Akademik Başarı ve Yetenek
Akademik başarı ve yetenek birbirinden farklı şeylerdir. Akademik başarı, okulda okutulan derslerde geliştirilen ve sınav puanlarıyla belirlenen beceriler veya kazanılan bilgileri ifade eder. Akademik başarı öğrencilerin mesleki ve toplumsal yaşama donanımlı şekilde hazırlanmalarını sağladığı ve geleceklerini şekillendirdiği için, aileleri ve çevreleri açısından da oldukça önemli görülmektedir.
Akademik başarı; öğrenme hızı, zeka gibi zihinsel etmenlerle, benlik saygısı, kişilik yapısı, öz-yeterlik, motivasyon ve ders çalışma alışkanlıkları gibi duyuşsal etmenlerle, annebaba tutumu, ailenin sosyo-ekonomik durumu, okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin yeterliliği ve tutumu gibi çevresel etmenlerle ilişkilidir.
Ancak toplum içinde yapılan büyük yanlışlardan biri, akademik başarı ve yeteneğin birbirine karıştırılmasıdır.Bu iki kavram kesinlikle birbirinden farklıdır.Yapılan en yaygın yanlışlardan biri üstün zekalı veya üstün yetenekli çocukların okul derslerindeki başarılarının da çok yüksek olmasını beklemektir. Toplumda üstün zekâ ve yeteneğe sahip olarak nitelendirilen öğrencilerin başarısız olma ihtimali genellikle düşünülmemektedir. Bir öğrencinin sahip olduğu zekâ ve yetenek yüksek düzeyde ise göstereceği başarının da yüksek olması gerektiği algısı bulunmaktadır. Ancak sahip olunan potansiyel olsa da kullanılmadığı sürece bir şey ifade etmez.
Literatür taramalarında da görüldüğü gibi üstün yetenekli öğrencilerde beklenmedik başarısızlıklar görülür.Genellikle bir öğrencinin sınıf ortalamasının altında puanlar alması öğrenciyi ‘’başarısız’’ olarak nitelendirmek için bir kriterdir.Ancak üstün yetenekli öğrencilerde başarısızlığın bu şekilde yaygın bir tanımı yoktur. Üstün yeteneklilerde, başarısızlığın çeşitli tanımlarının en yaygını, yetenek ve başarı arasındaki bir uyuşmazlık tanımını içerir.
Bazı üstün yetenekli öğrencilerin beklenmedik başarısızlık göstermesinin nedenini belirlemek zordur. Çünkü başarısızlık birçok farklı nedenden kaynaklanabilir.Ancak araştırmalara göre en yaygın sebeplerinin düşük öz motivasyon, düşük öz-düzenleme becerisi ve düşük öz-yeterlik gibi kişisel bir özellikten kaynaklandığı söylenebilir.
Üstün yetenekli öğrencilerin yetenek potansiyellerini kullanmalarını engelleyen çeşitli faktörler bulunabilmektedir. Bu sebeple bu öğrenciler beklenenin aksine, normalden de düşük başarı gösterebilmektedir.. Bu durum çözülüp, uygun eğitim stratejileri geliştirilip, bu çocuklara gerekli destekler sağlanamazsa var olan yüksek potansiyellerini kullanmaları pek de mümkün olmayacaktır.