Ailesel Akdeniz Ateşi hastalığı diğer bir adıyla FMF, özellikle Akdeniz ülkelerinde görülen genetik bir hastalıktır. Doğu Avrupa kökenli Yahudiler, Sefarad Yahudileri, İspanyollar, Yunanlar, Ermeniler, Araplar ve Türklerde yaygın olarak görülür. Etnik bir yatkınlığı olsa da bu hastalık diğer insanlarda da görülebilir. Ömür boyu süren FMF hastalığının şiddeti hastadan hastaya farklılıklar gösterebilir. Akdeniz Ateşi olarak bilinse de ülkemizde daha çok İç Anadolu Bölgesi’nde yaygındır.
Akdeniz ateşi (FMF) hastalığı nedir?
MEFV olarak adlandırılan bir gen bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan FMF hastalığı; tekrar eden ateşlenmeler, akciğer, eklemler ve karında ağrı ve inflamasyonlarla karakterize iltihabi bir hastalık çeşididir. Çocukluk çağında teşhis edilen hastalık, Romatoloji dalında uzman bir doktor tarafından teşhis edilir. Uzman doktor hastanın belirtilerini dinler ve fiziksel muayene yapar. FMF hastalığının kesin teşhisi için atak sırasında yapılan kan testleri kullanılır. Bu testler vücuttaki iltihaplanmanın boyutunu ortaya koyar. En kesin tanı yöntemi ise FMF genetik testleridir. Bu testler ile hastalığa neden olan MEFV genindeki mutasyon varlığı incelenir.
Akdeniz ateşi belirtileri
- Ataklar halinde ilerleyen FMF hastalığında tekrarlayan yüksek ateş nöbetleri atak başlangıcının ilk 24 saatinde ortaya çıkar. Hastanın ateşi 40 derecelere kadar yükselir ve daha sonra atağın ikinci ve üçüncü gününde ateş düşer.
- Hastaların %90’ınında karın ağrısı görülür.
- Genel olarak ayak ve diz bileği başta olmak üzere eklemlerde şişme ve ağrı gözlenir.
- Göğüs ağrısı ve kas ağrısı sık görülür.
- Diz ve ayak bileği arasındaki cilt bölgelerinde kırmızı döküntüler oluşur.
- Kabızlık ve hemen ardından ishal gözlenebilir.
- Erkeklerde testis torbalarında hassasiyet ve şişme gelişir. Genel olarak tek tarafı bir ağrıdır ve 12 saat içinde ağrının şiddeti artabilir ve ağrıya şişlik ile kızarıklık eşlik edebilir.
Akdeniz ateşi tedavi yöntemleri
FMF Hastalığı için uygulanan kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Tedavinin amacı hastanın genel durumunu stabilize etmek ve verilen ilaçlarla belirtilerin ve atakların önlenmesini sağlamaktır. FMF atak tedavisi için kolşisin adlı bir ilaç yaygın olarak kullanılır. Hastalığın tedavisinde oldukça etkili bir ilaç olan kolşisin düzenli yeterli dozda kullanıldığında FMF belirtilerinde azalma gözlenir. Aynı zaman ila tedavisi ile atakların şiddeti ve sıklığı da azalmaktadır. Düzenli olarak ilaç tedavisine uymayan FMF hastalarında ilerleyen dönemlerde böbrek ve diğer organların fonksiyonlarında bozulmalar gözlenir.
FMF hakkında öneriler
- Düzenli uyku: düzenli uyku ve dinlenme fmf ataklarının şiddetini azaltmaya yardımcı olur.
- Düzenli egzersiz: hastalığın komplikasyonlarını minimuma indirebilmek için düzenli egzersiz oldukça önemlidir. Haftada en az 3 gün 45 dakikalık orta tempolu yürüyüşler önerilmektedir.
- Sağlıklı beslenme: hastanın yaşam şekline, boyuna, kilosuna ve cinsiyetine göre diyetisyen tarafından hazırlanan yeterli ve dengeli beslenme programı atak şiddetini ve sayısını düşürebilir.
- Çok soğuğa ya da çok sıcağa maruz kalmak eklemlerde oluşan iltihaplanmayı tetikler.
- Yeterli su tüketilmelidir.
- D vitamini eksikliği fmf hastalarında atakları arttırabilir. Doktor kontrolü altında d vitamini yetersizliği söz konusuysa ek alınabilir.
- Dolaşım sistemini olumsuz etkileyen sigara gibi zararlı alışkanlıklar ve alkol, gazlı içecekler gibi toksin maddeler içeren içeceklerden uzak durulmalıdır.