Uzmanlar uyardı: Yalnızlığa uzak, sosyalliğe yakın olun!
Ruh sağlığının iyi oluşunda sosyal etkileşimin önemini vurgulayan uzmanlar, olaylara ve durumlara olumlu açıdan bakmanın da iyi oluşu sağladığına dikkat çekiyor. Beynin ve zihnin diğer tüm organlardan çok daha esnek, elastik ve gelişime açık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Cumhur Taş, ruhun en önemli gıdasının sosyallik olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Taş, özellikle pandemi döneminde oluşan hasarların olumlu sosyal aktivitelerle, yüz yüze olumlu etkileşimlerle, insanların kendilerine ve ailelerine vakit ayırmalarıyla, hayatları için değer olarak addettiği durumlara daha çok kendini adamalarıyla hızlıca düzelebileceğini vurguladı. Taş, yalnızlaşan ve sosyallikten uzaklaşan kişilerin ruh sağlığı sorunları yaşamalarının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Psikoloji bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cumhur Taş, toplum ruh sağlığının önemine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Zihinsel sağlık, zihinsel iyilik halidir
Prof. Dr. Cumhur Taş, ruh sağlığının “mental health” olarak İngilizce’den Türkçe’ye çevrilen zihinsel sağlık, zihinsel iyilik hali olduğunu belirterek “Beden sağlığı ile ruh sağlığını eş anlamlı gibi düşünebiliriz. Birinde zihnin sağlıklı oluşu yani bir problem yaşanmaması, diğerinde ise bedenin bir problem yaşamaması ifade edilir.” dedi.
Zihinsel sağlık bütün bedeni kontrol etmektedir
Zihinsel sağlığın bütün bedeni kontrol eden bir sistemin kilidi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Cumhur Taş, “Beynimiz aracılığıyla bütün vücudumuzu ilgili hormonların salgılanmasıyla motor hareketlerimizi, kalp atışımızı, heyecanımızı, coşkumuzu kontrol ediyoruz. Böyle bir sistemi yürüten ana yapının yani zihnin yani beynin herhangi bir sorun yaşamadan çalışıyor olması bizim sosyal olarak uyum içerisinde toplumda sağlıklı ve mutlu bir şekilde yaşamamızın en önemli yapı taşıdır.” diye konuştu.
Mental iyi oluş, problemlere çözüm üretebilmektir
İyi ruh sağlığı tanımının “mental iyi oluş” olarak yabancı literatürden dilimize girdiğini kaydeden Prof. Dr. Cumhur Taş, “Mental iyi oluş demek, uygun problemler karşısında çözümler üretebilen, çoğunlukla pozitif ve mutluluk duygusunu daha yoğun hayatında hisseden, yaşama karşı daha pozitif bir bakış açısı öne sürebilen ve psikopatoloji dediğimiz ruh sağlığını bozan sorunlardan uzak bir hayat sürebilmek anlamına gelmektedir.” diye konuştu.
İyi ruh sağlığı için emek ve ilgi gerekiyor
Ruh sağlığının iyi olması için tavsiyelerde de bulunan Prof. Dr. Cumhur Taş, ruh sağlığının iyi olması için önce beden sağlığının yerinde olması gerektiğini kaydederek şunları söyledi:
“Ruh sağlığının iyi oluşu yani mental iyi oluşu aslında bir çiçeğin sulanmasına ya da bir bilgisayarın sürekli açık kalmasına benzetiyorum. Yaşamda bir şeylerin iyi olabilmesi için sürekli onu beslemek, yeri geldiğinde küçük sorunlar çıkarttığında ilgilenmek, daha iyi hissetmesi için elimizden geleni yapmak gerekir. Beden sağlığını korumak için sağlıklı yaşamaya özen göstermek gerekir. Şeker hastalığı, tansiyon rahatsızlığı, kalp rahatsızlıklarından korunmak için aktif spor yapıyoruz, diyetimize dikkat ediyoruz, stresli durumlardan uzak durmaya çalışıyoruz. Bunlar bedenimizin iyi olması için yapmamız gerekenlere örneklerdir.”
