Genel Cerrahi

Prostat Tedavisinde altın standart: Holmium Lazer

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Üroloji uzmanı Prof. Dr. Murat Arslan’ın planladığı Canlı Cerrahiler Eşliğinde HoLEP Kursu, Türkiye’nin farklı illerinden katılan değerli Üroloji hekimlerinin katılımlarıyla gerçekleştirildi.

İyi huylu prostat büyümesinde tercih edilen ve altın standart olarak kabul gören Holmium Lazer tedavisinin avantajları ve örnek olgular hakkında konuşulduktan sonra canlı cerrahiler eşliğinde eğitim programı sona erdi.

Prof. Dr. Murat Arslan, “Günümüzde yaşam süresinin de uzamasıyla 60 yaş üstü her 5 erkekten 2’sinde iyi huylu prostat büyümesi görülebilmektedir. Bu sorunun tedavisinde kullandığımız HoLEP ameliyatı ile hastalar çok daha hızlı iyileşebilmektedir. Bu ameliyatın dünyada ve ülkemizde yaygınlaşması için biz de bu konudaki bilgilerimizi ve tecrübelerimizi aktarmak için bu kursu düzenledik. Kursumuz önce teorik sunumlarla başladı ardından canlı cerrahiler eşliğinde devam etti. Yoğun katılımla gerçekleşen kursumuzu başarı ile tamamladık” dedi.

Holep yöntemi ile prostat cerrahisi

HOLEP, “Holmium Laser Enucleation of Prostate”, Prostatın Laser ile enükle edilerek parçalanarak çıkarılması demektirHoLEP, Amerika ve Avrupa’da son 10 yılda yaygın olarak kullanılmakta ve prostat büyüme tedavisindeki başarısından dolayı altın standart tedavilerden biri olarak görülmektedir.

HoLEP ameliyatı, hastanın idrar kanalından girilerek yani kapalı olarak yapılmaktadır. Holmium lazerle büyümüş olan prostatik adenom prostatın kapsülünden ayrılarak çıkarılır ve geride adenom dokusu kalmadığı için tekrar büyüme de gözlenmez. Alınan dokular patolojik olarak incelenerek kanser dokusu olup olmadığı da araştırılmaktadır.

Lazer ile kanamalar çok iyi kontrol edildiği için hasta çok az kan kaybeder. HoLEP ameliyatı, kalp ve akciğer hastalığı olanlarda ve kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalara güvenle uygulanabilmektedir.

Holep ameliyatının avantajları nelerdir?

Lazerle prostat büyümesi ameliyatında, prostat dokusu tam olarak çıkarıldığından hastalığın yineleme riski yoktur. Lazerle kanama kontrolü çok iyi yapılabildiğinden kan sulandırıcı (antiagregan-koagulan) ilaçlar kullanmak zorunda olan hastalar için bu yöntem oldukça güvenlidir. Daha düşük kanama riski, daha kısa hastanede yatış süresi ve daha hızlı iyileşme süreci gibi avantajlarla kısa bir sürede hastalar sondalarından kurtulur, normal hayatlarına hızlı dönüş yapabilirler. Sonuçta da hastalar kendi ifadeleriyle ameliyat sonrası 30’lu yaşlarına geri dönmüş olurlar.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir