Prof. Dr. Tarhan: “Anne babanın amacı çocuğu hayata hazırlamaktır”
Anne babanın amacının çocuğu mutlu etmek değil, çocuğu hayata hazırlamak olduğunu söyleyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, her dediğine evet diyen ebeveyn ile büyüyen çocukların duygularını yönetmeyi hiç öğrenemediğine dikkat çekti.
Alanında çok sayıda uzmanın katılım sağladığı sempozyumda ABD’nin ünlü psikanalistleri Duygusal Kas Tekniği Kurucuları Psikolog Kerry Kelly Novick ve Jack Novick de “Duygusal Kas ve Duygusal Farkındalık” başlıklı konuşmalarıyla yer aldı.
Üsküdar Üniversitesi’nin Psikoloji Araştırmaları ve Eğitimleri Derneği ile beraber düzenlediği “Duygusal Farkındalık Sempozyumu” yapıldı. Ana teması “Çocuklar, Eğitim ve Geleceğe Yolculuk” olan sempozyum, alanında uzman isimleri bir araya getirdi.
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleştirilen Sempozyumun açılışını Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Özel Yetenekliler Araştırma ve Uygulama Merkezi (ÖYEMER) Müdürü Halide İncekara, Psikoloji Araştırmaları ve Eğitimleri Derneği (PAVED) Yönetim Kurulu Başkanı Klinik Psikolog Çağla Tuğba Selveroğlu ile Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yaşam stratejinizin merkezine sadece kendi çıkarlarınızı almayın!”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ruh sağlığında insanların hastalanmaması için de çalışıldığını dile getirerek, dünyaca ünlü kalp cerrahı Michael DeBakey’in 90’lı yaşlarda çıkardığı kitabında “Nasıl kalp hastası olunmaz” diye anlattığını ve “Şu ana kadar bin beş yüz kişinin kalp ameliyatını yapmışım, onların iyileşmesine vesile olmuşum. Ama eğer şu andaki aklım olsaydı ben bu kitabı 30 – 35 yaşlarımda yazmış olmak isterdim. Çünkü eğer yazsaydım bu kitabı okuyan bir buçuk milyon kişinin kalp hastası olmamasına katkı sağlamış olurdum. Bu daha önemliymiş.” dediğini anlattı.
Prof. Dr. Tarhan, hasta olduktan sonra yapılanların maliyetinin yüksek olduğunu da dile getirerek, gençlere ‘yaşam stratejinizin merkezine sadece kendi çıkarınızı almayın, ülkenin, ailenin, toplumun çıkarını alın’ dediğini söyledi.
Sempozyumda ele alınan duygusal kas çalışmasına da işaret eden Prof. Dr. Tarhan, bu çalışmanın psikoanaliz ekolünden ilham alınarak yapıldığını kaydetti.
Psikoanalizin günümüzdeki yeni alanının ‘nöropsikoanaliz’ olduğunu da ifade eden Prof. Dr. Tarhan, psikoanalizin biyolojik kanıtlarını ortaya çıkaran bir çalışma olduğunu da söyledi.
Tarhan: “Beyinde var olan yollar da çalıştırılmalı…”
Duygusal kas çalışmalarında ‘kas’ın metafor olarak kullanıldığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, nasıl fizik tedavide vücuttaki kaslar kuvvetlendiriliyorsa, aynı şekilde beyinde de var olan yolların, networkün çalıştırılması gerektiğini anlattı.
Bir çocuktan ahlaklı olmayı, empatiyi yapmayı istemedikçe, çocukların bunu öğrenemediğini anlatan Prof. Dr. Tarhan, haz/doyum ertelemenin ve duygu eğitiminin önemli olduğunu söyledi.
İnsan yavrusunun 1 yaşında yürüyebildiğini, 15 yaşında da iyiyi, kötüyü ayırt edebildiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “İnsan yavrusu psikolojik olarak prematüre doğuyor. Prematüre doğduğu için her şeyi hayattan öğreniyor. Sosyalliği, cinselliği öğreniyor.” dedi.
Prof. Dr. Tarhan: “Uzamış ergenlik var şimdi. 40 yaşına gelmiş hala ergen”
Çocukların sosyal öğrenme ile anne ve babadan öğrendiğini ve ilkokulunun da aile olduğunu anlatan Prof. Dr. Tarhan, çocukların bilgilerinin yüzde 50’den fazlasını 0-3 yaş arasında öğrendiğini ifade etti.
Çocuklarda yaramazlık denilen davranışların hayatı öğrenme olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, duyguları regüle etmenin de önemine işaret etti. “Uzamış ergenlik var şimdi. 40 yaşına gelmiş hala ergen. Erkekler de çok var.” diyen Prof. Dr. Tarhan, kişilerin olgunlaştıkça duygu ve mantık arasında denge sağladığını anlattı.
Duyguların arabanın motoru, mantığın da arabanın direksiyonu gibi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan, akıl ve kalp dengesinin önemine vurgu yaptı.
Genetik olarak babalık hormonu yok…
Prof. Dr. Tarhan, “Beynin ön bölgesi olamasa medeniyet olmazdı. Ahlakı, kişiliği geliştiren duygusal kas beynin ön bölgesinde. Bu kasları geliştirmek önemli. Prematüre doğduğu için çocuk anne babanın yükümlülüğü çok fazla. Genetik olarak babalık hormonu yok, annelik hormonu var. Hormonun adı da oksitosin. En çok da emziren annelerde salgılanır.” dedi.
Oksitosinin aynı zamanda bağlanma hormonu olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Tarhan, çiftlerde sprey olarak kullanıldığını da söyledi.
Çocuğa dayanıklılık eğitimi de vermek gerekiyor
Prof. Dr. Tarhan, çocukların ahlaki kavramları da öğrendiğini belirterek, “Her ihtiyacı karşılanan, her dediğine evet denen çocuk yetiştirmenin yanlışlığı görüldü. Anne babanın amacı çocuğu mutlu etmek değil, çocuğu hayata hazırlamak. Onun için çocuğa dayanıklılık eğitimi de vermek gerekiyor. Çocuğun her dediğine evet derseniz ilerde uyuşturucu kullanan bir çocuğunuz olur. Öfke kontrolü yapamayan bir çocuk olur. Her dediğine evet diyen ebeveynli çocuklar duygularını yönetmeyi hiç öğrenemiyor.” diye anlattı.
Korku odaklı büyütülen çocuklar hırçın ve öfkeli ölüyor
Korkuyla büyütülen çocuklara da değinen Prof. Dr. Tarhan, anne baba korkusu, toplumsal ayıplanma korkusu gibi korku odaklı büyütülen çocukların da hırçın ve öfkeli olduklarını kaydetti.
Bu çocuklarda sevginin sopa gibi kullanıldığını ve koşullu bir sevginin söz konusu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, çocukların Allah korkusu diye yanlış büyütüldüğünü aslında ‘Allah sevgisini kaybetme’ korkusunun olması gerektiğini hatırlattı.
Böyle yetişen çocuğun da anne, baba ve yaratanı ceza veren olarak gördüğünü, kendini hissedince de tamamen ret etmeye başladığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, korkuyla büyütülen çocukların ilk fırsatta anne babayı tanımamaya başladığını, agresif ve hırçın olduğunu anlattı.
Çocuklara empati de öğretilmeli
Çocuklara duygu ve düşünce ayrımını küçük yaşta öğretmek gerektiğine de vurgu yapan Prof. Dr. Tarhan, çocuklara empatinin de öğretilmesi gerektiğini dile getirdi.
Çocukların ilkelerle büyütülmesi gerektiğini de ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Toplumdaki tek insan benim gibi davranma” konusunun da çocuklara öğretilmesi gerektiğini kaydetti.
Bireylerin kendisine ‘Nasılsın?’ diye sorması önemli…
Psikoloji Araştırmaları ve Eğitimleri Derneği (PAVED) Yönetim Kurulu Başkanı Klinik Psikolog Çağla Tuğba Selveroğlu, bireylerin kendisine ‘Nasılsın?’ diye sormasının önemli olduğunu belirterek, kişilerin hem olumlu duyguları hem de zorlayıcı duyguları aynı anda hissedebileceğini söyledi.
Selveroğlu, bastırılan duygular bedende, midede, kafada, eklemlerde saplanıp kalmasın, hasta etmesin diye duygusal farkındalığın önemli olduğunu ifade ederek, okullarda duygusal okur yazarlık öğretilmesi gerektiğini vurguladı.
İncekara: “Ne kendi duygularımızı yönetebiliyoruz ne birlikte yaşadıklarımızın duygularını yönetebiliyoruz.”
Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Özel Yetenekliler Araştırma ve Uygulama Merkezi (ÖYEMER) Müdürü Halide İncekara ise yaptığı konuşmada duyguları yönetmenin önemine işaret etti.
