Sporcularda enfeksiyon
Günümüzün elit sporcularının bir enfeksiyöz hastalığa yakalanmaya geçmiş yıllardaki sporculardan daha meyilli olmaları muhtemeldir.
Bunun nedenleri arasında
1) Antrenman şiddetinin ve dolayısıyla da aşırı antrenmana (sürantrenman) meylin artması,
2) Yabancı ülkelerde yarışma ve antrenman yapma sıklığının artması,
3) Klimalı ortamlarda bulunma sıklığının artması sayılabilir.
Sonuç olarak antrenmanların kesintiye uğramasının en aza indirilmesi veya sporcuların en yüksek performans değerlerine ulaşılabilmesi için bugünün elit sporcularında enfeksiyöz hastalıklardan korunma ve kontrol altına almayı önemli kılmaktadır.
Enfeksiyöz hastalıklardan korunma immün-bağışıklık sistemi ile ilişkilidir.
Egzersiz, antrenman ya da maçlar bağışıklık sistemini geliştirerek enfeksiyonlara direnci artırır mı, yoksa tam tersine, baskılayarak enfeksiyonlara yakalanmayı kolaylaştırır mı?
Otuz yılı aşkın bir süredir devam eden çalışmalarda bu soruya cevap aranmıştır.
İmmün Sistem-Bağışıklık Sistemi
Organizma her gün sürekli olarak kendisine zarar vermek isteyen istilâcılarla karşı karşıya kalmaktadır. Deri, ağız, burun, solunum yolları, göz, sindirim kanalı, üreme organları ve kan gibi vücut yapı veya bileşenlerinden vücuda girmeye çalışan bu istilâcıların çoğunlukla vücuda girerek, organizmayı istilâ etmesine izin verilmez. Canlılar doku ve organlarına zarar veren bu istilâcılara karşı koyma özelliğine sahiptir.
Canlıların bu özelliğine immünite-bağışıklık denmektedir. İmmünitenin büyük bir bölümü özel immün sistem tarafından gerçekleştirilmektedir.
Lökositler (beyaz kan hücreleri, akyuvarlar) yabancı istilacılara karşı konak savunmasının birincil hücresel elemanlarıdır.
İmmün sistem fonksiyonel olarak iki bölüme ayrılabilmektedir;
1) Doğuştan,
2) Kazanılmış (sonradan geçirilen enfeksiyonlar veya aşılama yoluyla kazanılan) bağışıklık sistemi.
İmmün Sistem Egzersiz İlişkisi
Stressör olarak bilinen akut tek seferlik bir egzersiz immün fonksiyonları etkileyebilir. Egzersizin immün fonksiyonlar üzerindeki etki düzeyi, egzersizin yoğunluğu, süresi, şiddeti ve bireyin fiziksel uygunluk düzeyi gibi pek çok değişkene bağlıdır.
Genelde yüksek şiddetteki bir egzersizden hemen sonra immün sistem hücre sayısında artış, sonrasında ise azalma gözlenir.
Düzenli egzersiz ya da antrenmanların dolaşımdaki lökosit konsantrasyonlarına veya lökosit alt gruplarına etkisini araştıran çoğu çalışma, egzersizin lökosit sayıları üzerinde herhangi kalıcı bir etkisini göstermede yetersiz olmuştur. Bununla birlikte insan ve deney hayvanlarında yapılan pek çok çalışmada düzenli egzersizin doğal öldürücü hücre olarak bilinen bir grup hücre aktivitesinde anlamlı iyileşmelere yol açtığı saptanmıştır.
Enfeksiyon Görülme Sıklığı İle Egzersiz Arasındaki İlişkiler
Hafif-orta şiddetteki egzersizleri düzenli bir şekilde yapmanın, yapmayanlarla karşılaştırıldığında enfeksiyonların görülme sıklığının azalmasına yol açtığı gösterilmiştir. Tersine üst düzey sporcularda olduğu gibi uzamış yüksek şiddetteki egzersizlere ya da antrenmanlara katılımın ise egzersiz yapmayan bireylerle veya hafif-orta şiddette egzersizler yapanlarla karşılaştırıldığında pek çok enfeksiyona yakalanma riskini artırdığı düşünülmektedir. Aşırı antrenman (sürantrenman) durumu immün sistemin baskılanması ve enfeksiyon riskinin artışında önemli bir faktördür. Ayrıca sürantrenmanın en yaygın belirtilerinden birisinin enfeksiyonlara duyarlılıkta artış olduğu gösterilmiştir. Elit sporcular arasında enfeksiyonlar daha sık görülür ve enfeksiyon riskini artıran bazı risk faktörleri vardır.
