Estetik yaşam kalitesini artırır mı?
İnsan, varoluşundan bu yana sosyal yaşamda kabul gören ve estetik güzelliği yakalamak amacında olan bir varlık olmuştur. Kendi tarihsel süreci içinde bedenini, gerek boyalarla, gerek takı ve kıyafetlerle ve gerekse kokularla süsleyerek, kendi estetik algısını bedenine yansıtmaya çalışmıştır. Estetik ve güzellik kavramları yıllar içinde değişikliğe uğradığı gibi toplumdan topluma da değişiklik göstermektedir
Sosyal yaşamda ve iş yaşamında dış görünümün yarattığı izlenim, her geçen gün önemini daha çok hissettirmektedir. İnsanı mutlu eden bir dış görünüş, kişinin öz güvenini arttırmakta ve sosyal ilişkilerini güçlendirmektedir.
Yüz, dış görünümde fiziksel özellikler açısından en çok fark edilen ve estetik açıdan önem taşıyan bir bölgedir ve algılanması diğer bölgelere göre çok daha hızlıdır. Her insan, estetik olarak güzel görünümlü bir yüze sahip olmak ister. Yüzün şekil ve simetrisi, bireyin kendini hem psikolojik, hem de fiziksel yönden iyi hissetmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu ahengin bozulması ya da estetik kaygı, bireyi fizyolojik ve psikolojik sorunlarla karşı karşıya bırakmaktadır.
Modern tıp ve sağlık bakım sistemindeki teknolojik gelişmeler sonucu “estetik cerrahi” bireye inanılmaz olanaklar sunmakta, yaşam kalitesi ve konforunun daha iyiye götürülebilmesini hedeflemektedir.
Yüze yapılan estetik cerrahi girişimler
Yüz germe
Yaşlanma belirtilerinin ilk ortaya çıktığı ve en fazla dikkat çeken bölge yüz bölgesidir. Yaşlanma sürecinin doğal bir sonucu olarak cilt elastisitesi, gerginliği ve cilt altı yağ dokusu azalmakta ve yer çekiminin etkisi ile ciltte sarkmalar oluşmaktadır.
Yüz germe ameliyatlarında 1970’lerden sonra hızlı bir artma gerçekleşmiştir. Yüz germe; kulak önünden temporal bölgeye ve kulak arkasından saçlı deriye uzanan incisionlarla deri ve deri altının serbestleştirilmesi ve deri bolluklarının alınması ile gerçekleştirilen yüz gençleştirme işlemidir. İdeal hasta grubu; sigara içmeyen, kemik hatları belirgin, hyoid kemiği normal pozisyonlarda, cilt elastisitesi iyi ve en önemlisi beklentileri gerçekçi olan hastalardır.
Göz kapağı ameliyatları
Yüzü ve ruh halini ifade eden en önemli ögelerden birisi gözlerdir. Çoğu zaman gözler sözlerden çok daha etkili olmaktadır. Göz kapaklarında oluşan değişimler sonucu bakışlarda sürekli yorgun ve üzgün ifadeler ortaya çıkmaktadır. Göz kapakları, yaşlanma ile birlikte bazen de genetik nedenlere bağlı olarak genç yaşlarda değişime uğrayabilmektedir. Yapısı gereği hem çok hareketli hem de çok narin bir deriye sahip olması nedeniyle, ilerleyen yaşlarda göz kapaklarında oluşan torbalanmalar kaçınılmaz olmaktadır. Göz kapaklarının gerilmesi, göz çevresini oluşturan üst ve alt göz kapaklarındaki düşüklük, torba ve çizgilerin giderilmesi için uygulanan cerrahi bir girişimdir.
Burun estetiği ameliyatı
Burun yüz bölgesinde en fazla dikkat çeken organ olup, birey için estetik açıdan önem taşımaktadır. Ülkemizde insanların en büyük kozmetik sıkıntısı iri burundur. Burun sırtındaki çıkıntılar, burun ucunun sarkık ve düşük olması bireyi görüntü bakımından rahatsız eden estetik kaygılardır. Birey bu estetik kaygılar nedeniyle ruhsal sorunlar yaşayabilmektedir. Günümüzde rinoplasti; bireylerin estetik kaygılarını gidermek ve yaşam kalitelerini yükseltmek amacıyla en sık uygulanan estetik cerrahi girişimler arasında yer almaktadır.