“Kendi kendimize de yalan söyler miyiz? Mesela, kötüyken iyiyiz, iyiyken kötüyüz der miyiz? Kendi iyilik ölçümüzü neye göre belirleriz?” diyen Halide İncekara, bir öğrenci olarak sempozyuma katıldığını dile getirdi.
İncekara, “Sosyal faaliyetler, hastaneler, siyaset her şey fiziksel çözüm bulabilir ama duygusal çözümü bulmada hepimiz aciziz. Ne kendi duygularımızı yönetebiliyoruz ne birlikte yaşadıklarımızın duygularını yönetebiliyoruz. Yönettiğimiz zannediyoruz ama hepimiz birbirimiz kandırıyoruz. Kandırdıkça daha çok mutsuz oluyoruz. Aslına kandırırken aynı zamanda kandırılıyoruz.” dedi.
“Duygusal Kas ve Duygusal Farkındalık”
Sempozyuma ABD’den Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi ile ilişkili uluslararası üniversiteler tarafından kabul görmüş çocuk psikologlarından Duygusal Kas Tekniği Kurucuları Psikolog Kerry Kelly Novick ve Jack Novick de online katılım sağlayarak “Duygusal Kas ve Duygusal Farkındalık” başlıklı konuşmalarını gerçekleştirdi.
Kerry Kelly Novick, “Bu eğitim programını hazırlamak için duygusal kaslarınızı çok çalıştırdınız. Duygusal kas klinik çalışmayla başlayan ve daha sonra eğitim ve yaşam ortamlarında kullanılan ve psikoterapiye yeniden getirebileceğimiz içgörüleri sağlayan pozitif bir döngüyü temsi ediyor. Psikodinamik terapi fikirleri ve eğitim arasındaki uzun ve onurlu bir etkileşim geleneğinin parçasısınız.” dedi.
Jack Novick ise “Entegre iletişim 100 yıl önce Viyana’da Anna Freud’un anaokulu seminerlerini vermesiyle başladı. Çocuk terapistleri ve öğretmenler bunları tartışıp, araştırıp anaokullarında, çocuk bakım yuvalarında yoksul çocuklara ve göçmenlere uyguladılar.20. yüzyılda Anna Freud, öğrencilere çocukların ve ailelerin ihtiyaçlarına hizmet etmek amacıyla dünya çapında birçok merkez ve okul kurdu. Gerçek ustalık ve güven, gerektiğinde yeni duygusal kaslar oluşturabileceğinize veya yaratabileceğinize güvenmektir.” dedi.
Aile fotoğrafı çekildi
Açılışın ardından Klinik Psikolog Çağla Tuğba Selveroğlu tarafından ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a kitap hediye edildi ve katılımcılarla birlikte aile fotoğrafı çekildi.
Sempozyum oturumlarında duygusal farkındalık her yönüyle ele alındı Sempozyumda, Uzman Psikolog Bilge Kol “Kendinizi ve İlişkilerinizi Daha İyi Anlama Yolculuğu”, Klinik Psikolog Kıvılcım Kıran “Ebeveyn-Çocuk İlişkilerinde Duygusal Farkındalık”, Dr. Öğr. Üyesi, Klinik Psk. Fatma Turan “Duyguların Psikolojisi”, Klinik Psikolog Çağla Tuğba Selveroğlu “Çocukların Duygusal Zekâ ve Duygusal Kas Gelişiminde Duygusal Farkındalığın Rolü”, Genetik Uzm. Büşra T. Kazan ve Uzm. Psk. Merve Onurbilen Kunter “Nesillerarası Aktarım ve Aile İlişkilerinde Duygusal Farkındalık”, Öğr. Gör. Hale Güneş “Duygusal Farkındalık Eğitiminin Kurum/Kuruluş, Sınıf İçi Disiplin ve İlişkiler Üzerindeki Etkisi”, Dr. Ayşegül Liman Kaban “Eğitimde Duygusal Farkındalığın Geleceği ve İnovasyon”, Klinik Psikolog Bahar Çakır “Duygusal Farkındalığın Psikoterapi Süreçlerine Katkısı”, Uzm. Fzt. Umut Aybarç “Duygusal Farkındalığın Ergoterapi Süreçlerine Katkısı”, Dr. Sümeyye Ertek “Duygusal Farkındalığın Sağlık Üzerindeki Etkisi” ve Dr. Ümit Ertem, Uzm. Klinik Psikolog Saadet Aybeniz Yıldırım “Duygusal Farkındalığın Sağlık Çalışanları Üzerindeki Etkisi” başlıklı sunum gerçekleştirecek.