Alerji çağımızın önemli bir sorunudur

ALERJİ ÇAĞIMIZIN ÖNEMLİ BİR SORUNUDUR

Mevsimsel alerjiler, halk arasında bahar alerjisi olarak da bilinir. Mevsimsel alerji denilmesinin sebebi, özelikle bahar aylarında bitkiler tarafından ortaya salınan polenlerin sebep olduğu alerjilerdir.

Genellikle ilkbaharın başından başlayıp sonbaharın sonuna kadar devam ederler. Bunlar bitkilerin çeşitliliğine göre, mesela ağaçlar ilkbaharın başından başlayıp, ilkbahar sonuna veya yaz başlangıcına kadar sürer. Yaz başlangıcından yaz sonuna kadar çayır polenleri veya çimen polenleri devam eder. Yaz sonundan da sonbahar sonuna kadar yabani ot polenleri dediğimiz polenler görülür. Hastalarda bu polenlerden hangisine karşı alerjik hassasiyet varsa o sezonda alerjik reaksiyonları gösterirler.

Prof. Dr. Hüseyin NAZLIKUL

Alerjik reaksiyonlar hastalarda alerjik astım olarak görülür. Bunlar nefes darlığı, öksürük, göğüste sıkışma hissi, hırıltı şikâyetleri bu mevsimlerde sıkça görülür. Bu mevsimlerin haricinde astım hastaları genellikle daha rahattırlar. Astımın haricinde alerjik nezle denilen, halk arasında saman nezlesi, bir alerji türü görülür. Bu alerjiye sahip olan hastalarda da bu sezonda, yani hangi polene alerjik ise o dönemde, hastalarda sık sık nezle, hapşuruk, tıksırık, su gibi burun akıntısı, bazen burun tıkanıklığı, burunda kaşınma, gözlerde kaşıntı, kızarıklık, damakta ve boğazda kaşıntı, bazen de kulakta kaşıntı, bazen de öksürük şikâyetleri görülür.

Bu şikâyetler hastaları hayatından bezdirecek kadar ileri derecededir. Bunun haricinde hastalarda deri alerjileri, halk arasında kurdeşen denir, bu polenlere bağlı polen mevsiminde görülen, ürtiker ve anjio ödem şikâyetleri, yani deri alerjileri de hastalarda görülebilir.

Günümüzde pek çok insan genetik olarak alerjilere yatkındır. Egzama, astım ya da alerjik rinit gibi tablolar ile karşımıza çıkan bu durumları atopi olarak adlandırıyoruz. Son zamanlarda da neden olan etkeni açık bir şekilde tespit edemediğimiz atopik tablolar daha sık olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bunu düşündürecek bir kanıt da şudur: Büyüme çağındaki pek çok çocuk benzer bir şekilde tekrar eden enfeksiyon hastalıklarına yakalanmaktadır. Çünkü immun sistem yeteri kadar bu durumlar ile savaşamamakta ve alerjenlere karşı yeterli immun cevabı oluşturamamaktadır.

Diğer bir olası faktör de atmosferdeki çevre kirliliği ve gıda, ilaç ve ev bakım ürünlerinde kullanılan kimyasalların artmasının yanı sıra sezeryan ile doğumların artmış olmasıdır. Bağışıklık sistemi için sağlıklı bir bağırsak florasının oluşması elzemdir. Oysa sezaryen ile doğmuş çocuklarda bu ciddi bir sorundur. Ayrıca çocukluk döneminde yaygın kullanılan antibiyotik tüketiminin artması da alerji oluşumlarının kolaylaştırdığını düşünülmektedir. Sebep her ne olursa olsun günümüzde daha fazla insan bu durumdan etkilenmekte ve alerji ile ilgili semptomlar ile doktorları ziyaret etmektedirler.

Alerji nedir?

Alerji vücut için yabancı olan maddelere karşı artmış ya da değişken bir reaksiyondur. Egzema, allerjik astım, ürtiker, allerjik rinit veya benzer tablolar bir eksternal ajan tarafından ortaya çıkmasına neden olan sonuçlardır. En sık karşılaşılan alerjen maddeler ev tozu, polenler, kedi ve köpek gibi ev hayvanlarının tüyleri, süt ve yumurta gibi gıda maddeleridir.

Alerjik bedenlerde immun sistem yanlış bir şekilde alerjenin zarar vereceğine inanır ve bedene giren maddeye karşı özel bir madde olan antikorları (IgE) üretir. Bu diğer kan hücrelerinden histamin ve diğer pek çok maddenin salınımına neden olur ve alerjik reaksiyon ile semptomlar ortaya çıkar. Bu reaksiyon alerjen maddenin solunum, sindirim, kan yolu ile alınması ya da cilt, göz ya da hava yoluna teması ile ortaya çıkabilir. Orta düzeyli reaksiyonlarda kaşıntı ya da kızarıklık ortaya çıkabilirken ciddi reaksiyonlarda anafilaksi ile birlikte ciddi tablolar oluşabilir.

