Adolesan dönem (ergenlik) yeni fikirlerin denendiği bir dönemdir ve beslenme alışkanlıkları da bu durumdan etkilenebilir. Bazıları besin ile ilgili güçlü inançlar geliştirirler, bazıları besin fadizmine inanırlar ya da bazıları vejetaryen olurlar. Beslenme ile ilgili bu davranış şekilleri bir çeşit bağımsızlık ifadesinin, beden imgesi sorunlarının, kimlik arayışının veya sosyal baskıya baş kaldırışın bir yansıması olabilir. Birçok genç insan vejetaryen, vegan veya bilinçsiz zayıflama diyeti gibi özel beslenme şekillerini denemektedirler. Sosyal ve çevresel konulara yönelik artan farkındalıkla birlikte yakın çevrenin baskısı, dini yönlenim, insani duygular, kendini ifade etme ihtiyacı, hayvan haklarına duyarlılık, ekoloji, kişisel sağlık konularına ve vücut ağırlığına ilgi, konuyla ilgili internet siteleri, magazinler, gazeteler ve yemek kitapları, vejetaryen servis yapan restoranlardaki artış genç bireyleri vejetaryenizme yönlendirebilir. Araştırmalarda kısıtlı vejetaryen diyet tüketen adolesanların genellikle kız, ortaokul veya lise öğrencisi, yüksek sosyoekonomik düzeyden, uzun zamandır bu beslenme tarzını benimsemiş, hayvanları öldürmek istemeyen bireyler oldukları saptanmıştır. Bazı çalışmalarda da yarı-vejetaryenların (semi-vejetaryenlerin) vücut ağırlıklarını kontrol edebilmek amacıyla vejetaryenizmi denedikleri belirtilmiştir. Farklı bir bakış açısıyla, yarı-vejetaryenlik, stabil, kısıtlı vejetaryenizme geçiş basamağı da olabilir. Adolesanlarda vejetaryen beslenme alışkanlığı sık sık anoreksiya nervoza veya diğer yeme davranışı bozuklukları ile birlikte gözlenebilmektedir. Bununla birlikte, çoğunlukla kız adolesanların, vücut ağırlıklarını ve besin tüketimlerini kontrol edebilmek amacıyla, vejetaryen olmayanlara göre daha fazla diyet hapı ve laksatif kullandıkları, kilo kaybı için kustukları ve intihar eğilimli oldukları bildirilmiştir. Bazı erkek adolesan vejetaryenlarda da benzer davranışların gözlenebildiği belirtilmiştir. Bununla birlikte, eldeki veriler vejetaryen diyetlerin bir yeme davranışı bozukluğuna sebep olmadığını, aksine mevcut yeme davranışı bozukluğunu kamufle etmek için kullanıldığını da göstermektedir.
Batıda, vejetaryen kızlar, vejetaryen olmayanlara göre, menarşa biraz daha geç yaşta girerler. Menarşın biraz gecikmesinin sağlık yönünden bir dezavantajı yoktur, aksine meme kanseri ve obezite riskleri daha düşüktür. Adolesanlar için vejetaryen diyetlerin beslenme açısından olumlu yönü posa, demir, folat, A vitamini ve C vitamini alımlarının vejetaryen olmayan yaşıtlarından daha yüksek olması iken, tehlikeli yönü demir, kalsiyum, B12 vitamini, çinko yetersizliği riski altında oluşları ve hayvansal kaynaklı protein (biyoyararlanımı yüksek protein) alamıyor/almıyor oluşlarıdır. Benzer şekilde, vejetaryen adolesanlar, daha fazla meyve ve sebze, daha az tatlı, fast food ve tuzlu hafif yiyecek tüketmektedirler. Adolesan vejetaryenlar için kilit besin öğeleri kalsiyum, D vitamini, demir, çinko ve B12 vitaminidir. Dolayısıyla, vejetaryenizme yönelmiş bireylerin bu besin ögelerinin bitkisel kaynaklarını öğrenmeleri ve tüketmeleri gerekir. Bunlar; kurubaklagiller (yeşil mercimek, kuru fasulye, vb), karnabahar, tere, brüksel lahanası, şalgam, kale (lahanaya benzer bir sebze), hardal yaprakları, Çin lahanası (bok choy), brokoli, şalgam yaprakları, badem ve ceviz gibi yağlı tohumlar, ıspanak ve pazı gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, tofu, natto, miso gibi soya ürünleridir. Bu bireylerin 6 ayda bir kan tahlillerini yaptırmaları, adı geçen besin ögelerinin kan ya da vücuttaki depo miktarlarına baktırmaları ve de gerekiyorsa besin desteği almalarını öneririm. Buna ek olarak da, D vitamini sentezi açısından tenleri güneş ışığından tam olarak faydalanacak şekilde (cam arkasından değil) güneşlenmeleri gerekir. Beslenme yetersizliği açısından risk altındaki vejetaryenler tüketmedikleri besinlerin yerine muadilini koymayan ya da koyamayanlardır.
Sağlıklı, mutlu ve “güzel” günlere…