Kalp kapak tedavilerinde ameliyatsız yöntemler
Cerrahinin riskli olduğu ileri yaş kalp kapak hastaları için umut olan ameliyatsız yöntemler, yüz güldürüyor. Son yıllarda Türkiye’de de uygulanmaya başlayan Mitraclip Yöntemi, nefes almakta zorlanan, bir odadan diğer odaya dahi geçemeyen hastalarda olumlu sonuçlar veriyor. Yöntem, uzun vadede kalbin bozulmasını önleyebilecek çok önemli bir yaklaşım özelliğini de taşıyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kalp kapak hastalıklarının tedavisinde ameliyatsız yöntemlerin tercih edildiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İsmail Ateş, “Ameliyatsız yöntemler, özellikle nefes almakta zorlanan hastaların nefesinin düzelmesini sağladığı gibi hareketlerinin de rahatlamasına yardımcı olur. Yöntem ayrıca uzun vadede kalbin bozulmasını önleyebilecek çok önemli bir yaklaşım haline geldi.” dedi.
İleri yaştaki hastalarda cerrahi müdahalenin riskli olabileceğini aktaran Dr. Ateş, “Mitral kapaktaki problemler yaş grubu yüksek hastalarda görülür ve bu durumda hastalara cerrahi müdahale yapılması risk taşımaktadır. Evde odadan odaya geçemeyen hastalar düşünün; yani kalp yetmezliği ve kalp kapaklarında sorun var ancak ameliyat olması mümkün değil… Bu gibi cerrahi olarak reddedilmiş hastalara Mitraclip Yöntemi ile müdahale edebiliyoruz.” şeklinde konuştu.
HASTALARIN HAREKET KAPASİTELERİ ARTIYOR
Ateş sözlerine şöyle devam etti;
“Mitraclip metodu anjiyo yöntemiyle uygulanıyor. Göğüste hiçbir kesinin olmadığı, kasıktan yapılan bu işlem 1-1,5 saat sürüyor. Bu yöntemle aynı anjiyo gibi sağ kasıktaki toplardamardan girerek mandallama yöntemi ile mitral kapak tamiri yapıyoruz. Mitral kapak ön ve arka yapraktan oluşuyor. Anjiyo metoduyla kateterle kasık toplardamarından girilip, karın içindeki büyük toplardamara geçilerek kalbe ulaşılıyor. Sonrasında damar içindeki kateter kanalıyla mitral kapak seviyesine kadar mitraclip cihazı ulaştırılıyor. Mitraclipin kanatları bu noktaya ulaştığında açılıyor. Problemli olan kalp kapak kısımları mitraclipin kanatları altına alınıyor ve hedeflenen kapak yapısı sağlanınca dikişler karşılıklı olarak tutturuluyor. Bu noktada kapakta yeterli kapanma sağlandığı test ediliyor. Bu şekilde kapak tamir edilmiş oluyor ve hastalar 1 gün sonra normal hayatlarına dönmek üzere taburcu ediliyorlar. İşlem sonrasında hastaların öncelikle kalbe bağlı nefes alamama, nefes düzensizliği yakınmalarında azalma meydana geldiği gibi, kalp büyümesi duruyor ve hastaların hareket kapasiteleri artıyor.”
TRİKÜSPİD KAPAK TEDAVİSİNDE TRİCLİP YÖNTEMİ
Triküspid kapak tedavisinde uygulanmaya başlanan TriClip yöntemine ve avantajlarına da değinen Dr. İsmail Ateş, ”Adından da anlaşılabileceği gibi TriClip tedavisi mitral kapak yerine triküspid kapak dediğimiz kapağa MitraClip tedavisine benzer şekilde klips yerleştirilmesi ( mandallama) prensibine dayanan bir tedavi yöntemidir. MitraClip tedavisinde olduğu gibi benzer hazırlıklar yapıldıktan sonra üç yaprakçığı bulunan triküspid kapağın uygun yaprakçıklarının klips ile birleştirilmesi ve kapak kaçağının azaltılması temel tedavi hedefidir. Bu yöntemde de hasta kısa sürede iyileşip günlük yaşamına çok daha enerjik ve sağlıklı bir biçimde dönebilmektedir.” Şeklinde bilgi verdi.
AORT KAPAK YENİLEME (TAVİ) İŞLEMİ NEDİR?
Dr. Ateş, aort kapak yenileme işlemi olan TAVİ yöntemi hakkında da bilgi vererek şunları söyledi:
“Aort kapak hastalıkları özellikle yaşın ilerlemesi ile kapağın kireçlenmesi sonucu karşımıza çıkabilen ve tedavi edilmediği takdirde kısa sürede ölümle dahi sonuçlanabilecek ciddi bir sağlık sorunudur. İleri yaş hastalarda görülen aort kapak hastalıklarına akciğer, böbrek ve karaciğer gibi hayati organların yetmezlikleri de eşlik edebilmektedir. Eşlik eden bu hastalıklar cerrahi müdahaleleri oldukça riskli kılabilmektedir. TAVİ tedavi yöntemi çoğunlukla kasık atar damarı vasıtasıyla aort kapak pozisyonuna, uzaktan kapaklı bir stent halinde tasarlanmış özel aparatların basınçla şişebilen bir balon ile yerleştirilmesi temeline dayanır. Yaklaşık 1 saat gibi kısa bir sürede gerçekleştirilebilen bu kapak yerleştirme işlemi sonrası hasta kısa sürede ayağa kalkabilmekte ve günlük yaşamına devam edebilmektedir.”