Rinoplasti de hedef bireyin yüzüne giden, bireyce estetik kusur olarak nitelendirilen görüntüden kurtulmak ve ameliyat olduğu anlaşılmayan ideal bir buruna sahip olmaktır. Tüm estetik cerrahi girişimlerde olduğu gibi rinoplastide de olguların beklentilerinin gerçekçi olması ön planda tutulmalıdır
Çene operasyonları
Alt çene ile üst çenenin birbirine ve yüze göre uyumsuzluğu olgularda hem estetik hem de fonksiyonel rahatsızlıklara yol açarak beden imajını zedelemektedir.
Çene estetiği ameliyatları da çene ucunun görünümünü değiştirmeye yönelik ameliyatlardır. Ameliyatlar ile çene ucunun büyüklüğü ve uzunluğu artırılarak ya da azaltılarak çene ucu estetik anlayışına uygun şekilde yeniden şekillendirilmektedir.
Yüz estetik ameliyatlarının hayat kalitesine etkisi
Estetiğin en temel kavramı, güzellik ve ahenktir. Güzellik; çağdan çağa, toplumdan topluma ve insandan insana, insanın yaşına, mesleğine, içinde bulunduğu sosyal ve psikolojik duruma göre değişen bir değerdir. Sanatçılar ve filozoflar yüzyıllardır güzelliği anlamlandırmaya çalışmışlar ve insan güzelliği için gençlik ve çekiciliği ön planda tutarak beden algısı kavramı üzerinde durmuşlardır.
Genel olarak bireyin beden algısı ve ben kavramı sosyo-kültürel etkileşimlerle biçimlenmektedir. Bireyin ben algısı kendi dünyasını olumlu hale getirerek genişletmekte, başarıya ulaşmasını etkilemekte ve kimlik gelişimi arasında dinamik bir etkileşim göstermektedir. Kendi beden algısı hakkında olumlu düşünen birey olumlu tutum ve davranışlar geliştirmekte ve kişilik yapısı, sosyal ilişkileri ve özgüveni daha da artmaktadır. Bu bağlamda güzel olmak ve çekici bulunmak insanın özgüveninin gelişmesinde çok önemli bir etken olmakta ve güzellik ve çekicilik kavramlarının insan ilişkileri üzerindeki gücü ve çok yönlü etkisi göz ardı edilememektedir.
Son yıllarda gelişen teknoloji nedeniyle, görsel algılama ve güzellik önceki dönemlere göre çok daha fazla önem kazanmıştır. Güzelleşmek ve daha çekici görünmek için yüzyıllardan bu yana kozmetik maddeleri kullanan insanoğlu günümüzde bilimselliğin artması ile cerrahi girişimlere yönelmiştir. Türkiye’de son yıllarda estetik operasyon sayısı artmıştır.
Beden sağlığı, güzellik ve gençlik gibi kavramlar günümüzde de özel bir güce sahip olup, fiziksel ve ruhsal yeterliliğin değerlendirilmesi için birer ölçüt oluşturmaktadır. Dış görünüşünden memnun olan birey genellikle özgüveni yerinde bir bireydir ve işinde, sosyal ve cinsel yaşamında daha başarılı bir kişilik sergilemektedir. Birey dış görünümünden memnun olmadığı zaman ise fiziksel, sosyal ve ruhsal sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu bağlamada estetik cerrahi; bedenin daha güzel algılanmasını ve mükemmele ulaştırılmasını sağlamaya çalışarak kişinin kendine olan güvenini ve yaşam kalitesini yükseltmeye çalışmaktadır.
Estetik cerrahiye başvurmanın nedenlerini inceleyen bazı çalışmalar, bu girişim nedenlerini ruhsal sorunlara bağlarken, diğer bazı çalışmalar ise estetik cerrahiye başvurma nedenlerinin toplumsal ve kültürel olarak da araştırılması gerekliliğini savunmaktadırlar.