İlişkilerde gizli manipülasyonun şifresi bu cümlede saklı!
İlişkiler söz konusu olduğunda, içten içe güvensizlik hisseden biri için en sihirli ama aynı zamanda en tehlikeli cümlelerden biri şudur: “Sana değil, çevrene güvenmiyorum!” Bir bakıma masum görünen bu ifade, aslında hem manipülasyonun hem de özgüvensizliğin bir yansımasıdır. Çünkü gerçekte, karşı tarafın çevresine olan güvensizlik, dolaylı yoldan partnerin karar verme becerilerine ve ilişkideki duruşuna da şüphe içerir. Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Ne var ki, bu cümle yalnızca “çevreni beğenmiyorum” demekle kalmaz; aynı zamanda ilişkide seçilmiş olmaya, partnerin tercihine, hatta kendi değerine dair inançsızlığı da ele verir. Kişi, “Bu ilişkiyi seçtin ama aslında seçimine güvenmiyorum, kendime de güvenmiyorum” mesajını dolaylı biçimde dile getirir. İç dünyadaki bu karmaşa ve özgüven eksikliği, kontrol ihtiyacını tetikler. Bu kişiler, “Ancak ilişkiyi manipüle ederek veya kontrol altında tutarak güvende kalabilirim” düşüncesine sıkı sıkıya sarılabilirler.
Öyle ki, söz konusu güvensizlik kişiyi şunları düşünmeye iter:
• “Belki de partnerim benden daha iyisini bulur.”
• “Aslında beni seçmiş olması beni tatmin etmiyor; ya ani bir kararla vazgeçerse?”
• “Kendimi değersiz hissediyorum; acaba onu çevresi veya başka insanlar etkilemez mi?”
Oysa karşınızdaki insan, bütün kalbiyle sizi seçmiş, sadece sizinle ilişki kurmayı istemiş olabilir. Ancak “Sana değil, çevrene güvenmiyorum” sözü, bu seçime gölge düşürür ve partneri de farkında olmadan kendini savunmaya zorlar.İlişkilerde Kontrol İsteği: Manipülasyonun Kökü Kontrol ihtiyacı, çoğu zaman geçmişte yaşanan olumsuz tecrübelerden beslenir. Örneğin, aldatılmış, terk edilmiş veya değersiz hissettirilmiş biri, bir sonraki ilişkide “Her şeyi kontrol edersem, aynı acıyı yaşamam” diye düşünebilir. Ancak kontrol isteği arttıkça, ilişkinin doğallığı ve özgürlük hissi azalır; bu da sevgi ve bağlılık duygusunun yerini kaygıya, baskıya ve güvensizliğe bırakır.
Manipülasyonun bir başka yüzü de şudur: Kişi, aslında kendi öz benlik algısında kendini “seçilmeye” layık görmediğinden, partnerin özgür iradesine ve çevresine sürekli şüpheyle yaklaşır. Ona göre, partner “gerçekten” kararını vermemiştir ya da “her an daha iyisini bulabilir.” Bu düşünce, partnerin tüm eylemlerini sürekli gözetim altında tutma çabasını doğurur.sonuç olarak ‘Sana Değil, Çevrene Güvenmiyorum” cümlesi, ilişkide derin etkiler yaratır. Öncelikle, partnerin “seçilme” duygusunun takdir edilmediğini hissetmesi, öz değerini zedeler ve bir özgüven erozyonuna yol açar. Suçlayıcı ve kontrolcü tutumlar iletişimde kapanmaya neden olur; taraflar duygu ve düşüncelerini özgürce paylaşmaktan çekinir. Sonuçta, hem kontrol etmeye çalışan hem de kontrol edilen kişi için ilişki, giderek artan bir duygusal yorgunluğa sürüklenir.Cesurca İlişki Yaşamak
“Sana değil, çevrene güvenmiyorum” cümlesi, bir anlamda karşımızdakinin yeterliliğine de kendimizin değerine de inanmamak demektir. Bu bakış, ilişkiyi her an kırılmaya hazır bir zayıf halka haline getirir. Oysa sevgi, karşılıklı güvenden ve içtenlikli paylaşımdan doğar.
Hayatta her ilişki, riski de sevgiyi de birlikte taşır. Riski sıfıra indirebilmek için başvurulan kontrol, partneri kısıtlarken aslında kişinin kendi özgüvenini de törpüler. Bu nedenle, güvenmeye ve sevilmeye değer olduğumuzu hatırlamak, geçmişin acılarını bugüne taşımamak ve sevdiğimiz insanın tercihlerine saygı duymak, gerçek ve doygun bir ilişkiye kapı aralar. Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, ”Unutmayın: Önce kendinize, sonra da partnerinizin sizi bilerek ve isteyerek seçtiğine güvenin. Korku ve kontrol yerine, yaşama cesurca kucak açtığınızda, ilişkinin özgün dokusunu korumasına izin verir ve birlikte büyüme fırsatı yakalarsınız.”dedi.