Uyaran eksikliği Otizmle karıştırılıyor
0-2 yaş döneminde ortaya çıkan, konuşma ve iletişim problemleriyle kendini belli eden uyaran eksikliği, erken tanı ve terapi süreciyle tedavi edilebiliyor. Dil ve Konuşma Terapisti Mehmet Hayri Mazlum Şahin, uyaran eksikliğiyle ilgili merak edilen konularda bilgi veriyor.
Çocuğunuz yeterli düzeyde konuşamıyor, akranlarıyla iletişimde ve etkileşimde sorunlar yaşıyorsa… Davranış problemleri sergiliyor, istediği olmayınca ağlayıp bağırıyorsa… İnatçı ve sinirliyse… Sosyal uyumu yeterli değilse, davranış sorunları varsa bunun nedeni uyaran eksikliği olabilir. Uyaran eksikliğinin, otizmle sık sık karıştırılan bir sorun olduğunu söyleyen Dil ve Konuşma Terapisti Mehmet Hayri Mazlum Şahin, uyaran eksikliğini şöyle anlatıyor: “Uyaran eksikliği, 0-2 yaş döneminde çocuğun uyaranlara çok az maruz kalması sonucu ortaya çıkar. Ebeveynden bağımsız büyüyen, teknolojik aletlerle fazlaca vakit geçiren çocuklarda görülür. Bu tip durumlarda çocuk Çevreden gelen sesler, duyu, tat, şekiller, nesneler, kavramlar, yönergeler, sosyal ortamlar, ebeveynler ile geçirilen zaman, oyunlar gibi uyaranlara ulaşamamış olur. 2 yaşından sonra genel gelişimlerinde problemler görülmeye başlanır. Repertuvarlarındaki sözcük sayısı çok azdır ya da hiç konuşamıyordur. Sesli uyarılara cevap vermediği için ebeveynler çocuklarında farklı birçok problemden şüphelenebilir.”
Ebeveynleriyle iletişimi kısıtlı olan çocukta uyaran eksikliği görülebiliyor
Uyaran eksikliğini otizmden ayıran en önemli etmenin uyaran eksikliği olan çocukların sosyal iletişimi otizm tanısına sahip çocuklara kıyasla daha iyi olması olduğuna dikkat çeken Dkt. Şahin, uyaran eksikliğini tetikleyen en önemli etmenlerin yoğun televizyon, tablet ve telefon kullanımı, genel gelişimsel sorunları, ebeveynlerle iletişimde kısıtlılık, zayıf duygusal bağlantı ve duyusal uyarımların bozukluğu olduğunu anlatıyor. Dkt. Şahin, uyaran eksikliğine bağlı sorun yaşayan çocukların en sık gösterdikleri davranış ve konuşma problemlerini şöyle sıralıyor:
- Konuşma gelişiminin yaşıtlarından geri olması,
- Sadece vokal sesler çıkarması veya repertuarında birkaç sözcük ile konuşuyor olması,
- Kendi istediği olmadığı zaman bağırma, ağlama ve öfke krizleri,
- Konuşma anlaşılırlığının sınırlı olması,
- Söylenenleri bazen anlayıp bazen anlamaması,
- Söylediğiniz şeyin kendi istediği ve anladığı şekliyle yapıyor olması,
- Sosyal hayata, akranlara ve çevreye karşı uyum sorunlarının yaşanması.
Ailedeki eğitimle tedavi daha hızlı ilerleyebilir
Erken tanı ve doğru terapi süreciyle uyaran eksikliği sorununun giderilebileceğini anlatan Dkt. Şahin, bu durumun süresinin ailenin çabasına, uzmanın yeterliliğine ve çocuğun uyaran eksikliği derecesine bağlı olarak değişebileceğini altını çiziyor. Uyaran eksikliğinin uzman desteğiyle ortadan kalkabilen bir durum olduğunu hatırlatan Dkt. Şahin, “Eğer belirtiler önemsenmez ise ilerleyen dönemlerde çocukta duygusal eksiklikler, akademik yetersizlikler, sosyal geri çekilmeler ve psikolojik sıkıntılar görülür. Uyaran eksikliğinde en önemli nokta aile eğitimidir. Ailenin eğitimi ve uzmanın öngörüleriyle çocuk tedavide daha hızlı ilerleme sağlar. Çocuğun tablette ve televizyonda geçirdiği süre 20 dakikadan fazla olmamalı, bunun yerine çocuk aile ve akranları ile sosyalleşmeli ve sosyalleşeceği alanlarda bulunulmalı. Aile, uzmanın verdiği eğitim planına harfiyen uymalı evde çalışılmalı. Çünkü en doğal öğrenmeyi ebeveynlerden ev ortamında öğrenir. Ebeveynler uzmanla sürekli temasta olmalı ve süreç etkileşim halinde yönetilmeli” diyor. Dkt. Şahin, uyaran eksikliği olan çocukların ebeveynlerine şu önerilerde bulunuyor: “Çocuğunuzu mümkün olduğu kadar çok uyarana maruz bırakın. Çocuğunuzla sürekli iletişim halinde olun, konuşurken göz kontağı kurmaya çalışın. Çocuğun sosyal gelişimini destekleyin. Sık sık dışarıya çıkarıp akranları ile oyun oynamasını sağlayın. İşlevsel oyunlara ağırlık verin. Televizyon, tablet ve telefon gibi teknolojik aletlerden uzak tutun.