Mitoloji literatüründe; “Andromeda, Aithiopia Kralı Kepheus ile Kassiepeia’nın kızıdır. Andromeda’nın güzel ve kibirli olan annesi Kassiepeia, tüm Nereus kızlarından daha güzel olmakla övündüğü için Nereus kızları tarafından Deniz Tanrısı Poseidon’a şikayet edilmiştir. Bunun üzerine Tanrı, Aithiopia’ya korkunç bir ejder göndererek tüm ülkeyi birbirine katmıştır. İçine düştüğü kötü durumdan kurtulmak isteyen ve kahine başvuran kral, tek çözümün kızını ejdere kurban etmesi olduğunu öğrenmiştir. Çaresizliği ve halk tarafından da zorlanması, kralın kızını ejder tarafından yenmek üzere bir kayaya bağlamasına neden olmuştur. Ancak canavar Andromeda’yı parçalamak üzereyken, Pegasus (kanatlı at) üzerinde gökyüzünde dolaşan Perseus yere inmiş ve canavar Gorgo’yu öldürmüştür. Kayaya bağlı güzel Andromeda’yı gören Perseus, ona aşık olmuş ve kralın da izniyle onunla evlenmiştir.Andromeda ile sözlü olan ve aynı zamanda amcası olan Phineus, adamlarını toplayarak düğün gecesi Perseus’a saldırsa da, Gorgo’nun kafasını kendilerine doğru tutan Perseus tarafından adamlarıyla birlikte taşa dönüştürülmüştür. Tüm bunların sonucundaysa Andromeda, kendisini tüm bağlarından ve güçlerden kurtaran Perseus ile uzun ve mutlu bir ömür geçirmiştir”
Mitoloji literatüründe görüldüğü gibi Andromeda’yı Perseus uçan atıyla gelip kurtarır ve uzun, mutlu bir hayat geçirirler. Sindrella hikayesinde de benzer sonuçlar vardır; kral kızı olarak doğan prensesin, üvey anne ve üvey kız kardeşleriyle zorlu yaşam hikayesi sonrasında yaşadığı kötü hayatından kendisini kurtaran bir prens ve mutlu son.
Andromeda diğer adıyla Sindrella kompleksi psikoloji literatüründe ise; içinde bulunduğu zor koşullar ve kendisini yoran sorumluluklardan kurtulmak için karşısına çıkan ilk erkek ile hayatının geri kalanını mutlu geçirme hayali kuran kadınları tanımlamak için kullanılmaktadır. Kadının duygusal olarak, düşünsel olarak ve davranışsal olarak tamamen bir erkeğe bağımlı olması, bağımsızlık korkusundan kaynaklanmakta olup Collette Dowling bu durumu “Sindrella Kompleksi” olarak tanımlamıştır.
Andromeda&Sindrella Kompleksi Kimlerde Görülür?
Çocukluk çağından itibaren dinlenilen masalların etkisi, kız çocuklarının korunmaya muhtaç olduğu algısı, ebeveynlerin kız çocuklarına karşı daha korumacı/kollayıcı tutumu karşısında kız çocuğu “Yardım edecek, benim yerime beni düşünecek biri var nasılsa” diyerek kendi hayatıyla ilgili sorumluluklara aktif katılım göstermeyebilir. Doğduğu andan itibaren kız çocuğuna verilen roller, kendi ebeveyn ilişkilerini model alma, çok üstüne titrenip her ihtiyacı karşılanması ile kendi ihtiyacını karşılama işini ebeveynlerine bırakan çocuk, bağımlı olarak sürdürdüğü ebeveyn-çocuk ilişkisinden kopmak istemeyebilir ve yetişkin hayatında da bu ilişkinin izini arayarak güvenli ortam olarak gördüğü kişiyle bağımlı tarzda ilişki geliştirebilir.
Bunun yanı sıra ebeveynlerinden yeterince kapsanma görememe, evde baskının olması, baba ile kurulan ilişkinin bağımsız olmayı engellemesi nedeniyle evliliğin bir kaçış ve kurtuluş olduğu algısı yaratabilir. Bu durum ise, kişinin sırtını dayayacağı bir eşin hayatını kurtaracağına ve mutlu bir ilişkinin anahtarı olduğunu düşünmesine neden olabilmektedir.
Bu komplekse sahip olan kadınlar; mutlu bir evlilik, güzel bir gelecek hayali içinde olsalar da yaşadıkları zorluklarla tek başına savaşmak yerine, beyaz atlı prenslerinin kendisinin kurtarıcısı olmasını bekler. Genellikle bireyselleşmekten korkan bu kişiler güven duygusu, aidiyet hissi arayışında olup, sorumluluk almak istemedikleri için özgürleşmekten kaçınırlar. Bu durum bir süre sonra karşı tarafa bağımlı olmaya, mutlu bir ilişki yerine başkasının koyduğu sınırlar ile yürütülen bir ilişkiye, yaşam doyumunun azalmasına ve kısıtlanmasına, ruhsal açıdan sıkıntılara neden olabilmektedir.
Hayatının tümünü bağımsız olmaktan korkarak, bir erkeğe bağımlı tarzda ilişki içinde yaşamak yerine kararlara aktif katılıp, hayatın getirdiği sorumluluğu alabilmek, kendi içinde özgürlüğe kavuşmak Sindrella kompleksini yenebilmek adına önemlidir.