Ağız ve diş sağlığı sorunları özel gereksinimli bireylerde daha sık görülüyor!
Özel gereksinimli bireylerin doğru ve düzenli olarak oral ve dental bakımının yapılamamasına bağlı olarak ciddi diş ve dişeti hastalıklarıyla da karşılaşabildiklerini kaydeden uzmanlar, zihinsel engelli bireylerin diş sağlığı hizmetlerine erişim sorunlarını daha çok yaşadığını söylüyor.
Özel gereksinimli bireylerde ağız ve diş sağlığı sorunlarının daha sık görülmesinin nedenlerine vurgu yapan Çocuk Diş Hekimi Doç. Dr. Barış Karabulut, “Engelli hasta gruplarında yaşanan güçlükler nedeniyle muayene ve de tedavilerin genellikle sedasyon veya genel anestezi altında yapılması gerekiyor.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Barış Karabulut, özel gereksinimli bireylerin ağız ve diş sağlığı konusunu anlattı.
Sorunların daha sık görülmesinin nedenleri var
“Özel gereksinimli bireylerde ağız ve diş sağlığı sorunlarının daha sık görülmesinin bazı nedenleri var. Genetik hastalıklar veya bunlara bağlı geçirilmiş yüksek ateş, engelli bireylerin dişlerinin etkilenmesine ve diş çürümelerine daha yatkın hale gelmesine sebebiyet verebilir. Dişlerde şekil bozuklukları, dişlerin doğuştan eksikliği ve çapraşıklık gibi problemler birçok engelli bireyde görülüyor.” diyen Doç. Dr. Barış Karabulut, özel gereksinimli bireylerin doğru ve düzenli olarak oral ve dental bakımının yapılamamasına bağlı olarak ciddi diş ve dişeti hastalıklarıyla da karşılaşabildiklerini söyledi.
Bazı engelli bireylerde tükürükteki temizleyici özellik ortadan kalkabiliyor
Çiğneme ve yutkunma fonksiyonlarıyla dişlerin tükürük aracılığıyla doğal yoldan temizlenebildiğini kaydeden Doç. Dr. Barış Karabulut, “Ancak bazı engelli bireylerdeki dil, dudak ve yanak kaslarındaki koordinasyon bozukluğu sebebiyle tükürükteki temizleyici özellik ortadan kalkabiliyor. Özellikle de kasların etkilendiği hastalıklara sahip çocuklar dişleri doğru fırçalama ve düzenli diş ipi kullanımı gibi koruyucu işlemleri yapmakta zorlanabiliyor. Zihinsel engele sahip veya serebral palsili bireyler ile iletişim kurmakta yaşanılan zorluklar ve iş birliğinin sağlanamaması da diş hekimliği hizmeti alım sürecinde yaşanan önemli sorunların başında geliyor.” diye konuştu.
Zihinsel engelli bireyler diş sağlığı hizmetlerine erişim sorunlarını daha çok yaşıyor
Otizmli hastaların da çevresel uyaranlara karşı oldukça duyarlı olabildiğini dile getiren Çocuk Diş Hekimi Doç. Dr. Barış Karabulut, “Zihinsel engelli bireyler de eğer yeterince ilgili ebeveynleri veya bakıcıları yoksa diş sağlığı hizmetlerine erişim sorunlarını daha çok yaşıyor. Koruyucu uygulamalardaki eksiklikler ve engelli bireylerdeki kronik hastalıklar gibi durumların varlığı sebebiyle ağız ve diş sağlığı bakımı genellikle ikinci plana atılıyor. Görme engelli bireylerin de oral hijyenlerini etkin olarak sağlayamamaları, oral sağlık açısından erken dönemde oluşan değişimleri fark edememeleri ve sağlık hizmetlerine erişim için bir refakatçiye ihtiyaç duymaları risk faktörleri olarak tanımlanabiliyor. Bu bakımdan muayenede yapılması planlanan her işlemin sesli ipuçlarıyla açıklanması hastanın rahatlamasında oldukça önemli.” dedi.
Fiziksel engelliler için fiziki koşulların uygun dizaynı çok önemli
Hareket bozuklukları ve istemsiz kas hareketleri olan bireyler için de genel anestezi desteği almadan diş hekimliği hizmetlerinin yürütülmesi oldukça zor olduğunu da kaydeden Doç. Dr. Barış Karabulut, “Fiziksel engelli bireyler ise, diş hekimliği hizmeti alabilmek için kuruma erişimde bazı sıkıntılar yaşayabiliyor. Fiziksel engelli bireylerin hizmet süreçlerinin yönetiminde fiziki koşulların uygun dizaynı büyük önem taşıyor.” diye konuştu.
Engelli bireylerin tedavileri için diş hekimi ve klinikte birlikte çalıştığı ekibin bu konuda farkındalığının yüksek olması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Barış Karabulut, engelli bireylerin iş birliği seviyesinin düşük olması ve genel anestezi altında tedavi edici hizmetlerin yürütülmesinin gerektiği durumlarda sürecin yönetilmesinde sorunlar yaşanabildiğini ifade etti.
Doç. Dr. Barış Karabulut, “Engelli hasta gruplarında yaşanan kooperasyon güçlükleri nedeniyle muayene ve de tedavilerin genellikle sedasyon veya genel anestezi altında yapılması gerekiyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.