Elit Sporcularda Enfeksiyon Riskini Arttıran Faktörler
1- Spor tesisleri
.Toplu soyunma odaları ve duşlar.
· Havalandırmanın yetersiz olduğu kapalı antrenman ve yarış salonları. · .Ortak kullanılan egzersiz minderleri veya diğer spor malzemeleri.
2- Konaklama
· Toplu yaşanılan mekânlar.
· Toplu yemek yenilen yerler.
3- Seyahat
· Klimalı ulaşım araçları (uçak, tren, otobüs).
· Yabancı bölgelerde antrenman ve yarışma.
4- Sporun doğası
· Rakip ya da partnerle yakın temas.
· Kan yoluyla bulaşma riski (özellikle temas sporlarında).
· Sıcak ortamlarda deride uzun süreler terleme.
· Yıkanamayan gözenekli malzemeler (deri eldivenler, koruyucu malzemeler)
Enfeksiyon Riskinin Azaltılması
Bununla birlikte elit sporcularda yüksek enfeksiyon sıklığı her zaman görülen bir durum değildir.
Pek çok elit sporcu arasında yaygın olan bazı koruyucu önlemlerin ve yaşam tarzı ile ilgili bir takım faktörlerin, antrenmanın immün sistemi baskılayıcı etkisini hafifletebilmesi ve bununla ilişkili olarak da enfeksiyon riskini azaltılabilmesi muhtemeldir.
Elit sporcularda immün sistem fonksiyonlarının devamlılığının sağlanması ve enfeksiyon riskinin azaltılması için öneriler:
1- Bulaşmanın Önlenmesi
· Kalabalık ve kapalı yerlerde uzun süre durmaktan sakınılmalı.
· Pratik olarak mümkün olduğunca enfekte kişilerden sakınılmalı.
· Ellerin sürekli olarak ağız, burun ve gözlere dokundurulmasından sakınılmalı.
· Havlu, tıraş bıçağı, su şişesi ve malzemelerin ortak kullanılmasından sakınılmalı.
· Ortak soyunma odalarında ve duşlarda duş sandaletleri kullanılmalı.
· Toplu halde banyo ve jakuziden sakınılmalı.
· Bütün yaralar uygun bir şekilde temizlenmeli ve kapatılmalı.
· Deri sıyrıklarından korunmalı.
· Egzersiz minderi ve diğer yüzeyler uygun bir şekilde dezenfekte edilmeli. · .Enfekte olduğu bilinen veya şüphelenilen sporcu rapor edilmeli.
2- Kişisel Hijyen
· Terli giysiler antrenman sonrasında ve antrenman anında çevreye asılmamalı.
· Bol suyla duş alınmalı ve sonrasında kurulanılmalı.
· Antifungal (mantar önleyici) ayak pudraları periyodik olarak kullanılmalı.
· Giysiler ve antrenman malzemeleri uygun bir şekilde temizlenmeli.
3- Antrenman
· Düşük haftalık yüklerle başlama ve kademeli artış yapılmalı.
· Ağır antrenmanlar haftada 3 günden fazla olmamalı, araya hafif antrenmanlar serpiştirilmeli.
· Ağır antrenmanlar arasında yeterli toparlanmaya izin verilmeli.
· Programa tam dinlenme periyotları, tercihen de fiziksel aktivite içermeyen eğlenceler ve kısa tatiller konulmalı
· Bir enfeksiyon başlangıcını gösteren belirtiler varsa antrenman şiddeti azaltılmalı.
· Yarışmalardan önce antrenmanlar yavaş yavaş azaltılmalı ve yarış sonrası hafif yoğunlukta çalışılmalı.
· Sporcunun elverişsiz antrenman ortamlarına yavaş yavaş maruz kalınması sağlanmalı.
4- Diyet
· Tüm besin ögelerini içeren iyi ayarlanmış bir diyet programı uygulanmalı.
· Yeterli kalori alınmalı.
· Antrenman ya da yarış sonrasında glikojen depolarını tamamlayacak yeterli karbonhidrat alınmalı.
· Günlük yağ alımının total kalorik alımın % 20’sinin altına düşmesine izin verilmemeli.
· Glutamin ve immün sistem çalışmasını düzenleyen maddelerin takviyesi dikkate alınmalı.
· Antioksidan takviyesi dikkate alınmalı.
5- Yaşam biçimi
· Psikososyal stresler minimum düzeyde tutulmalı.
· Yeterli uyku (hem süre hem de kalite açısından).
· Gevşeme teknikleri çalışılmalı.
5- Genel koruyucu önlemler
· Aşılama
· İmmünglobulinler ve antiviral ajanlar
· Koruyucu giysi ve malzemeler