Doğumsal Kalp Hastalıklarına dikkat!
Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Arslandağ konu hakkında bilgiler verdi.
Ülkemizde kabaca yılda 12000-15000 bebek doğumsal kalp hastalığı ile doğmaktadır, bir kısım hastalık çok ciddi sonuçlara yol açabilmekte ama çoğu daha selim seyretmektedir.
Gebeliğin ilk 2-3 ayında bebeğin organları gelişmeye başlar, işte bu gelişim aşamasında meydana gelen olumsuzluklar sonucunda kalp dokusunda kusurlar meydana gelebilir; bu kusurlara Doğumsal –Konjenital- Kalp Hastalıkları denilmektedir. Bazı kalıtsal ve kazanılmış birçok etmen bu hastalıkların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Annenin diabetik olması, gebelikte geçirilen bazı viral hastalıkları, bazı ilaçlar, alkol, tütün ürünleri kullanımı, radyasyona maruz kalma gibi sonradan kazanılan etmenler yanında önceki bebekte kalp hastalığının olması, down sendromlu bebek, anne ve babanın ailesinde DKH nın olması gibi genetik kökenli nedenler sebep olarak sayılabilir.
Kaba tabirle bu hastalıklar kalbin odacıklarını birbirinden ayıran kapakları, duvarları ve kalbe giren çıkan ana damarları ilgilendiren hastalıklardır. En sık görülen formasyonları delik diye söylenen ASD ve VSD durumlarıdır. Daha selim seyreden bu hastalıklar yanında atrezi denilen ve gelişeme hali olan ciddi tablolar da mevcuttur. Bu ciddi tablolar hızla tedavi gerektiren durumlardır.
Genel olarak en önemli belirtileri nefes daralması ve bebeğin renginin mavimor renge dönmesi denilen siyanoz halidir. Belirtiler hastalığının şiddeti ile alakalıdır, kişi hiç belirti vermeden yıllarca da yaşayabilir. Ancak ciddi tablolarda meme emememe, morarma, beslenme güçlüğü, sık nefes alma ve aşırı terleme gelişebilir. Bebeği muayene eden hekim arkadaş sıklıkla üfürüm duyar. Pediatrik kardiyoloji uzmanının muayenesi ile hızla tanı konulabilir ve hastalığa göre tedavi planlanabilir. Erken tanı hayat kurtarır.
Muayene sonrası telekardiyografi denilen akciğer filmi benzeri bir röntgen, EKG ve EKO uygulamaları ile tanı konulmaktadır. Hastaya daha detaylı inceleme için kardiyak kateterizasyon denilen ve anjiyografi laboratuvarında yapılan işlemler yapmak da gerekebilmektedir. Modernizasyon ile Tomografi ve Manyetik Rezonans metotları da tanı için kullanılabilmektedir.
Elde edilen veriler incelenip tanı kesinleşince tedavi için kabaca 3 yöntem vardır;
a. İlaç tedavisi
b. Kateter laboratuarında uygulanan girişimsel tedavi yöntemleri
c. Cerrahi düzeltme ameliyatları.
Hasta nasıl tedavi edilirse edilsin taburcu esnasında ailesine detaylı bilgi verilir ve bu hastalıkla yaşam hakkında önerilerde bulunulur. Özellikle kalbin enfeksiyon kapmaması için alınması gereken önlemler anlatılır, kan oksijenini ölçmek için kullanılacak aletler tedarik edilir ve kullanılması öğretilir. Sıklıkla egzersiz kısıtlaması gerekmez, hem çocuğun sosyal gelişimi hem psikolojisi hem de kardiyolojik performans açısından klinik durumuna uygun olan aktivite konusunda eğitim ve cesaret verilir. Ancak ani kalp ölümüne neden olan bazı özel durumlarda kısıtlamalar gerekmektedir.