Kanser Dergisi’nde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, akapunktur meme kanserine bağlı koltukaltı ameliyatı sonucu oluşan lenfödemin azalmasında etkili ve güvenli bir alternatif olabilir
Erken evre meme kanserinde, hastalığın koltukaltı lenf bezlerine yayılma durumunu belirlemek, evreleme aşamasında önemli rol oynar. Kanserin yayılma göstereceği ilk lenf bezleri, sentinel düğümler olduğu için bu belirlemede sıkça kullanılan yöntem, sentinel lenf bezi biyopsisidir. Kanserin, sentinel lenf bezlerine yayılma gösterdiği tespit edildiği takdirde hasta daha geniş bir koltukaltı lenf bezi ameliyatı geçirecektir. Bu ameliyat sonucunda en yaygın görülen yan etki kollarda oluşan lenfödemdir. Bir başka deyişle; lenf sıvısının kolda birikmesine bağlı olarak meydana gelen şişliktir
Lenfödem, ameliyat sonrası hemen oluşabileceği gibi haftalar, aylar hatta yıllar sonrada meydana gelebilir. Meme kanseri olup iyileşen hastaların yaklaşık %30’u lenfödemden etkilenmektedir. Bu durum hastaya rahatsızlık verebilir, ağrıya neden olabilir, hatta elden ayaktan düşürebilir. Lenfödem tedavisi için doktor kontrolünde farklı yöntemler kullanılmakta, oluşan rahatsızlık verici etkilerin giderilmesi için çeşitli stratejiler uygulanmaktadır. Ancak, bu stratejiler pahalı ve sürekli müdahale gerektiren uygulamalar olabilir.
Tamamlayıcı tedavi seçeneklerini belirlemek için büyük çaba gösteren araştırmacılar, meme kanserine bağlı koltukaltı ameliyatı sonucu 6 aydan 5 yıla kadar lenfödem olan 33 hastanın katıldığı pilot bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. 2 cm veya daha fazla lenfödemi olan katılımcı hastalara, 4 hafta boyunca haftada iki kere akupunktur tedavisi uygulanmıştır. Kol, tedavi öncesi ve sonrasında ölçülerek veriler kaydedilmiştir. 4 haftalık tedavi süresi sonrasında, katılımcılar 6 ay boyunca gözlenmiş, şikayetler ve hastanın kendisi tarafından bildirilen lenfödem durumu belirlenmiştir.
Yapılan araştırma sonucunda, 11 hastanın kolunda oluşan lenfödem ölçülerek %30 veya daha fazla azalma olduğu görülmüş, 18 hastada bu oran %20’nin üstünde tespit edilmiştir. Dairesel olarak ölçüldüğünde kolda meydana gelen tüm azalma oranı, 0.90 cm olarak kaydedilmiştir. Katılımcı hastaların çoğu (%76) tüm sekiz tedaviyi almış, %21’i bir tedavi, bir hasta iki tedavi kaçırmıştır.
Uygulanan tedavi sonrasında, enfeksiyon veya başka herhangi bir ciddi yan etki ile karşılaşılmamıştır. Tedavi süresi boyunca, 33 katılımcı hastanın 14’ünde, hafif bölgesel morarma veya ağrı/karıncalanma gibi ufak şikayetler kaydedilmiştir.
Araştırmacılar, akapunktur uygulamasının meme kanserine bağlı oluşan lenfödem üzerinde etkili ve güvenli olabileceği sonucuna varmışlardır. Konuyla ilgili araştırmalar devam ediyor olsa da, akapunktur başka seçeneği olmayan hastalar için lenfödemi azaltabilen tamamlayıcı bir yöntem olarak değerlendirilebilecek niteliktedir.
Ancak, meme kanserinde yan etki olarak karşımıza çıkan lenfödemin engellenmesindeki en önemli noktalardan biri, cerrahi sonrası erken dönemde önlem alınmasıdır. Böylece, sonrasında meydana gelen rahatsız edici yan etkiler için alternatif aranması gerekli olmayacaktır. Meme kanserinde tedavi öncesi lenfödemi engellemek için alınacak önlemler, doktorunuz tarafından belirlenecek, tedavinizde başarılı sonuçlar alınmasını sağlayacaktır.