Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Günümüzde birçok insan, görünürde tamamen normal bir yaşam sürerken, iç dünyalarında sessizce mücadele edebiliyor. Bu mücadelenin adı bazen maskeli depresyon olarak geçiyor; dışarıdan bakıldığında fark edilmesi güç, içeriden ise derin izler bırakan bir durum. Maskeli depresyon, klasik depresyon belirtilerinin ötesinde, kişiyi içten içe kemiren ve sosyal maskelerin ardına gizlenen bir duygusal durumu ifade eder.
Maskeli Depresyonun Kökenleri
Maskeli depresyonun kökenleri çeşitlidir; genetik, çevresel, psikolojik ve biyolojik faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkar. Özellikle stresli yaşam olayları, mükemmeliyetçilik, yüksek beklentiler ve duygusal ifade güçlükleri bu tür depresyona zemin hazırlayabilir. Kişinin aile geçmişinde depresyon öyküsü bulunması da riski artırabilir.
Risk Altındaki Kişiler,Belirtileri ve Seyir
Stresle başa çıkmada zorlananlar, sürekli yüksek performans bekleyenler, mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahip olanlar ve duygusal ifadede zorluk çekenler maskeli depresyon için risk grubunda yer alır. Bu kişiler, genellikle toplumun beklentilerini karşılamak adına kendi duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelme eğilimindedir.
Maskeli depresyonun belirtileri, klasik depresyonun tanıdık işaretlerinin ötesine geçer. Aşırı yeme, aşırı uyuma gibi atipik belirtiler gözlemlenebilir ve bu durum, kişinin sosyal ve işlevsel yaşamını olumsuz etkiler. Duygusal belirtilerin yanı sıra, baş ağrısı ve mide rahatsızlıkları gibi fiziksel belirtiler de daha belirgin hale gelebilir.
Tanı ve Farkındalık
Maskeli depresyonun anlaşılması, hem klasik hem de atipik belirtilere dikkat edilmesini gerektirir. Bu durumun farkında olmak, kişinin yaşadığı duygusal ve fiziksel değişiklikleri gözlemlemesiyle başlar. Anlam ve amaç eksikliği, motivasyon kaybı, ilgi alanlarında azalma gibi belirtiler, bu tür depresyonun işaretleri olabilir.
Varoluşsal Boşluk ve Depresyon
Varoluşsal boşluk, maskeli depresyonun önemli bir boyutudur. Hayatın anlam ve amacını sorgulama süreci, bireyi derin bir içsel boşluğa sürükleyebilir. Bu durum, kişinin kendini değersiz ve yetersiz hissetmesine neden olabilir, depresyonun daha da derinleşmesine yol açar.
Korunma ve İyileşme Yolları
Maskeli depresyondan korunma ve iyileşme süreci, kendin olma, başkalarından onay almanın peşinden gitmekten arınma ve yaşamına özgürlük tanıma gibi önemli adımları içerir. Farkındalık, kabul, profesyonel yardım, sosyal destek ve yaşam tarzı değişiklikleri bu sürecin temel taşlarıdır. Duygusal ve fiziksel belirtileri tanımak ve kabul etmek, iyileşme yolculuğunun ilk adımıdır. Kendin olmak, başkalarının beklentileri yerine kendi değerlerin ve ihtiyaçların doğrultusunda yaşamak, bireyi gerçek anlamda özgürleştirir. Profesyonel yardım almak, sosyal ilişkileri güçlendirmek, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek, bu süreçte önemli rol oynar. Ayrıca, kişisel ilgi alanlarına yönelmek ve yaşamda anlam ve amaç bulmaya çalışmak, bireyin ruh halini iyileştirebilir ve içsel boşluğu doldurabilir. Yaşamda anlamlı ve değerli hissedilen yerde kalmanın önemi, bireyin kendine olan inancını ve hayata bağlılığını artırır.
Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, ” Maskeli depresyonla mücadele, bireysel çabaların yanı sıra profesyonel rehberlik gerektirir. Her bireyin deneyimi eşsiz olduğundan, tedavi ve destek süreçleri kişiye özel olarak planlanmalıdır. Bu zorlu yolculukta, en önemli adımlardan biri kendine karşı dürüst olmak ve yardım istemekten çekinmemektir. ‘Maskeler düşerken gerçek benliğimizi buluruz; kendi değerlerimize yaslanarak ve başkalarının onayından arınarak, yaşamın anlamını kucaklarız.’ ” dedi.