Alzheimer mi bunama mı yoksa unutkanlık mı?

Doç. Dr. Ali Abken, “Korkuyla yaşamayın, 6 soruyla kendinizi test edin” diyor. İşte uzmanından o sorular…
Hastalarımızın korkulu rüyası gibi olan Alzheimer hastalığına yakalanmadıklarına nasıl ikna edebiliriz? Aşağıdaki belirtiler sizde yoksa herhangi bir korku yaşamanıza hiç gerek yok.

Doç. Dr. Ali AKBEN

1)Günlük yaşam sürecinizi bozacak kadar unutkan mısınız ?

2)Alışveriş ev işi, iş ve yemek yapma gibi günlük aktiviteleriniz bozuldu mu?

3)Konuşurken kelime bulamama veya tarihleri unutma gibi şikayetler var mı?

4)Karar vermekte zorlanıp zamanınız boşuna harcanıyor mu?

5)Günlük kullandığınız eşyalarınızı bulmakta zorlanıyor musunuz?

6)İnsanlardan ve çevrenizden kuşkulanmalar ve şüphecilik sizi rahatsız ediyor mu?


Gibi daha bir çok problem yaşanmaya başlanırsa acaba böyle bir hastalıkla karşı karşıya olup olmadığımız kuşkusu ile bir nöroloji uzmanına müracaat edebiliriz. Bu ve benzer bulgular olmadan hepimizin ortak derdi olan çok unutuyorum acaba Alzheimer mi oldum deme hakkımız yok.
ALZHEİMER’IN DOĞAL İLAÇLARI
İnsanların en sık korktuğu Alzheimer türü bunama ve diğer bunamalarla ilgili bilgilerle desteklenerek aydınlatılması sağlandıktan sonra çeşitli doğal yollarla tedavileri desteklenmeli, eksersiz, yürüme ve masa tenisi gibi aktiviteler, dengeli beslenme kuru üzüm, kaysı, fındık, ceviz, badem, çeşitli bitki çayları, yeşil çay, ısırgan, kantaron otu, ıhlamur, kuşburnu, kekik suyu, taze havuç suyu gibi tavsiyelerden yararlanması sağlanmalı. Bu tedbirlerle neticenin alınmadığı vakalarda hafıza hücrelerini canlandıran bazı ilaçlar (Pirasetam, Gingo, Biloba, doğal ve yavaş şekerler) stres atacak yüzme, koşu, jogging gibi tavsiyelerin denenmesinin yararlı olacağı kanaatindeyim. Beyin hücrelerini destekleyen ozon oksijen terapi ve transkranyal manyetik uyarım terapileri son yıllarda giderek adından sıkca söz ettirir oldular.
Pratik olarak ise tekrarlamak nesneleri çeşitli kıyaslamalara tabi tutmak nörolinguistik metodlardan istifade etmek mümkündür. Görsel, işitsel ve dokunma duyusu ile destekli hafıza denemelerini yaratılış özelliğine göre insanların alabildiğini biliyoruz. Bazı insanlar yazarak hafızalarını desteklerken bazıları ise resmederek veya hissederek bu destek ile daha az unuttuklarını ifade etmektedirler. Nörolinguistik proğramlar hala güncelliğini korumaya devam etmektedir. Tüm alınan tedbirlerle neticeye ulaşmak mümkün olmuyorsa kişiyi tekrar bir daha ayrıntılı değerlendirmekte yarar vardır.
NİÇİN UNUTURUZ?
Canlıların içerisinde hafızasını en iyi kullanma becerisine sahip olan yegane yaratık hiç şüphesiz insanoğludur. Eşref-i Mahlukat olarak yaratılmışlığın beklide en önemli sebebi de budur. Unutma ise bu yüce yaratığın en önemli zaafıdır. Peki niçin unuturuz? Bu sorunun cevabını vermek için önce hafıza nedir, kaç çeşidi var gibi soruları aydınlatmak istiyorum. Anlık hafıza olarak bilinen hatırlama bozuklukları ile aylar ve yıllara uzanan geçmişin olaylarını hatırlamada problem olup olmadığını araştırarak unutmanın önemli olup olmadığını da hemen anlayabiliyoruz.
Unutkanlık aslında günlük yaşantımızda çok sık karşılaştığımız önemli bir sorun bu gerçeği gazete haberleri ile sıklıkla da işitir olduk. Belediye otobüsü, metro, tren gibi toplu taşıma araçlarında unutulan eşyaların çeşidini gördükçe de bu kadarına da pes doğrusu dedirtecek örneklerle karşılaşıyoruz. Aslında bu ve benzeri unutkanlıklar çok önemli olmamakla birlikte insanlarımızı rahatsız edip hekimlere müracaat ettirmektedir.
HAFIZAMIZDAKİ KAPASİTENİN ÜZERİNE ÇIKMAK
Basit bir örnekleme ile hafızamızdaki kapasitenin üzerine çıkmamız esas sorumlu, her aletin bir kapasitesi olması gerçeğini insan beyninde de düşünürsek meseleyi anlamamız kolaylaşır. Milyonlarca hücrenin ortak gayreti ile işitilen görülen yaşanan duyulup hissedilen şeyler bir düzen içinde beynimizde depolanmakta ve gerekli zamanda ise buradaki organize yapının hüneri ile hatırlama mucizesi gerçekleşmektedir. Günümüz insani her yerde yaptığı hatayı burada da yaptığı için sıklıkla unutma sorunu yaşamaktadır.
Depolarını gereksiz eşyalarla düzensiz dolduran veya kütüphanesine kitapları hiçbir ayırıma tabi tutmadan dolduran bir insanın bir kitap gerek olduğunda çektiği sıkıntı gibi bir sıkıntı unutkanlık. Kapasitemiz üzerinde kullanmadığımız ve kullanmayacağımız bilgiler gerçek ihtiyacımız olan şeylerin hatırlanmasını engelleyen en önemli engel olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu sebeplere bağlı unutkanlıkları biz zararsız veya masum unutkanlıklar olarak isimlendiriyoruz.
Yoğun ve sıkı bir çalışma ortamı ve bu şartların getirdiği hızlı tempo ile stres, dikkat dağınıklığı ve yorgunluk birleştiğinde unutkanlığın en sık sebebi de ortaya çıkmaktadır.
Masum unutkanlık olarak kabul ettiğimiz sık görülen ve insanları doktorlara kadar götüren bu tür şikayetle gelen hastalara nasıl yardımcı olabiliriz? Öncelikle ayrıntılı nörolojik muayene ve değerlendirmeye tabi tutarak başka bir sebep olmadığını görmeli ve hastalarımızı da ikna etmeliyiz. Unutkanlığın altında yatan depresyon gerilim huzursuzluk varsa uygun tedavilerle ortadan kaldırılmalıdır..

Exit mobile version