Beyni de dinlendirmek gerekiyor
Zihinsel sağlık ne kadar iyiyse bu sistemi yönettiği için bedensel sağlığın da ona paralel şekilde iyi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Cumhur Taş, “Ruh sağlığımızın iyi olması için de beynimizin çalıştığı dönemleri ve dinlendirdiğimiz dönemleri birbirinden ayırt etmemiz gerekiyor. Sürekli düşünen ve çalışan bir beyin sürekli ısınan bir bilgisayar gibi arıza çıkartmaya mahkumdur. Bu eksende bakınca mutlaka boş zaman etkinliklerini iyi planlamak lazım. Yaşamınızda değer olarak addettiğiniz konulara kendinizi adamamız lazım. Değer olarak addettiğiniz şey aile ise aileye kendinizi adamak ve bununla ilgili aktiviteler yapılması gerekiyor. Değer olarak addettiğiniz şey iyilik yapmak, insanlara yardımcı olmak ise bunlarla ilgili aktivitede bulunmak ve çalışmalar yapmak gerekiyor. Kişinin değer olarak addettiği şey başarılı olmaksa başarı yolunda kendini adamak ve bununla ilgili çalışma yapmak ruh sağlığına hep olumlu gelecek şeylerdir.” diye konuştu.
Sorunları kartopu haline getirmektense olumlu bakmayı öğrenmek gerekiyor…
Ruh sağlığı bozukluklarında ağırlıklı olarak kaygının öne çıktığını ifade eden Prof. Dr. Cumhur Taş, “Gelecekle ilgili olumsuz beklentiler söz konusudur ve bu olumsuz beklentiler ruh sağlığını hemen her zaman olumsuz etkiler. Oysa geleceğin ne getireceğini hiçbirimiz bilemiyoruz. Bu durumda olumsuz beklentiler silsilesiyle sorunları kartopu haline getirmektense olaylara olumlu bakmaya devam etmek, zihnimizi boşaltabilecek etkinliklerin içerisine girmek, bakış açımızı negatiften daha pozitife çevirebilmek önemlidir.” tavsiyesinde bulundu.
Sosyallikten uzak insanın ruh sağlığı sorunu yaşaması kaçınılmazdır
Pandemi sürecinde beden sağlığına yapılan yatırımların fazlasıyla azaldığını ve aksatıldığını belirten Prof. Dr. Cumhur Taş, “Bu da ruh sağlığımızı olumsuz etkiledi. Ayrıca ruhumuzun en önemli gıdası sosyalliktir. İnsanlarla yüz yüze etkileşimin ve yüz yüze iletişimin azalmış olması ruh salığımızı olumsuz etkileyen en önemli faktördür. Yalnızlaşan insan, sosyallikten uzaklaşan insanın ruh sağlığı sorunları yaşaması kaçınılmazdır. Çünkü o zaman duyduğunuz tek ses kendi iç sesiniz oluyor ve iç sesimiz bize her zaman iyi şeyler söylemiyor. Bazen sürekli negatif düşünce üreten bir makine gibi olumsuz şeyler de üretebiliyor. İnsanlardan aldığınız geri bildirimler ya da onlarla geçirdiğiniz boş zaman aktiviteleri aslında bizim bu sürekli negatif düşünmeye yatkın zihin tarafımızın daha az konuşmasına ya da daha kısık sesle konuşmasına sebep oluyor. Bu da bizim ruh sağlığımız için ziyadesiyle olumlu bir şey.” dedi.
Pandemide depresyon ve kaygı bozukluğu ile baş etmek zorunda kalındı
Prof. Dr. Cumhur Taş, pandemiyle beraber yalnızlaşan bireylerin daha çok sorunlarıyla yüzleşmek ve artan negatif düşünceler dolayısıyla depresyon ve kaygı bozukluğu gibi sorunlarla daha çok baş etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Prof. Dr. Cumhur Taş, “Bu dönemde özellikle beden sağlığına da dikkat edilmemesi, sportif aktivitelerin azalması pandemiyle birlikte yine en direkt olarak ruh sağlığımızı olumsuz etkileyen faktörlerdi.” dedi.
Pandemi hasarları kendimizi adadığımız değerlerle aşılabilir
Beynin ve zihnin diğer tüm organlarımızdan çok daha esnek, elastik ve gelişime açık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Cumhur Taş, “Bu elastikiyet, bu plastiklik, bu genişleme hücresel anlamda elbette yeni hücreler gelişmesiyle değil ama çok sağlıklı bağlantılar oluşmasıyla hızlıca sağlanabiliyor. Bu sebepten ötürü pandemi döneminde oluşan hasarlar yine pandemi dönemi sonrasında olumlu sosyal aktivitelerle, yüz yüze olumlu etkileşimlerle, insanların kendilerine ve ailelerine vakit ayırmalarıyla, hayatları için değer olarak addettiği durumlara daha çok kendini adamalarıyla hızlıca düzelebilecek sorunlardır.” dedi.
