Aile İletişim Dili – Etkin Dinleme
Anne ve babaların, çocuklarının karşılaşacakları sayısız sorunlara etkili bir şekilde yardımcı olmak için gerekli becerileri kazanmaları uzun zaman ister.
Bazen çocuklarımızla konuşurken olumlu ya da olumsuz aşağıdaki cümleleri kullanarak onların bir birey olmasını engelleriz.
- Emir vermek, yönlendirmek. (Benimle böyle konuşma, oyuncaklarını topla vb.)
- Uyarmak, gözdağı vermek. (Onu yaparsan pişman olursun, bir kelime daha söylersen odana gidersin.)
- Ahlak dersi vermek. (Bu şekilde davranmamalısın, büyüklerine karşı her zaman saygılı olmalısın.)
- Öğüt vermek, çözüm ve öneri getirmek. (Bu konuda öğretmeninle konuşmanı isterim.)
- Öğretmek, mantıklı düşünceler önermek. (Arkadaşlarınla nasıl geçineceğini öğrenmelisin.)
- Yargılamak, eleştirmek, suçlamak. (Doğru düşünmüyorsun, bu konuda çok yanlış yapıyorsun.)
- Övmek, aynı düşüncede olmak. (Çok güzelsin, sana katılıyorum, çok başarılısın, haklısın.)
- Ad takmak, alay etmek. ( Sen şımarık bir çocuksun, sivri zekalı, bebecik)
- Yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak. (Sen Ayşe’yi kıskanıyorsun, sen bunu beni kızdırmak için söylüyorsun.)
- Soru sormak, sınamak, çapraz sorgulamak. (Neden okuldan nefret ediyorsun? Ne zaman böyle hissetmeye başladın?)
- Sözünden dönmek, oyalamak, şakacı davranmak, konuyu saptırmak. (Unut gitsin, basketbol nasıl gidiyor? Okul nasıl gidiyor? Bu konuyu yemekte konuşmayalım.)
Etkin dinleme yöntemi ile annelerin ve babaların sözleriyle ve duygularıyla çocuklarını kabul ettiklerini göstermelidirler. Etkin dinleme yöntemi, çocukların özgüvenlerinin artmasını, problem çözme yetilerini geliştirmelerini ve kendilerini sevip, kabul ederek değerli hissetmelerini sağlar.
DİNLEME BECERİLERİ
1. EDİLGİN DİNLEME(SESSİZLİK)
Sürekli konuşan sizseniz, çocuğun kendini rahatsız eden şeyi anlatması zordur.
Sessiz olduğumuz sürece;
-Duygularını duymak istiyorum.
-Duygularını kabul ediyorum.
-Benimle paylaşmak istediğin konuda vereceğin karara güveniyorum.
-Bu senin sorunun-sorumlu sensin gibi güçlü iletiler vardır. Çocuğa karışmayarak kabul ettiğini gösterir.
Anne babalar çocuklarının çabuk ve doğru öğrenmesini ister. Çocuğunuza karışmayarak kabul ettiğinizi gösterebilirsiniz. Örneğin; Anne, plajda kumdan kale yapmaya çalışan bir çocuğa, çocuğun yaptığı işe karışmayarak ‘yanlışlarıyla kendi özel modelini yaratmasına’ izin verip, sessiz kaldığında kabul iletisini göndermiş olur. Çocuk, ‘Yaptığım şey doğru’, ‘Annem yaptığım şeyi kabul ediyor’ diye düşünecektir. (Olumlu)
Anne ve babalar çocuklarının işlerine karışarak, denetleyerek veya yardım ederek onlara kabul edilmedikleri duygusunu yaşattıklarını anlayamazlar. Onların düşüncelerini, nasıl oyun oynadıklarını, okulda ne yaptıklarını öğrenmek isterler. Böylece onların bir birey olmalarına izin vermemiş olurlar. Bu duruma çoğunlukla anne ve babaların duydukları korkular, endişeler ve kendi güvensizlikleri neden olur.
Karışarak, ‘Kumdan kale böyle olur.’, ‘Kaleyi kıyıdan uzak yap, dalga gelir, onu alıp götürür.’(Olumsuz)
Çocuk bir şey ile uğraşırken ona karışmamak, anne ve babaların kabul ettiğinin açık bir iletisidir. Çocukların, kendi uğraşlarıyla yalnız kalmalarına yeterince izin vermek gerekir.
2.KABUL ETTİĞİNİ GÖSTEREN TEPKİLER
Sessizlik, iletişimin ilk adımıdır. Ona gerçekten tüm dikkatimizi verdiğimizi göstermeliyiz. Bu nedenle, özellikle durakladığı zamanlarda onun sözlerini ve duygularını anladığımızı gösteren sözlü veya sözsüz işaretler kullanmak yararlı olur. Bu işaretlere ‘onay tepkileri’ diyoruz. Başı aşağı–yukarı sallama, öne doğru eğilme, gülümseme ve başka beden hareketlerini uygun şekilde kullanmak, çocuğa onu dinlediğinizi gösterir.
