Alzheimer hastalarında beslenme sorunları

Beslenme ile Alzheimer Hastalığı oluşma riski arasındaki ilişkiyi inceleyen yeterli sayıda ve güçlü çalışmalar bulunmamakla beraber bazı çalışmalarda olumlu sonuçlara ulaşılmıştır.

Alzheimer hastalığında beslenmenin etkisini araştıran bilimsel çalışmalar ışığında Akdeniz Tarzı Beslenmenin daha koruyucu ve semptomları geciktirici etkisinin olduğu düşünülmektedir.

Uzm. Dyt.Özge Karaarslan

Akdeniz tarzı beslenmenin öne çıkan özelliği;

– Doymuş yağ alımının düşük,

– Sebze ve meyve tüketiminin yüksek; yani C vitamini ve posa yönünden zengin,

– Basit karbonhidrat alımının düşük olmasıdır.

Yapılan bazı çalışmalarda C ve E vitaminlerinden zengin bir beslenmenin Alzheimer Hastalığı gelişme riskini azaltabileceği gösterilmiştir. Ancak, çalışmalarda vitamin desteklerinin özellikle doğal yollarla karşılanması önerilmektedir.

ALZHEİMER HASTALARINDA GÖRÜLEBİLECEK BESLENME PROBLEMLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Alzheimer hastalığı ve yeme bozukluğu / zorluğu çoğu zaman bir arada görülür. Alzheimer’ın ilerlemesi ile birlikte daha sık görülen beslenme sorunları fiziksel zayıflık, enfeksiyon, kas kayıpları ve çeşitli sağlık problemlerine neden olabilir. Hastanın yeme bozukluğunun nedenlerini anlamaya ve öğrenmeye çalışmak sorunu çözebilmek için en önemli adımdır.

Alzheimer’ın erken döneminde aşırı yeme olasılığı vardır. Fazla miktarda yiyecek tüketen hasta yemek sonrasında rahatsızlanabilir, zaman içerisinde fazlasıyla şişmanlayabilir.

Özellikle yeme eğilimi fazla olan hastalar genellikle karbonhidrat değeri yüksek besinleri ve tatlı yiyecekleri tercih ederler. Bazen de yemek yediğini unutup hemen sonra tekrar yemek isteyebilirler. Böyle durumlarda hastaya salatalık, havuç, marul, kraker gibi küçük ve sağlıklı atıştırmalıklar verilebilir.

Sürekli gördüğü yiyecekleri isteyen hastanın dikkati farklı yöne çekilerek yiyeceklerden uzaklaştırmak ve görünür yerlerde yiyecek bulundurmamak gerekir. Diyabet, hipertansiyon gibi özel diyet gerektiren bir hastalığı varsa yenilmemesi gereken yiyecekler kolay ulaşılabilir yerlerde olamamalıdır.

Hastalığın ilerleyen dönemlerinde çiğneme ve yutma refleksinin zayıflamasıyla birlikte besin alımı azalır.

Her zaman hastanın ağız ve diş sağlığı korunmalı, gerekli muayene ve bakımlar yapılmalıdır. Takma dişi olanların yemek öncesi ağız kontrolü yapılarak damağa tam oturmuş olduğundan emin olunmalıdır.

Yemek saatleri düzenli olmalıdır.

Yemek yenecek ortam gürültüden uzak ve sakin olmalı, güven uyandırmalıdır.

Mümkünse yemeğini kendisinin yemesi teşvik edilmeli, bu süreçte hasta gözlenmelidir.

Yemek yerken sabırlı olunmalı, acele edilmemeli, masaya yakın oturması sağlanmalıdır.

Masanın üzerinde tuz, biber, sos vb. olmamalıdır. Kontrolsüz bir kullanım söz konusu olabilir.

Tabaktan yemekte zorlananlarda kase veya kulplu bardak tercih edilmelidir.

Tutma kolaylığı sağlamak için kalın saplı çatal ve kaşık kullanılmalıdır.

Çok sıcak veya çok soğuk yiyecekler servis edilmemeli, çünkü hastanın ısı algısı azalmıştır.

Sevmediği yiyeceklerde ısrarcı olunmamalı, başka zaman dilimlerinde farklı tarzlarda pişirilerek tekrar sunulmalıdır.

Ne yiyeceklerine karar veremeyebilirler, fazla seçenek kafa karışıklığı yaratabilir. Öğünlerde farklı renkte iki yemek seçeneği sunularak seçim yapması sağlanabilir.

Yiyecekler küçük parçalı olmalı, kolayca çiğnenebilecek kadar yumuşak pişirilmiş olmalıdır.

Tek seferde fazla çeşit ve miktarda yiyecek tüketmesi beklenmemelidir. Gün içerisinde küçük porsiyonlarla ortalama 2–3 saat aralıklarla beslenmesi sağlanmalıdır.

Eğer belirgin bir iştah ve kilo kaybı varsa, yemek istemiyorsa bunun pek çok farklı nedeni olabilir. Koşullar ve ortam tekrar gözden geçirilmeli ve iyileştirilmelidir. Sorun devam ederse mutlaka doktora danışılmalıdır.

Çok az hareket eden hastalar gün içerisinde açlık hissetmeyebilir. Böyle durumlarda kişi daha aktif olmaya teşvik edilmelidir.

İlerleyen dönemlerde yutma ve çiğneme güçlüğü oluşabilir. Bu durumda yiyecekler püre, jole, puding kıvamında verilmeli, hasta yemek yerken dikkatle izlenmelidir.

Bazı hastalar önlerindeki yemeğin yenmesi gerektiğini anlamayabilir, nazikçe hatırlatmak ve kaşığı ağzına götürüp yemesine yardımcı olmak gerekebilir.

Masanın üzerindeki tabak kolayca fark edilir olmalı, bunun için zemin koyu renk, tabak beyaz olabilir. Çok renkli masa örtülerinden ve desenli tabaklardan kaçınılmalıdır.

Tabağın kaymasını engellemek için servis altlığı veya ıslak bez kullanılmalıdır.

Yemek yenen odanın aydınlatması iyi olmalıdır.

Hasta rahatsız olmuyorsa yemek yerken uzun önlükler veya örtüler kullanılmalı

Hastanın günlük su ihtiyacının karşılandığından emin olunmalıdır.

Yetersiz sıvı alımı pek çok fizyolojik rahatsızlığa neden olduğu gibi bilinç bulanıklığını da artırır.

Özellikle ileri evrelerde kabızlık sık görülür. Bu nedenle hastanın su ve lifli gıda tüketimi sıkı takip edilmelidir.

Günlük ortalama 8 – 10 bardak su içmesi sağlanmalıdır. Su içmeye teşvik etmek için aromalı sular hazırlanabilir. Yeterli su tüketmemek bilinç bulanıklığını artırır, konsantrasyonu azaltır.

Exit mobile version