Tip 2 diyabet’in çözümü “metabolik cerrahi”de
Metabolik cerrahi ameliyatı, Tip 2 Diyabet’in yanı sıra yüksek tansiyon, kolesterol, trigliserid, kilo fazlalığı ve uyku apnesi gibi sorunlara neden olan metabolik sendromu tedavi edebilen kalıcı bir çözümdür.
Kilo problemleri, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kolesterol metabolizması bozuklukları ile seyreden ve son yıllarda tüm dünyayı tehdit eden bir sağlık problemi haline gelen metabolik sendrom hakkında farkındalık yaratmak amacıyla kurulan Metabolik Cerrahi Vakfı, Tip 2 Diyabet hastalarının ilaçtan bağımsız ve sağlıklı bir yaşama kavuşması için yaptığı çalışmaları sürdürüyor.
Tip 2 Diyabet hastaları insülin üretirler ancak bunu metabolizmalarındaki özel durum yüzünde kullanamazlar. Sorunlarının temelinde, tüketilen işlenmiş gıdalar yüzünden besinlerin doğru yer ve zamanda doğru hormonla buluşamaması yatıyor. Metabolik cerrahi ameliyatı ile çok genel bir ifadeyle çalışmayan hormonların yeniden çalışması sağlanıyor. Metabolik cerrahi yöntemi, Tip 2 Diyabet’in yanı sıra yüksek tansiyon, kolesterol, trigliserid, kilo fazlalığı ve uyku apnesi gibi sorunlara neden olan metabolik sendromu tedavi edebilen kalıcı bir çözüm.
Diyabet ameliyatı denince çoğunlukla akla gelen mide bandı (kelepçe), tüp mide ve mide bypass’ı ameliyatlarının aksine metabolik cerrahi, komplikasyonları sınırlı ve iyileşme süreci hızlı olan bir yöntem. Tıp literatüründe ‘ileal interpozisyon’ olarak bilinen ve yurt dışında da uygulanmakta olan bu yöntem ile ameliyat olan hastaların %95’i, ameliyattan bir yıl sonra hiçbir takviyeye ihtiyaç duymuyor.
Kilo fazlalığı veya obezite, Tip 2 Diyabet, hipertansiyon ve kolesterol metabolizması bozuklukları ile seyreden metabolik sendrom, organ hasarı, iş kaybı ve önemli maddi kayıpların yanı sıra kalp ve damar hastalıklarına da sebep oluyor. Metabolik Cerrahi uygulaması, diğer Tip 2 Diyabet tedavisi yöntemlerine kıyasla pek çok avantaj sunuyor. Uygulanan teknik fizibilite ve güvenlik profili çalışması sonuçları, ileal interpozisyon ameliyatının komplikasyon oranlarının diğer sık uygulanan bariatrik ameliyatlar ile eşdeğer olduğunu göstermekte ve hatta emilim bozucu ameliyatlardan çok daha düşük komplikasyon oranlarına işaret etmektedir.