Alerjik nezle tanısı tipik hastalarda çok kolaydır:

Bu işle ilgilenen uzmanlar hastayı görür görmez, daha adını sormadan, muayene etmeden bir hastanın alerjik nezlesi olduğunu anlayabilirler. Gerçekten de bu hastalıkta çok tipik bulgular saptanır.

ADENOİD YÜZ
Uzun yüzlüdürler, üst çeneleri dar, alt çeneleri ise geriye doğrudur; elmacık kemikleri daha az belirgindir. Ağız sürekli açıktır. Burun kaşınmaktan dolayı kırmızıdır.

AKTİVİTE
Alerjisi olan hastalar, özellikle de çocuklar adeta yerlerinde duramazlar, sürekli hareket halindedirler: Ellerinde mendil eksik olmaz.

ALLERJİK SELAM
El ayası yüze dayanarak burun ucu kaldırılarak hem burun kaşınmış ve hem de burundan kısa süre de olsa rahat nefes alınması sağlanmış olur. Bu hareketi uzun süre (en az 2 yıl) yapanlarda burnun yukarıya doğru kıvrıldığı yerde artık ömür boyu devam edecek bir çizgi oluşur. Biz buna tıp dilinde supratip çizgisi diyoruz.

YÜZ ÇARPITMA
Bazı hastalar ise, burun ucunu hareket ettirmek, burun deliğinin birini olsun biraz açmak amacıyla üst dudak ve yüzün orta 1/3′ ünün bir tarafa çekerek buruştururlar.

GÖZLER ALTINDA MOR HALKALAR
Alt göz kapaklarının altında koyu halkalar vardır. Nedeni, burundaki kanlanmaya bağlı olarak göz çevresindeki toplardamarlarda kan birikimidir. Tedavi görmeyen hastalarda tüm ömür boyu kalıcı bir özelliktir. Bazı alerjik çocuklarda ise alt göz kapağı derisinde yarım ay şeklinde kırışıklıklar vardır.

İPEKSİ, UZUN KİRPİKLER
Kirpiklerin ipeksi, uzun ve düzensiz olması da alerjik hastaların bir özelliğidir.

KIZARMIŞ GÖZLER
Gözler kızarmıştır, gözyaşı salgısı artmış da olabilir. Göz kapakları içinde veya köşelerinde salgılar (çapak) birikebilir.

TAM KAPANMAYAN AĞIZ
Ağız genellikle hafifçe açıktır. Ağız köşelerinde çatlaklar oluşabilir. Damağın çukurluğu artmıştır. Alt çene gelişimi sınırlı ve geriye doğrudur. Dişlerde çarpıklıklar da olabilir; diş çürükleri başka çocuklara göre daha fazladır.

BURUN
Burun delikleri çevresi, sürekli akıntı ve bunların silinmesinden dolayı tahriş olarak kızarmıştır. Burun içinde kabuklanmalar oluşabilir. Burun zarı (mukozası) ışıklı bir alet ile incelenir. Normal burun zarının renk ve nemliliği taze kesilmiş karpuz benzer. Alerjik olanlarda, renk daha soluk ve mavimsiye döner. Burnun arka tarafları ve yutağın görülebilmesi için fiberoptik rinoskopi yapılabilir, fakat bu her hastada gerekli bir inceleme değildir. Hastalar fiberoptik rinoskopiyi çok müthiş bir muayene sanırlar ‘Doktor, burnumun içini ta gırtlağıma kadar televizyonda bana gösterdi’ diye iftiharla anlatırlar.

YATAR YATMAZ BAŞI, SAÇ DİPLERİ TERLEYEN ÇOCUKLAR
Bugüne kadar görmüş olduğum alerjik çocuklarda, dikkatimi çeken en önemli özelliklerden biri, bu çocukların özellikle geceleri baş, boyun ve saç diplerinin terlemesi idi. Terleme, genellikle çocuk yatar yatmaz ilk birkaç saat içinde olup sonra geçer. Anneler, yastıkların su gibi ıslandığını yastık kılıfı değiştirmek zorunda kaldıklarını söylerler.

DİŞ GICIRDATMA
Son yıllarda yapılan araştırmalar, diş gıcırdatmanın alerjik çocuklarda üç misli daha fazla görüldüğünü göstermektedir. Gıcırdatma, saman nezlesi, sinüzit, burun kemiği eğriliği, burun polipleri olanlarda daha fazladır. Bunlar genellikle geceleri ağzı açık yatan, horlayan

Exit mobile version