Bipolar affektif bozukluk, mani ya da depresyon atağına neden olabiliyor!
Bipolar affektif bozukluğun, iki ayrı hastalık dönemiyle karakterize bir psikiyatrik bozukluk olduğunu belirten uzmanlar, kişinin duygu durumunun, coşkunluk veya taşkınlık olarak adlandırılan manik dönem ile çökkünlük olarak adlandırılan depresif dönem arasında değişkenlikler gösterdiğine dikkat çekiyor.
Hastalığın ortaya çıkışında genetik etkenlerin oldukça önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, “Stresli veya travmatik olaylar da bipolar bozukluğun ilk hastalık döneminin ortaya çıkmasına neden olabilir.” dedi. Bipolar bozukluğun tedavisinde ilaçların önemli olduğunun altını çizen Dr. Erman Şentürk, yanı sıra sağlıklı bir hayat tarzı benimsenmesinin de önemli tedavi stratejisi olduğunu söyledi ve mevsim geçişlerinin mani ya da depresyon atağına neden olabildiği konusunda uyardı.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, kişilerin duygu durumunda coşkunluk veya çökkünlüğe neden olan bipolar affektif bozukluk hakkında bilgi verdi.
“Bipolar affektif bozukluk, iki ayrı hastalık dönemiyle karakterize bir psikiyatrik bozukluktur”
‘Mani’ kelimesinin, zihinsel ve fiziksel hiperaktivitenin, ruh halinde ve duygularda anormal derecede yükselmenin ve dezorganize davranışların yaşandığı bir süreci ifade ettiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, “Bipolar affektif bozukluk, iki ayrı hastalık dönemiyle karakterize bir psikiyatrik bozukluktur. Bipolar bozuklukta kişinin duygu durumu, coşkunluk veya taşkınlık olarak adlandırılan manik dönem ile çökkünlük olarak adlandırılan depresif dönem arasında değişkenlikler gösterir. Zıt özellikleri olan bu iki hastalık dönemi, yatışma ve alevlenmelerle seyreder. Hastalık dönemleri dışında ise hasta normal ruh haline dönerek gündelik hayatına devem edebilmektedir.” dedi.
En önemli belirti duygularda ve davranışlarda aşırılık!
Bir kişide manik depresif bozukluk olduğunu gösteren belirtilere değinen Dr. Erman Şentürk, “Manik dönemde hastalarda aşırı coşkunluk, normalin çok üzerinde neşe ve enerji hali, düşüncelerde hızlanma, konuşma miktarında ve hızında artış, uyku miktarında ve uyku gereksiniminde azalma, özgüvende artış, büyüklük düşünceleri, çok fazla para harcama, aşırı hızlı araba kullanma, riskli cinsel aktivite gibi dürtüsel bazı davranışlar, sinirlilik ve agresif davranışlar sıklıkla görülen belirtiler arasında yer alır.” dedi.
Dr. Erman Şentürk, depresif dönemde ise hastalarda mutsuzluk, karamsarlık, isteksizlik, umutsuzluk, halsizlik, bitkinlik, içe kapanma, özgüvende azalma, değersizlik, abartılı suçluluk veya pişmanlık, eskiden keyif aldığı aktivitelerden keyif alamama, iştah ve uykuda bozulma, dikkat ve konsantrasyonda azalma, ölüm ve intihar düşünceleriyle sıklıkla karşılaşıldığına vurgu yaptı.
Hastalığın ortaya çıkmasında genetik faktörü ilk sırada!
Hastalığın ortaya çıkışında genetik etkenlerin oldukça önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Dr. Erman Şentürk, “Manik atakların gelişmesinde üçte iki oranında genetik nedenler sorumlu tutuluyor. Stresli veya travmatik olaylar da bipolar bozukluğun ilk hastalık döneminin ortaya çıkmasına neden olabilir.” dedi.
Hastalık dönemi öncesinde uyarıcı belirtileri fark edebilmenin erken müdahale açısından oldukça önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Erman Şentürk, şöyle devam etti:
“Erken müdahale tedavi yanıtını artırır. Uyku düzenini korumak, gece uykusuna özen göstermek, taşkınlaşma riski nedeniyle kredi kartlarını hastadan uzak tutmak, araba anahtarını kontrollü vermek, ilişki kurduğu arkadaşlarını takip etmek, manik belirtilerden şüphelenildiğinde vakit kaybetmeden doktora ulaşmak dikkat edilmesi gereken noktalardır.”
Tedavide ilaçlar büyük öneme sahip…
“Bipolar bozukluğun tedavisinde ilaç tedavilerinin büyük önemi vardır.” diyen Dr. Erman Şentürk, “İlaç tedavisinin yanı sıra yaşamın düzene sokulması, sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve egzersiz, alkol ve madde kullanım alışkanlıklarını sonlandırma, pozitif düşünme ve davranma becerilerini geliştirme, hobi ya da uğraşılara vakit ayırma, stresle başa çıkma stratejilerini öğrenme, hastalığın seyri konusunda ayrıntılı bilgiye sahip olma önemli tedavi stratejileridir. Bipolar bozukluğun tedavisinde hastalık dönemlerinin tedavi edilmesi kadar, hastanın yeniden hastalanmasını engellemek adına koruyucu tedavilerin de önemli bir yeri bulunmaktadır.” şeklinde konuştu.
Bipolar affektif bozukluk mevsim geçişlerinde mani ya da depresyon atağına neden olabiliyor!
Bipolar affektif bozukluğun her iki cinsiyette eşit oranda görüldüğünü dile getiren Dr. Erman Şentürk, “Depresif dönem sıklığı kadınlarda, mani dönem sıklığı ise erkeklerde daha fazladır. Hastalık ortalama 20-25 yaş civarında başlar ve toplumda görülme sıklığı yaklaşık yüzde 1 civarındadır.” dedi.
Bipolar affektif bozukluğun seyrindeki en önemli değişkenlerden birisinin de mevsimsellik olduğunu belirten Dr. Erman Şentürk, sözlerini şöyle tamamladı: “Bipolar affektif bozukluğu olan bireylerin yaklaşık dörtte birinde mevsim geçişlerinin mani ya da depresyon atağına neden olduğu biliniyor. Mevsimsel özelliğin gözlendiği hastalar, genellikle ilkbahar/yaz aylarında aşırı hareketlilik, uykusuzluk, taşkınlık, coşkunluk yaşarken, sonbahar/kış aylarında ise enerji düzeyinde belirgin azalma, uyku ihtiyacında artma, çökkünlük, durgunluk hissederler. İlkbahardan yaz aylarına geçiş, mani tablosunun ortaya çıkması açısından en riskli dönem olarak görülür. Bu dönemde hastalarda özgüvende artış, dürtüsel ve taşkın davranışlar, saldırganlık eğiliminde artma, öfke patlamaları, aşırı para harcama ve anormal düzeyde hareketlilik karşımıza sıklıkla çıkan bazı önemli belirtilerdir.”