Akciğerde nodül ve kitle ayrımı en çok merak edilen konular arasında yer alıyor. Kanser açısından hangisi daha riskli? Her iki durumda da ne gibi şikayetler oluşur? Hangi yaş grubu risk altında? Tanı koyma kriterleri nelerdir? Tüm bu soruların cevaplarını uzmanı verdi.
Akciğer kanseri dünyada ve Türkiye’de en çok görülen kanserler arasında yer alıyor. Erken evrede belirti vermeyen bu kanser türünde tanı geciktiği zaman tedavi de zorlaşabiliyor. Hal böyle olunca da akciğer kanseri ile ilgili en çok merak edilen konular arasında ‘Nodül ve Kitle’ arasındaki fark yer alıyor. Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan konu ile ilgili merak edilenleri anlattı.
3 santimden büyük nodüllere kitle diyoruz.
Nodül ve kitle ayrımında günümüzde oranların 3 santime kadar düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Özkan Demirhan, “Radyolojik tanım olarak akciğer grafisinde veya tomografisinde gördüğümüz 3 santimin altındaki lezyonlara nodül diyoruz. Nodül birden fazla olabileceği gibi tek de olabilir. 3 santimden büyük nodüllere de kitle diyoruz. Eskiden 5 santim ve üzeri durumlarda kitle olarak kabul edilirdi ancak günümüzde bu rakam 3 santime kadar indi.” Şeklinde tanımladı.
Akciğer nodülü çoğunlukla herhangi bir şikayete yol açmaz, tesadüfen tespit edilir.
Nodül ve kitlelerin belirtilerine değinen Dr. Demirhan, “Nodüller genelde şikayete yol açmaz, tesadüfen ortaya çıkar. Ancak kitle şikayete yol açar. Hastada nodül tespit ettiğimiz zaman öncelikle hastanın geçmişini sorguluyoruz. Sigara kullanıyor mu, tüberküloz geçirdi mi, geçmişte bir kanser hikayesi var mı, enfeksiyon geçirdi mi, Kist Hidatik dediğimiz köpek kisti açısından riski yüksek bir hasta mı? Tüm bu soruların cevaplarını arıyoruz. Oradaki nodülün özelliği kişinin geçmişi ile bağlantılı olabileceği gibi hiçbir şekilde geçmişi ile ilgili sorun olmayabilir de. Ancak her halükarda bunun sorgulanıp ayrımının yapılması gerekir.” Dedi.
Nodülün değil ama kitlenin kanser olma ihtimali her zaman daha yüksektir.
Nodül ve kitlelerle kansere dönüşme oranları ile de ilgili bilgi veren Demirhan, “Nodül tespit edildiğinde nodülün özelliği bizim için çok önemli. Nodüldeki bazı malignite kriterleri (Tümör olma kriterleri) var, etrafa saygılı olmaması, radyolojik ölçümlerde yoğunluk artışı, düzensiz kenarlı görünümü olması, göğüs kafesi içi lenf nodlarında tutulum olması gibi özellikler göz önünde bulundurulur ve nodülün ‘kanser değil’ veya ‘kanser’ olarak ayırt etmeyi kolaylaştırır. Kitlelerin ise kanser olma ihtimali kesinlikle daha yüksektir.
Akciğerde nodül tespit edildiğinde uygulanan tedavi seçenekleri nelerdir?
Prof. Dr. Özkan Demirhan sözlerine şöyle devam etti. “Her akciğer nodülü ameliyat edilmez. Akciğer nodüllerinin ameliyat edilip edilmeyeceği yapılan tetkiklerde yani tomografide ve PET CT’te değerlendirilip karar verilir. Eğer 6 milimetreden küçük, düzgün ve büyüme göstermeyen nodüllerden özellikle genç hastalarda bahsediyorsak, bu gibi hastaları ameliyat etmiyoruz takip ediyoruz. Eğer hasta 50-55 yaşın üstünde ise ve sigara içiyorsa, nodülün şekli kanser lehine şüphe uyandırıyorsa radyolojik yöntemlerle incelendiğinde hastaya ameliyat önerebiliriz. Eğer nodülde kanser riski varsa nodülün erken teşhis edilmesi ve çıkarılması tedavinin başarısını arttırmaktadır.”