Yeni yaşanan olumlu olaylar, eski olumsuzlukları örtebilir
Prof. Dr. Cumhur Taş, ruh sağlığı problemlerinin belki de en olumlu taraflarından birinin yeni yaşanan olumlu olayların eski yaşamların olumsuz olayların üzerini örtebilmesi ve yarattığı acıyı hafifletebilmesi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Cumhur Taş, “Bunun için pandemi döneminden sonra olumlu aktiviteler ve eylemler ile hayatınızı yeniden olumlu ve ruhsal açıdan iyi oluş haline kavuşmuş bir formata dönüştürebilmek mümkün olabilir.” dedi.
Profesyonel destek alınabilir
Bu dönemde ortaya çıkan sorunların ve hasarların telafisi için yapılabileceklere de değinen Prof. Dr. Cumhur Taş, “Burada ilk aşama önce ruh sağlığı bozukluğuna ulaşan sorunların bir profesyonel yardım gerektirip gerektirmediğinin belirlenmesidir. Eğer ruh sağlığı sorunlarınız işlevselliğinizi bozuyorsa tek başınıza denizde çırpınmaya gerek yok. Bu konuda profesyonel yardım almak gerekir. Çünkü herkes bu pandemi sürecinden bir hasarla çıkacak ve bu hasar bazıları için tek başına tamir edilemez düzeyde olabilir.” dedi.
Müzik dinlemek, ibadet etmek iyi oluş sağlıyor
Bu yardımın bazen psikoterapi ile bazen de bir psikiyatrist görüşmesi sonucu ilaç tedavisiyle alınabileceğini kaydeden Prof. Dr. Cumhur Taş, “Yine davranışsal aktivasyon dediğimiz ya da günümüzde yaygın olarak kullanıma giren ve bence gelecek açısından da büyük potansiyeli olan kabul ve adanmışlık uygulamaları terapileriyle hızlıca telafi edilebilir. Bu terapiler, bu uygulamalar daha çok zihnimizi meşgul edecek olumsuz düşüncelerle ilgilenmek yerine zihnimizi olumlamaya ve iyi oluş haliyle meşgul edecek egzersizler içerir. Bu egzersizler bazı kişiler için müzik dinlemektir, bazı kişiler için namaz kılmaktır, bazı kişiler için meditasyon yapmaktır, bazı kişiler için resim çizmektir. Herkes kendini iyi hissettirecek etkinliklerini bularak bunları günün içerisine belirli zaman alanlarına serpiştirmelidir.” tavsiyesinde bulundu.
Sosyal etkileşim iyi geliyor
Herkesin zihninin olumsuz düşünceler ürettiğini kaydeden Prof. Dr. Cumhur Taş, “Belki de bu olumsuz düşüncelerin gün boyu düşünülmesini engellemek adına düşünce saatleri oluşturmak iyi bir strateji olarak önerilebilir. Burada bütün gün olumsuz şeyleri düşünmek yerine hayatınızla ilgili olumsuzlukları günün belirlediğiniz bir saatine sıkıştırmayı ve o saati düşünme saati olarak kabul etmek, diğer saatlerde de bu sıkıntıları düşünmemek bir strateji olarak geliştirilebilir. Bunun yanında insana iyi gelen şey sosyal etkileşimdir ve sosyal etkileşiminizi size iyi hissettiren kişilerle birlikte arttırmanızın ruh sağlığınıza olumlu etkilerinin olacağı muhakkak bir gerçektir.” dedi.
Değerlerimize sahip çıkmalıyız
“Hepimizin bu hayatta kendini adadığı değerleri vardır. Bu değerler bizim pusulamız gibidir” diyen Prof. Dr. Cumhur Taş” “Pusulamıza sahip çıkarsak, değerlerimizin bize gösterdiği yolda kendimizi adayarak yolumuza devam edersek pandemi döneminin yarattığı hasarlardan en kısa sürede sıyrılarak ruh sağlığımızı olabilecek en iyi seviyede korumaya, sürdürmeye ve geliştirmeye devam ederiz.” diye konuştu.