Genetik faktörler risk faktörlerinin başında gelir. Anne babasından birinde ya da her ikisinde astım olan çocuklarda astım görülme riski artmıştır.
Obezite de astım için bir diğer risk faktörüdür. Vücut kitle indeksi 30 kg/m2 üzerinde olanlarda daha sık astım görülmekte ve kontrolü daha zor olmaktadır.
Cinsiyet açısından bakıldığında çocuklarda erkek cinsiyette astım daha sık görülürken;yetişkinlerde, kadınlarda daha sık görülmektedir.
Çevresel faktörler içinde de allerjenler, mikroorganizmalar, enfeksiyonler, sigara, iç ve dış ortam hava kirliliği, meslek astımına neden olan faktörler ve diyet sayılabilir. Alerjenler içinde en sık görülenleri ev tozu akarları, kedi ve köpek tüyü, mantarlar ve hamam böceğidir. Allerjene uzun süre maruziyet astıma sebep olurken; astımlı kişelerin allerjene maruz kalması semptomların artmasına ve alevlenmeye neden olmaktadır.
Anne karnında ya da doğumdan sonra bebeklik çağında sigara dumanına maruziyet astım gelişme riskini arttırmaktadır.
Mesleki astım yönünden risk grupları arasında ise başlıca frıncılık,mandıracılık,çiftçilik,deterjen imalatı,balık ürünleri imalatı, gıda işleme,tahıl işçiliği,sağlık sektörü,kanatlı yetiştiriciliği, marangozluk, gemi yüklemeciliği, ipek işletmeciliği, güzellik salonu, kaplamacılık, rafineri, otomobil boyama, plastik endüstrisi sayılabilir.
Anne sütü ile beslenmenin astım riskini azalttığı bilinmektedir. Hazır gıdalarla beslenme astım riskini arttırırken; C,E,D vitamininden zengin, Akdeniz tipi beslenme ve meyve tüketimi astım gelişimi için koruyucu bir faktördür.
Astımda tanı öncelikle hastanın şikayetleri doğrultusunda astımdan şüphelenmekle başlar. Hastalar genellikle zaman zaman değişkenlik gösteren nöbetler halinde gelen nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissi ve öksürük şikayeti ile başvururlar. Hastanın çocukluk çağında allerji hikayesi olması ve ailede astım öyküsünün bulunması tanıyı destekler. Astım ile birlikte hastaların çoğunda burun akıntısı, sinüzit, reflü, ilaç allerjisi de birliktelik gösterir.
Muayenede hastalarda hırıltılı solunum dışarıdan duyulabilir. Bunun dışında dudaklarda morarma(siyanoz), uykuya meyil, kalp hızında artış, yardımcı solunum kaslarının kullanımı da saptanabilir.
Hastalığın tanısını koymakta solunum fonksiyon testleri yardımcıdır. Allerji yönünden hastalara allerji deri testi yapılabilir.Bunun dışında akciğer filmi ve kan tetkikleri de yardımcı olabilir.
Astım tedavisinde kontrol edici ilaçlar olarak uzun etkili nefes açıcı inhaler ilaçlar ve uzun etkili sistemik astım ilaçları kullanılır.Semptom giderici olarak ise kısa etkili nefes açıcı ilaçlar kullanılır.
Astımlı hastanın hastalığın özelliği, kullanılacak tedavi yöntemi, astım kontrolünü güçleştirecek faktörlerden uzak kalma ve tedavilerinde değişiklik yapabilme ile ilgili konularda eğitimi hastalığın seyrinin düzelmesinde çok etkilidir. Hastalara tedaviyi ne zaman artırmak gerekir, tedaviyi nasıl arttırmak gerekir, ne kadar süreyle devam ettirmek gerekir, ne zaman doktora başvurmak gerekir sorularının cevaplarının öğretilmesi önemlidir.