Anne ile kurulan güven bağı tüm yaşamı etkisi altına alıyor
“Başarısızlık ve felaketlere rağmen, hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar, daha çok iyi bir anne tarafından büyütülmüş olanlardır” diyen Andre Mauroıs, bu sözünde anne ve bebek arasında oluşturulması gereken güven duygusunun önemini vurguluyor. Annelik, bir kadın için yaşayabileceği en olağanüstü zamanları içerir. Kadınlar, hamilelik süreci ile fiziksel ve psikolojik değişimlerin getirdiği yeni bir dünyanın kapılarını aralar. Öyle ki, tüm zamanını ve enerjisinin çocuğunun bakımı için harcamaya hazırdır. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, anne ve bebek arasında oluşması gereken güven bağına dair merak edilenleri açıkladı.
Sağlıklı ilişkilerin temeli, anne-bebek arasındaki güven bağına dayalı
İnsanlar, başka insanlarla bir arada bulunma isteğinden dolayı topluluk halinde yaşarlar. Çünkü birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Diğer canlıların yavrularından farklı olarak insan yavrusu, yaşamını sürdürebilmek için çok daha uzun süre ebeveynlerinin ve ona bakan diğer kişilerin doğrudan yardımına ihtiyaç duyar. Bu gereksinimlerin karşılanmasının gerekliliği, bağlanma ihtiyacı doğurmuştur. Bebeklerde, anneye olan bağlanma doğum ile başlar ve duygusal yönü ağır basan bir durum olarak nitelendirilir.
Anne ve bebek arasında oluşan sevgi ve bağlılık hissi “güvenli bağlanma” olarak bilinir. Güvenli bağlanma ile birlikte bebekler kendine güvenmeyi, sosyal ilişkiler kurmayı kavrar. Annenin bebeği ile kuracağı bağ, bebeğin rahme düşmesi ile başlayabileceği gibi doğumu takip eden haftalarda da gelişebilir. Bebek ile kurulan duygusal bağ, ona ihtiyacı olan güven hissini verir ve gelecekte kendisine yeten bir birey olmasını sağlar.
Annelik bir içgüdü müdür?
Annelik kavramını, içgüdü ile yan yana kullanırız. Peki, annelik gerçekten içgüdüsel bir durum mudur? Aslında içgüdü; türe özgü, sonradan öğrenilmeyen ve bilince ait olmayan içsel bir dinamik olarak tanımlanır. İşte bu nedenle annelik sürecini içgüdüsel bir süreç olarak nitelendirmek pek mümkün değildir. Çünkü insan türünün annelik deneyimi; içerisinde arzuyu, reddi, öğrenmeyi, aktarımı, öznelliği, toplumsallığı ve daha birçok bileşeni barındırır. Örneğin, bir kedi bilinçli bir istekle hamile kalmaz, ya da hamile kalmayı reddetmez. Yavrusuna nasıl bakacağını kimseden öğrenmeye ihtiyaç duymaz. Oysa insanlarda süreç bu şekilde ilerlemez. İnsan, kültürel olarak evrimleştikçe bu farklılık daha da belirgin hale gelir. O nedenle insan türünün anneliğinin diğer türlerde olduğu üzere salt içgüdüsel olduğu söylenemez.
Anne-bebek arasında oluşan güven duygusunun yararları nelerdir?
Güvenli bağlanma sonucu bebeğin zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi desteklenir. Ayrıca bebeğin gelecekteki tercihleri ve davranışları üzerinde temeller oluşturur. Diğer yararlarına değinecek olursak;
- İleriki hayatlarında başkalarıyla sağlıklı ilişkiler geliştirirler,
- Zor durumlarla başa çıkmayı öğrenirler,
- Kendine olan güvenleri artar,
- Problem çözme becerileri gelişir,
Dokunmak ve dokunulmak bebeklerin temel ihtiyacı
Bebeğin anne karnındaki sıcak, güvenilir, koruyucu ve beslenip büyüdüğü sakin ortamından alınarak hayatın gürültüsüne ve bilinmeyen ortamına girmesi ile bebeğin korktuğu bilinmezliklerle dolu olan bu hayata uyum süreci, annenin desteği ile son bulur. Bebeklerin tanıştığı ilk nesne anne memesidir. Bu nedenle annelerinin kokularını çok çabuk kavrar ve sürekli ona ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle dokunmak ve dokunulmak anne-bebek ilişkisi açısından oldukça önemlidir. Bu iki kişi bir bütündür en nihayetinde. Dokunarak tamamlandıklarını hissederler. Ayrıca, bebeğinize masaj yaparak aranızdaki güven bağını artırabilirsiniz. Masaj, vücutta iyi hissetmeyi sağlayan oksitosin adlı hormonun salgılanmasını da sağlar. Bebeğinize masaj yaparak hem onun iyi hissetmesini sağlayabilir hem de dokunuşlarınızla bebeğinizle bağ kurma yolunda büyük bir adım atmış olursunuz.