Akran zorbalığı ve çocuğun ruh sağlığına etkileri
Zorbalık, bir birey veya grup tarafından, kendisini koruyamayacak durumda olan kişiye karşı yapılan, fiziksel veya psikolojik sonuçları olan ve süreklilik arzeden bir şiddet türüdür. Ancak bir eylemin zorbalık olarak adlandırılabilmesi için sadece saldırganlık özelliği taşımasının yeterli olmadığı, taraflar arasında eşit olmayan güç ilişkisinin olması, süreklilik özelliği, taşıması ve kasıtlı yapılıyor olması gerektiği belirtilmektedir.
Okul zorbalığının, bir ya da birden çok öğrencinin kendilerinden daha güçsüz olan öğrencileri bilerek ve isteyerek, sürekli bir biçimde fiziksel olarak, sözel olarak, dedikodu ve söylenti çıkarıp yayarak, para ya da diğer eşyalarını zorla alarak, tehdit ederek, eşyalarına zarar vererek ya da arkadaş grubundan dışlayıp yalnızlığa terk ederek rahatsız etmesi ile sonuçlanan ve kurbanın kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir saldırganlık türüdür.
Siber zorbalık bir başka deyişle sanal zorbalık; bilgi ve iletişim teknolojisi ve araçları ile özellikle cep telefonu ve internet yoluyla zorbalık yapılmasıdır.
Akran zorbalığı fiziksel, sözel ve sosyal (ilişkisel) zorbalık olarak üç çeçit görülür. Sözlü zorbalık; isim takmak, alay etmek, karşıdaki insanın onurunu zedelemek, küçük düşürmek, iğnelemek, hakaret etmek, tehdit etmek, fiziksel zorbalık; vurmak, yumruklamak, tekmelemek, tırmalamak, çelme takmak, tükürmek, ilişkisel-sosyal zorbalık ise;görmezden gelmek, dışlamak, yok saymak, yabancılaştırmak, uygunsuz hareketler yapmak, dedikodu yapmak, düşmanca bakışlar sergilemek, kişisel eşyalarını saklamak veya bunlara zarar vermek şeklindedir. Fiziksel ve sözel zorbalık aleni görülür, farkedilirken sosyal zorbalık en zararlı akran zorbalığı tipi olup daha indirek olma ve gizli kalma ile karakterizedir. Bu zorbalık çeşitlerinden fiziksel ve sözel zorbalık “gözlenebilir” olduğundan dolayı doğrudan zorbalık içinde yer alırken, soysal dışlama “dolaylı zorbalık” olarak tanımlanmaktadır. Doğrudan uygulanan akran zorbalığı, kurbana yönelik yapılan açık saldırıyı içermektedir. Dolaylı zorbalık ise, kurbanı sosyal olarak yalnız bırakma, gruptan dışlama, dedikodu yayma, gibi davranışları içerir.
Yapılan bu araştırmalarda zorbalığın ülkemizde de yaygın bir biçimde görüldüğü ortaya konulmuştur. Ülkemizde ise Pişkin (2002) tarafından yapılan bir araştırmada erkeklerin kızlara oranla daha çok zorbalık yaptığı, kızların ise daha çok kurban oldukları belirlenmiştir. Yine bu araştırmada öğrencilerin % 35’inin kurban, %30’unun hem zorba hem kurban ve % 6’sının da zorba olduğu saptanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2008 yılında okullarda meydana gelen şiddet olayları incelenmiş; bu olayların %52,2’sinin sözel, %21,9’unun fiziksel ve %23,7’sinin duygusal olduğu saptanmıştır.
