Akupunktur

Akupunktur terim olarak ele alındığında “Acus” yani “İğne” ve “Puncture” yani “Batırma” kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Bu kelimeler batı dillerinden gelmektedir. Akupunktur için ülkemizde kullanılan terimler ise yine akupunktur kelimesine yakın fakat akupunktur kelimesinin söyleme zorluğundan dolayı Akapunktur, akupuntur ve akapuntur gibi sözcüklerdir.

Akupunktur kısaca vücudumuzda cilt üzerinde var olan çizgiler üzerindeki bazı noktalara iğne batırılarak sahip olduğumuz hastalıkları veya hastalık belirtilerini (semptomları) yok etmeye yarayan bir tedavi metodudur. Akupunktur tedavisi ile vücudun kendi ilaç ihtiyacını (kortizol, ağrı kesiciler, serotonin vs) kendisinin salgılaması sağlanarak dışarıdan alınması gereken ilaç veya benzeri maddeler alınmamış olur. Böylelikle olası bir yan etkinin de önüne geçilmiş olur.

Çok basit bir şekilde örnek vermek gerekirse kuvvetli bir ağrı kesiciyi dışarıdan alıp olası ciddi yan etkilerini göze almaktansa akupunktur uygulaması ile dışarıdan alınabilecek en kuvvetli ağrı kesiciden bile 80 kat daha etkili ağrı kesici maddeleri vücudumuzun kendi kendine salgılamasını sağlayabiliriz. Üstelikte bunu hiçbir yan etki oluşturmadan yapabiliriz. Batı tıbbı şifa amaçlı kullandığı yöntemlerle(ilaçlar, ameliyatlar, radyoaktif maddeler vs. ) hastalığa çözüm bulmaya çalışırken yararlı olamayacağı durumlarda bazen hastaya zarar verebilir. Bu tür durumlarla hepimiz her zaman karşılaşabiliyoruz (yanlış ilaç kullanımları, gereksiz ve kötü sonuçlanan cerrahi girişimler gibi).

Söz konusu tedavinin en güzel ve en önemli özelliği yarar sağlayamadığı durumlarda dahi asla hastaya zarar vermemesidir.

Bu iğneli tedavi şekli ayrıca batı tıbbının yetersiz kaldığı birçok hastalıklarda kullanımı ile de ön plana çıkmaktadır ama akupunktur asla alternatif tıp olarak yansıtılammalıdır. Akupunktur kesinlikle tamamlayıcı ve tedavi edici tıptır. Zaten dünya sağlık örgütünün (WHO) kabul ettiği ve akupunktur uygulamalarının tedavi ettiği ispatlanmış birçok hastalık mevcuttur. İşte bu tedaviler:

1 – Nörolojik Hastalıklar Grubu

2 – Psikiyatrik Hastalıklar Grubu

3 – Metabolik Hastalıklar Grubu

4 – Bağımlılık Tedavileri

5 – Solunum Sistemi Hastalıkları Grubu

6 – Kulak / Burun / Boğaz Hastalıkları

7 – Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları

8- Kadın Hastalıkları ve Doğum Grubu

9- Cinsel Sorunlar

10 – Çocuk Hastalıkları Grubu

11 – Deri Hastalıkları Grubu

12 – Diğer Hastalıklar

Akupunktur ana uygulama organı vücudumuzun en büyük organı olan deridir. Bilindiği gibi deri dediğimiz organ bizim tüm dış dünya ile olan bağlantımızı ve etkileşimimizi sağlayan dokudur. Bu sebepten dolayı hemen hemen tüm akupunktur noktaları derimiz üzerindeki kanal ve çizgiler üzerine yerleşmişlerdir. Bu akupunktur noktalarının hepsi birer duyu organıdır denilebilir.

Akupunkturda tedavi aynı batı tıbbında olduğu gibi önce hastalığı teşhis etmekle başlar. Sahip olunan hastalık mutlaka ilgili organ meridyeninde veya kanallarda bozukluğa sebebiyet verir.Akupunktur noktaları, 5 duyu organının durumunu meridyenlere aktarır ve tedavi için uygun noktalar belirlenir. Bu iğne batırma noktalarını belirlerken bize yardımcı olan birçok dedektörlerimiz mevcuttur. Sonrasında belirlenen bu akupunkturnoktaları kuru iğne akupunkturu ile (halen en etkilisidir), lazer akupunktur ile veya elektriksel akım (elektroakupunktur) ile uyarılarak meridyendeki bozukluklar giderilir. Ağrılı noktaya iğne batırma ise akupunkturun en eski yöntemidir. İğne batırma derinliği, hastalığın yerine ve türüne, hastanın vücut yapısına ve ruhsal durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir.

Söz konusu işlem uygulanacak bölgelere göre de sınıflandırılabilir. Bu bölgeler bazen tek başlarına bazen de kombine bir şekilde kullanılır. Bunları;

Exit mobile version