3. KAPI ARALAYICILAR VE KONUŞMAYA DAVET
Çocuklar sorunlarını ve duygularını dile getirmekte zorlanırlar. Konuşmak için desteğe ihtiyaç duyarlar.
-O konuda konuşmak ister misin?
-Düşüncelerin ilgimi çekiyor.
-Duygularını merak ediyorum.
-Anlıyorum, ilginç, dinliyorum, öyle mi…
-Anlatacaklarını dinlemek istiyorum.
-Bu konuda bir şeyler söyleyecek gibisin.
-Bu senin için önemli gibi görünüyor.
Bu tepkiler açık uçludur. Çocukların sorunlarını anlatmaları için kapıyı aralıyor ve paylaşıp paylaşmama konusunda onlara özgürlük tanıyor. Bu kapı aralayıcılar çocuğun kabul edildiğini ve kişi olarak kendisine saygı duyulduğunu hissettirir.
4.ETKİN DİNLEME
Etkin dinleme, çocuğun bir önceki iletisine yalnızca ayna tutup, geri ileten sözlü tepkidir. Çocuktan duyduğunuzu geri ileterek onu anladığınızı göstermek etkin dinlemedir.
Örneğin;
Çocuk: Hayaletler ile dolu o karanlık odada yatmak istemiyorum.
Anne/baba: Yatak odanda hayaletler olduğunu düşünüyorsun, bu da seni korkutuyor.
Çocuk: Evet.
Çocuk: Yarın arkadaşımın doğum günü partisine gitmek istemiyorum.
Anne/Baba: Aranızda bir sorun var galiba.
Çocuk: Ondan hoşlanmıyorum.
Anne/Baba: Ondan hoşlanmadığını söylüyorsun.
Çocuk: Oyunda hep kendi istediğini yapıyor.
Çocuk: (ağlayarak) Ayşe oyuncağımı aldı.
Anne/Baba: Üzülüyorsun, oyuncağının alınması hiç hoşuna gitmiyor.
Çocuk: Hoşlanmıyorum.
Yukarıda anne ve baba her olayda çocuğun iletisine etkin dinleme ile cevap verdi. Açıkçası etkin dinleme sessizlik değildir. Anne/baba çocuğun sorununu dinlerken kendi çözümünü, yargısını ve değerlendirmesini yansıtmamıştır. Anne/Babanın cevabı çocuğun iletisinin geri yansıtılmasıdır.
ANNE VE BABA OLARAK ÇOCUĞUNUZLA ‘ETKİN DİNLEME ‘ GERÇEKLEŞTİREBİLİRSENİZ:
-Çocuğun olumsuz duyguları azalır. (Olumsuz duygularını tam olarak açıklamasına yardımcı olur.)
-Duygular dosttur. (Çocuklarınızın duygularını kabul ettiğiniz zaman, onların da kendi duygularını kabul etmelerine yardımcı olmuş olursunuz. Anne/baba çocuğuna verdiği geri bildirimleriyle çocuğun duygularının kötü ve ürkütücü olmadığını, dost olduğunu gösterir.)
-Derin şefkat duygusu. (Anne ve baba tarafından duyulmak ve anlaşılmak çocuğa çok iyi gelecek ve kendisini dinleyen, anlayan kişiye her zaman sıcak duygular besleyecektir.)
-Çocuk sizi dinlemeye başlar.( Anne ve babalar çocuklarını daha önce dinlemişlerse, çocuklarda anne ve babalarını dinler.)
-Çocuklar kendi sorumluluklarını üstlenirler. (Etkin dinleme çocuğun kendi kendine düşünüp, sorununa kendi çözümünü bulmasına yardım eder.)
-Anne/baba olarak çocuğa güvenmeyi öğreneceksiniz.(Sizin çözümünüz olmadan kendi sorununu çözdüğünü görerek, onun sorunlarını çözme yeteneğine güven duymayı öğreneceksiniz.)
-Anne /baba olarak daha kabul edici olacaksınız. (Çocukların anne ve babalarının hangi durumlarda hangi duyguları yaşayacaklarına ilişkin görüşleri vardır. Aynı şekilde çocuklarda farklı duygular yaşayabilirler. Onların bu duyguları kabul etmeyi öğreneceksiniz.)
-Çocuğunuz artık sizden ayrı bir bireydir. Yalnızca bu ayrılığı kabul etmekle bile çocuğunuza yardımcı olacaksınız.
-‘Süper Anne ve Baba’ olmak zorunda değilsiniz. Çocuklarınızın tüm sorunlarını çözmek, davranışlarını şekillendirmek ve onların başarısızlıklarının suçunu yüklenmek zorunda değilsiniz.
Sorunu olduğunda onunla ‘birlikte’ olacaksınız, ancak sorunlarının sorunlarınız olmasına izin vermemelisiniz.