Su, insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir. İnsan yemek yemeden haftalarca canlılığını sürdürebilirken susuz ancak birkaç gün yaşayabilir. Kanın %92’si, beynin ve kasların %75’i, hatta kemiklerin bile %22’si sudur. Hücrelerin yaşamsal faaliyetleri, vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi vücudun su dengesinin korunması ile mümkündür.
Vücutta biriken toksinleri atmak, vücudun ısı dengesini sağlamak için idrarla 1500, deri yoluyla 500, dışkı ve solunum ile 300’er ml (toplamda yaklaşık 2,5 lt) su kaybedilmektedir.
Vücuttaki su oranının yeterli düzeyde tutulması yaşamsal önem taşıdığından vücuttan kaybolan miktarlarda su alınması zorunludur.
Peki, vücudun alkali rezervlerinin doldurulması için sık tüketilen besinlerden biri olan suyun, pH değeri yüksek olan alternatiflerinin tercih edilmesi veya içerisine karbonat eklenmesi sağlık açısından olmazsa olmazlardan biri midir?
Suyunuzun illa ki alkali olması şart değildir.
Vücudumuzdaki hücrelerin çalışması nötr ortamlarda olur ve vücudumuzdaki sıvıların nötr ortamda tutulması için hiçbir şeyden etkilenmeyen bir denetim mekanizması bulunur.
Beslenmenin asit veya alkali oluşturan besinlerden zengin olması kanın nötr durumda kalmasını asla etkilemez.
Suyu alkali hale getiren filtrelerden elde edilen suyun içilmesinde bir sıkıntı yoktur.
Asıl sıkıntı; suyu alkali hale getirmek isterken uygulanan yöntemdir.
Fazla karbonat eklenerek suyu alkali hale getirme çabaları esnasında tansiyonunuzu yükseltebilirsiniz.
Bu nedenle en basit ve sağlıklı şekilde alkali su elde etmenin yolu; suyunuzun içerisine limon sıkmak veya limon dilimleri eklemekten geçiyor.
Hatta aynı işlemi sade maden suyu için gerçekleştirmek bir gömlek daha üstün özellik kazandıracaktır.
Pek çok kişi maden sularını asitli zannetse de, genzi yakmasının nedeni içermiş oldukları karbondioksit gazından kaynaklanmaktadır.
Asitli içecekler yerine maden suyunu tercih etmek ve içerisine limon eklemek en sağlıklı içecek alternatiflerinden birisidir.