Pek çok çocuk ve genç uzun süren akran zorbalığına maruz kalır ve bu süreçten olumsuz etkilenir. Uğranılan zorbalık çocuğun ruhsal durumunu, uyumunu, günlük yaşam, sosyal işlevsellik ve akdemik becerilerini olumsuz etkiler, bozar. Sıklıkla travma belirtileri gösterirler. Özellikle üç alanda etkilenme yaşarlar; yanlızlık, kaygı ve depresyon. Okul zorbalığına maruz kalan öğrenciler, kendilerini güçsüz ve yalnız hissederlerler. İzole edilirlirler. Sosyal ilişkilerde bozulma ve azalma görülür. İçe kapanırlar. Okula gitmek istemezler, devamsızlık yaparlar. Okul kurallarına uymazlar. Okula devam etseler bile oluşan ruhsal sorunlar nedeniyle akademik başarılarıları olumsuz etkilenir. Dolayısıyla hem korku kaygı, üzüntü, ümitsizlik yaşar, hem de eğitim-öğretim yaşamları sekteye uğrar. Sıklıkla yaşadıkları çaresizlik ve güvensizlik nedeniyle uğradıkları zorbalığı uzun süre kimseye söylemez, yardım almayı geciktirirler.
Akran zorbalığına uğrayan çocukların ruhsal etkilenmelerini değerlendiren ve 226 genç katılımcı ile yapılan çalışmada akran zorbalığına uğrayan çocuklarda, tiklerin sıklığı, karmaşıklığı ve şiddeti, kaygı depresyon, öfke patlamaları daha fazla bulunmuş, bu çocuklaraın yaşam kalitesinin olumsuz etkilendiği belirtilmiştir. Yaş ortalaması 11 olan, doksan çocukta akran zorbalığının sosyal fobi ve anksiyete bozukluğu ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmada anksiyete bozukluğu olan çocuklarda akran zorbalığının göz önüne alınması önerilmiştir. Akran zorbalığından mağduriyet ve intihar girişimleri arasındaki ilişki üzerine toplam 70102 katılımcının değerlendirildiği metaanalizde, akran mağduriyetinin çocuk ve ergen intihar düşüncesi ve intihar girişimleri ile ilişkili olduğu ve intihar düşüncesi ve girişimleri için bir risk faktörü olduğu bulunmuştur. Yapılan çalışmalar akran zorbalığının pek çok ruhsal bozukluğa neden olarak çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkilediğini, okul ve sosyal yaşamını bozduğunu ve intihar için risk faktörü olduğunu ortaya koymuştur.
Zorbalığın önlenmesine yönelik olarak okul sağlığı ekibi içerisinde yer alan okul yöneticileri, rehberlik servisleri ve okul hemşirelerinin işbirliği zorbalığın önlenmesinde önemlidir. Okulda zorbalık konusunda eğitim verilmelidir. Zorbalık gören ve risk altındaki çocuklar tesbit edilmeli, korunması için önlemler alınmalıdır. Bir zorbalık olayı gerçekleştiğinde bütün bilgiler ayrıntılı alınmalı ve kayıt edilmelidir. Zorbalığa uğran çocukların bunu anlatmaları konusunda cesater verilmeli, güven verilmeli bu konuda tutarlı olunmalıdır. Çocuğun verdiği bilgiler dikkate alınmalı, ailesi ile paylaşması konusunda yönlendirilmeli, çocuğa açıklama yapılarak aile ile ile paylaşılacağı söylenmelidir. Çocuğun sosyal olarak kaybettiği ilişkiler yeniden organize edilmeli, desteklenmelidir. Okulda öğretmen ve erkadaşlardan alınan sosyal destek olumsuz yaşam olayından sonra ortaya çıkabilecek ruhsal sorunlardan çocuğu koruyan en önemli iki destek kaynağıdır. Bu nedenle okul yönetimi, öğretmen ve çocuğun arkadaşları destek konusunda duyarlı olmaları konusunda bilgilendirilmelidirler. Çocuğun güçlü yanları ve problem çözme becerileri artırılmalıdır. Ruhsal sorunlar için çocuk psikiyatrisi uzmanından destek ve danışmanlık alınması sağlanmalıdır. Akran zorbalığın için okul disiplin kuralları işletilmeli, sınırlar net bir biçimde konulmalı, yaptırımlar uygulanmalıdır. Bir çocuğun, bir başka çocuğun sözel, duygusal ya da fiziksel zorbalığına uğradığında, bu istismar uzun süren etkiler bırakabileceği unutulmmalı bu çocuklar uzun süre izlenmeli, gerekli sosyal, duygusal ve ruhsal destek sağlanmalıdır.