Manik depresyon
Günlük hayatın içinde çok kullandığımız bir sözcüktür depresyon. Kendimizi baskı altında hissettiğimiz hemen her sefer rahatlıkla depresyonda olduğumuzu söyleriz. Ya da sıkıntılı olduğunu fark ettiğimiz bir arkadaşımız için depresyona girmiş olduğu yorumunu yapabiliriz. Bu kadar kolay günlük konuşmalarımızda yer verdiğimiz depresyon adını söyleyebildiğimiz kadar kolay bir problem değildir. Kişinin günlük hayatını ciddi olarak aksatır, zorlayıcıdır ve tedavisi uzun sürebilen bir rahatsızlıktır.
Tek başına depresyon uğraştırıcı bir sorunken bir de Manik Depresyon hastalığını yaşamak gerçekten de kişiyi inanılmaz sıkıntılara sokar. Genellikle çok bilinmez, çevremizde çok duyulmamıştır ancak aslında pek çok insanın yaşadığı bir sorundur. Tanısı bazen geç konulabilir. Tanı konulduktan sonra da öncelikle hastanın kendisi tarafından sonra da yakınları tarafından durum saklanır ve diğer insanlarla paylaşılmaz.
Peki Manik Depresyon nedir? Depresyondan farklı mıdır ya da Manik bölümü ne anlama gelir? Konuyu en azından daha bilinir kılmak için işin çok da kuramsal boyutuna girmeden açıklamak gerekiyor.
Manik Depresyon; İki Uçlu Mizaç Bozukluğu ya da Bipolar Duygulanım Bozukluğu olarak da bilinen bir rahatsızlıktır. İki uçlu denmesinin sebebi de hastalığın kendisinden kaynaklanıyor. Çünkü kişi ya çok coşkulu ve hareketli bir dönem yaşıyor ki bu Mani dönemidir ya da çok içe kapalı, durgun ve karamsar bir döneme giriyor, bu da Depresyon dönemidir. Her iki duygu durumunun ortası olmuyor bu rahatsızlıkta. Her şey aşırı uçlarda geziyor. Bu iki duygu durumu arasındaki gelgitler ise kişiyi ve dolayısıyla yakınlarını da çok yoruyor. Mani dönemindeki coşkuyu bildiğimiz coşkuyla karıştırmamak gerekiyor.
Bu rahatsızlıktaki coşku başka bir şey. Normal ötesi bir durumdan söz ediyoruz. Aşırı para harcayan, bazen cinsel anlamda da aşırılıkları olan, kontrolsüz cinsel ilişkilere giren, sevincini ve üzüntüsünü oldukça abartılı yaşayan, son derece neşeli ya da sinirli, kırıcı ve bazen saldırgan, az uyuyan, neredeyse sürekli konuşan, ilgileri sık sık değişen, kural tanımayan, sürekli hareket halinde ve kendine aşırı güven duyan ve çok ciddi bir kişilik farklılaşması yaşayan bireyden söz ediyoruz. Kişi kumar oynamaya başlayabilir ya da alkol ve madde kullanımına yönelebilir. Bu mani dönemi atakları özellikle hastanın yakınları açısından yıpratıcıdır. Aile maddi ve manevi olarak çok sarsılır ve bu aşırılıklar sonucu durumun basit bir neşe ya da asabiyet olmadığı fark edilerek bir uzmana başvurulur.
Mani dönemini takip eden dönem ise depresyon dönemidir. Bu dönemde bilinen depresyonun belirtileri görülür. İçe kapanma,karamsarlık, bazen ölüm ve intihar düşünceleri, insanlardan kaçış, uyku ya da uykusuzluk hali, iç sıkıntısı, hiçbir şeyden zevk alamama, eskiden ilgi duyulan konulara karşı ilgisizlik gibi tipik depresyon belirtileri burada da söz konusudur. Bir kaç gün öncesinin neşeli, kıpır kıpır, enerjik insanı gitmiş yerine bambaşka biri gelmiştir. Dönemlerin birbirinden farkı, depresyonda kişi tam anlamıyla dibe vurur, manide ise enerjisinin ve duygularının zirvesine çıkar şeklinde açıklanabilir. Manik depresyonda kişiler aşırı uçlarda yaşarlar demiştik. Depresyon dönemindeki bir bireyde de normal depresyon durumlarından farklı olarak intihar etme eğilimi daha yüksek olabilir. Aslında bu dönemleri ataklar olarak sınıflandırmak daha doğru olur. Atakların kendisi zaten çok olumsuz sonuçlara yol açar ve bir de bu ataklar sıklıkla tekrarlanıyorsa durum iyice yıpratıcı olur.
Hastalık kadınlarda ve erkeklerde cinsiyet farkı gözetmeksizin hemen hemen aynı oranlarda görülmektedir. Genellikle 20’li yaşlarda ortaya çıkar ancak ileri yaşlarda da görülebilir. Hastalığın tam olarak sebebi bilinmiyor. Ancak genetik yatkınlık olduğu düşünülüyor. Manik Depresyon rahatsızlığını yaşayanlar genel nüfus içinde yaklaşık % 1.5- 2’lik bir bölümü oluşturuyorlar.
Hastalığın seyri ve şiddeti ise kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Kimi hastalarda depresif duygu durumu daha baskınken bir başkasında mani durumu daha baskın olabiliyor.
Tedavisi farklı yöntemler içeriyor ancak en uygun olanı ilaçlı tedaviyle birlikte terapi desteği almak. Hastanın yapısına ve hastalığın durumuna göre tedavi süreci de değişmektedir. Doğru tanı koyulup tedaviye başlandıktan kısa süre sonra hasta genellikle tedaviye olumlu cevap verir ve bir çok hasta düzelir. Ancak hastalığın tıpkı depresyonda olduğu gibi tekrarlama riski vardır. Bu açıdan tedavi bittikten sonra da hasta yakından takip edilmelidir. Bazı durumlarda ataklar azalır ancak tamamen bitmez. Hastalar yılda bir ya da en fazla iki kere Manik Depresyon atakları yaşarlar. Bu durumda hastayı diğer Manik Depresif hastalardan iyi ayırmak lazım. Burada da ilaçla tedaviye koruyucu tedavi olarak devam edilmelidir.
Manik Depresyon gerçekten zor bir hastalıktır ve pek çok hastalık gibi beyni çok yakından ilgilendirir. Dolayısıyla, olumlu düşünmek ve olumlu hissetmek diğer hastalıklardan koruduğu gibi bu hastalıktan da sizi korumaya yardımcı olabilir.